Olaylar Ve Görüşler

İş cinayetlerinden kimler sorumlu? - Dr. Engin ÜNSAL

05 Ocak 2024 Cuma

İş kazaları hatalar zinciri sonucu meydana geldiğinden iş cinayetleri olarak anılmaktadır. 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası 3(g) maddesinde iş kazası, “İşyerinde veya işin yürütümü nedeni ile meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen özre uğratan olay” olarak tanımlanmaktadır. 

Yasanın birinci maddesinde ise yasanın amacının işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve var olan sağlık ve güvenlik koşullarının iyileştirilmesi olduğunun bunun yerine getirilmesinin işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk hakkı ve yükümlülüğü olduğu belirtilmektedir. 

ÖLÜMLÜ İŞ KAZASINDA İLK SIRADAYIZ

Yasada değinilmediği halde, eğer o işyerinde işçiler sendika üyesi olmuş ise sendikaların da işçilere vekâleten bu yasanın uygulanmasından sorumlu olacağı sonucuna varmak gerekir. 6331 sayılı yasa işyerlerinde sağlıklı ve güvenli çalışma koşullarının sağlanması için, çalışanların da denetime ortak edildiği işyerlerine endüstriyel demokrasiyi getiren çok önemli bir yasadır.

Bu önemli yasaya rağmen, SGK istatistiklerine göre ülkemiz Avrupa ülkeleri arasında yüz binde beş oranında ölümlü iş kazası ile birinci durumdadır. İş Sağlığı ve Güvenli Meclisi’nin raporuna göre, 3 Kasım 2002’den Aralık 2023’e kadar ülkemizde 30 bin 224 işçi çalışırken yaşamını yitirmiştir. 2023’te en az 1772 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir. İş kazaları bu ülkenin büyük sorunudur ve iyi düzenlenmiş bir yasaya rağmen bu ölümler neden olmaktadır ve bundan kimler sorumludur?

BAKANLIĞIN VE İŞVERENİN GÖREVLERİ

Yasanın uygulanmasından önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı sorumludur. Bakanlık yasanın uygulanmasını müfettişleri aracılığı ile yapmak zorundadır. Ülkemizde bir milyonun üzerinde işyeri var ama bakanlığın bu işyerlerini denetleyebileceği müfettiş sayısı sadece 1054. Az sayıda müfettişin çok sayıda işyerini denetlemesi kesinlikle olanaksız olduğundan müfettişler genelde ancak kaza olduktan sonra rapor tutmak üzere işyerlerine gidebilmektedirler. Bakanlığın mutlaka müfettiş sayısını artırması ve işyerlerinin düzenli denetimini yaptırması kaçınılmazdır. Yoksa işçiler rekor sayıdaki iş kazalarında ölmeye, sakat kalmaya devam edeceklerdir.

Yasanın öngördüğü önlemleri almak işverenler için bir yasal zorunluluktur. İş kazaları kullanılan teknoloji ve araçların niteliğinden, bakımından, denetleme eksikliğinden oluşmaktadır. Bunun dışında iş sağlığı uzmanı çalıştırmak, örneğin arıtma sistemleri kurmak, yeni teknolojileri işyerlerine taşımak çok pahalı işlemlerdir ve işverenler bu sistemlere yatırım yapmaktan sürekli kaçınmaktadır. Atıklarını denizlere, nehirlere akıtmaları ve çevreye akıl almaz zarar vermeleri de bundandır. Maliyeti düşürerek üretmek değil, insana saygı duyarak üretmek önemlidir.

SENDİKALARIN ROLÜ

Yasa dolaylı olarak işyerinde örgütlenmiş sendikalara üyeleri adına denetim hakkı da vermektedir ama aralarında bulunduğum altmış yıl boyunca işçi sendikalarının bu haklarını kullandıklarına tanık olmadım. Çalışma Bakanlığı, “İş Sağlığı ve Güvenliği” kursları açmakta ve uzmanlık belgesi vermektedir. Hiçbir sendikanın belgeli uzman çalıştırdığını ve örgütlendiği işyerlerini bu uzmanlar ile iş sağlığı ve güvenliği ayrıca meslek hastalığı yönünden düzenli denetlediğini sanmıyorum. 

Sendikaların asıl görevi üyelerine ücret zammı ve sosyal haklar sağlamaksa temel amaçlarının üyelerinin sağlığından ve yaşam hakkından sorumlu olduklarını anlamaları gerekir. Önerim; işçi sendikaları en yakın zamanda iş sağlığı ve güvenliği uzmanları istihdam etmeleri; imzaladıkları sözleşmelere bu uzmanların işyerinde diledikleri zaman inceleme yapabilecekleri yolunda hüküm koymaları ve üyelerinin sağlığına, meslek hastalıklarına özenle yaklaşarak sendikacılığı işçi onuruna yakışan bir düzeye taşımalarıdır.

DR. ENGİN ÜNSAL

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları