Olaylar Ve Görüşler

Jeopolitik fay hattı kırıldı - Mustafa ÖZBEY

15 Mart 2022 Salı

Jeopolitik fay hattı Ukrayna’da kırıldı. Sürecin çok başındayız. Bu noktada siyasi hedeflerinden kim erken taviz verirse, yenilmiş olur ve kayıpları küresel ölçekte tescil edilir. Sürece ilişkin gelişmeler ve ihtimaller, maddeler halinde şöyle sıralanabilir. 

  • Antalya’da en üst düzeyde diplomatik kanal açılmış olması, Türkiye için başarıdır. Taraflar, arabulucu resmi sıfatı olmamakla beraber, potansiyel olarak bu pozisyonun devamına “sessizlik yöntemiyle” onay vermiştir.
  • Ukrayna’daki askeri harekât ve uygulanan acımasız yaptırımların taraflar üzerindeki etkisi can yakıcı düzeydedir. Ortaya çıkan yıkım, küresel ekonomik, finansal sistem ve tedarik zincirlerinde kalıcı hasar yaratmaktadır.
  • Önce insani ateşkesin kalıcı olması, sonra askeri ateşkes koşullarının oluşturulmasında tarafların ve küresel oyuncuların başvuracağı aktör olarak Türkiye için çok değerli ve özgün bir pozisyon oluşmuştur.
  • BM’nin işlevsiz kaldığı, ABD ve AB’nin aktif taraf olduğu, Çin’in kendini “bilinçli edilgen” konumuna yerleştirdiği bu ortamda, Türkiye insani ve yaratıcı diplomasi kanallarının açık tutulduğu neredeyse tek seçenek olma konumunu özenle korumalıdır.
  • Bu bağlamda NATO şapkasını öne çıkarmayan, ABD yanlısı ve sözcüsü konumuna düşmeyen, yaptırımlarda BM onaylı olanlar dışındakilere katılmayan, “Aktif Tarafsızlık” tutumu ödünsüz sürdürmelidir.
  • Türkiye hariç diğer NATO ülkeleri, Rusya’ya karşı alınacak kararlarda, akılcı çizgiden çok uzaktadır. NATO karar süreçlerinde, sağduyuyu temsil edecek tek ülke şimdilik Türkiye’dir. Türkiye bölgesel denge ve Rusya’yla ilişkilerinde ulusal çıkarını zedeleyecek hiçbir karara sessiz kalmamalıdır. Diyalog yoluyla makul bir ortak payda aramakla beraber, gerektiğinde veto hakkını kullanmaktan çekinmemelidir.
  • Yaşanan küresel kırılma o kadar önemlidir ki bugünden yarına kalıcı bir barış ve bir arada yaşama ortak iradesinin tanımladığı Avrupa Yeni Güvenlik Mimarisi’nin oluşacağını beklemek gerçekçi değildir.
  • Uzun sürecek bu çatışmalı, sancılı dönemin ilerleyen günlerinde Türkiye, yaptırımlara katılma, S-400 ve Montrö Sözleşmesi’yle ilgili bazı baskılara maruz kalabilir. Türkiye’nin ekonomik kırılganlıkları, baskı yapmayı planlayanlar tarafından “uygun koşul” olarak yorumlanabilir. Bu noktada Türkiye ilkesel çizgisinin dışına kesinlikle çıkmamalıdır.
  • Türkiye, Suriye’yle ilişkilerinde paslanan kilidini kırarak, güney komşumuzla yeni ve beyaz bir sayfa açarak, ABD/PKK yapılanmasını yok etme fırsatını değerlendirmelidir.

Sonuçta bu yeni dönem, Türkiye’ye  riskler ve fırsatların iç içe olduğu çok karmaşık bir ortam sunmaktadır. Dışarıda oluşan çok şiddetli fırtınaya dayanmak için, iç cephenin ulusal çıkar ortak paydasında buluşmasına olan ihtiyaç, yaşamsal önemdedir.

MUSTAFA ÖZBEY
EMEKLİ TÜMAMİRAL 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları