Olaylar Ve Görüşler

İktidar karşısında hak ve özgürlükler - AV. EROL TÜRK

17 Haziran 2024 Pazartesi

Hukukun kaynağı insandır. Kişinin dilediği gibi yaşaması ve gelişmesi için muhtaç olduğu hakların ve özgürlüklerin güvence altında olması onun insan olarak bazı haklara ve özgürlüklere doğuştan sahip olduğunun kabul edilmesi ile mümkündür. İnsanın doğuştan sahip olduğu bu haklar ve özgürlükler devredilemez, vazgeçilemez kutsal haklardır.

Anayasamıza göre de herkes kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahiptir. Temel hak ve özgürlükler özlerine dokunulmaksızın, savaş, seferberlik gibi olağanüstü hallerde, milletler arası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla ancak yasa ile sınırlandırılabilir. Bu sınırlamalar, anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve demokratik, laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz. Anayasada yer alan hak ve özgürlüklerden hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı, insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler şeklinde kullanılamaz.

Özgürlük bir haktır. Her hak ancak özgürlükle elde edilebilir. Hak, özgürlüğün konusu, özgürlük ise hakkın elde edilmesinde vasıtadır. Kişi hak ve özgürlükleri teokratik otokrasilerde ve faşist yönetimlerde tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir.

Hukuk, devletin iradesi dışında ve üstündedir. Kişinin insan olarak kendisinden ayrılmaz haklara sahip olması, bağımsızlığı ve mutluluğu devletin amacı olmalıdır. Devlet ve devleti yöneten siyasi iktidarlar kişinin doğal hak ve özgürlüklerine aykırı bir hukuk düzeni kuramayacakları gibi kişinin gelecekteki refahı ve mutluluğu için bugün sahip olduğu hak ve özgürlüklerden fedakârlık yapmasını da isteyemezler. Korunması ve sağlanması zorunlu olan genel faydanın sınırları, kişi hak ve özgürlüklerinin sınırına tecavüz edemez.

ANAYASAL GÜVENCE

Anayasaya göre devlet, kişinin temel hak ve özgürlüklerini, kişi huzuru, sosyal adalet ve hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmayacak şekilde sınırlayan siyasi, ekonomik ve sosyal bütün engelleri kaldırır. İnsanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli önlemleri alır. Yasalar, kamu yararı, genel ahlak, kamu düzeni, sosyal adalet ve milli güvenlik gibi nedenlerle de olsa bir hakkın ve özgürlüğün özüne dokunamaz. Devlet karşısında kişinin hiçbir neden ve bahane ile dokunulamayacak kutsal kişiliğinin kesin sınırı anayasada güvence altına alınmış ve demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin görevi bu şekilde belirlenmiştir.

Turhan Selçuk

DİRENME HAKKINI KULLANMALI

Yirmi iki yıldır ülkeyi yöneten AKP, anayasanın emredici kurallarına aykırı olarak kişilerin en doğal hakkı olan toplantı ve gösteri yürüyüşlerini yasaklıyor, demokratik, laik, sosyal hukuk devletini ortadan kaldırmak için her türlü gerici eylem ve işlemi destekliyor. Saray’da hazırlanan ve yasa yapma tekniğine uygun olmayan torba yasalar ve Cumhurbaşkanlığı KHK’leri ile kişilerin hak ve özgürlükleri yok ediliyor.

Anayasa Mahkemesi, 703 sayılı KHK kararını iptal etti ve karar resmi gazetede yayımlandı. Anayasaya göre KHK çıkarma yetkisi bakanlar kuruluna ait olup cumhurbaşkanın KHK çıkarma yetkisi yoktur. Dolayısıyla AKP genel başkanının 16 Nisan 2017 tarihinden itibaren kaynağını anayasadan almayan bir yetkiyi kullandığı, ülkeyi, hukuksuz bir şekilde yönettiği AYM kararı ile tescil edilmiş oldu. Ancak AYM’nin iptal kararını altı yıl sonra vermesi ve iktidara yasal düzenlemeleri yapması için bir yıl süre tanıması demokratik, laik, sosyal hukuk devleti adına kaygı vericidir. Bu demektir ki AKP genel başkanı ülkeyi bir yıl süreyle KHK ile yönetmeye devam edecek.

Hukuksuzluğun devamı kişi hak ve özgürlüklerinin daha çok saldırıya uğramasına, göçmenlerin sessiz istilasının devam etmesine, çağdışı, gerici, Talibancı dinci eğitim sisteminin, “maarif yüzyılı” adı altında tarikatlar eliyle çocuklarımızın geleceğini karartmasına neden olacaktır. Karanlıktan kurtulmak için CHP, halkımızın direnme hakkını kullanmasına öncülük etmeli ve hemen eyleme geçmelidir.

AV. EROL TÜRK



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları