Olaylar Ve Görüşler

Öfke neden yükseliyor? - Kadir Serkan SELÇUK

04 Ağustos 2023 Cuma

Türkiye geçtiğimiz günlerde art arda yaşanan şiddet olaylarıyla sarsıldı. Vahşice işlenen cinayetler, çoğu zaman sudan sebeplerle yaşanan kavgalar, ardı arkası kesilmeyen hırsızlık ve gasp olayları insanların can güvenliklerine dair endişelerinin artmasına ve gözlerin bir kez daha hukuk sisteminin eksikliklerine çevrilmesine sebep oldu. Artan şiddetin sosyolojik boyutu ise her zamanki gibi yine göz ardı edildi.

Her şeyden önce, yaşanan olayların temellerini son dönemde gelişen ekonomik zorlukların yanı sıra toplumumuzun mevcut iktisadi yapısında aramak gerekmektedir. Cumhuriyet tarihinin en zorlu ve en uzun süren ekonomik krizini yaşamakta olan halkın, geçim sıkıntısı ve yaşam şartlarının gittikçe kötüleşmesi gibi sebeplerle günden güne daha da gerildiği ve bu gerginliğin zaman zaman sonu kötü biten olaylara yol açtığı ortadadır. Yaş, cinsiyet veya statü fark etmeksizin toplumsal yaşamın her noktasında rahatlıkla gözlenebilen bu gergin tavırların artık olağan hale geldiği vahim bir gerçektir.

Şiddetin daha köklü bir sebebi olarak karşımıza çıkan iktisadi yapımıza bakıldığında ise bu noktadaki karmaşık ve içinden çıkılamaz durum ne yazık ki net biçimde karşımızdadır. Nüfusunun belli bir bölümü kayıt dışı çalışan, bunların içinde de belirgin derecede yasadışı işlerle geçimini sürdüren bir kitleye sahip olan toplumumuzda bu tür şiddet olaylarının yaşanması hiç de anormal değildir. Üstelik kayıt dışı ekonominin payı, göçmenlerin kontrolsüz biçimde ülkeye alınmasıyla artmış, bu durum başta işsizliğin yükselmesine yol açmakla birlikte önü alınması zorlaşan birçok problemin de kapısını açmıştır. 

İşte tam da böyle bir tabloda gündeme getirilen, bazı hükümlülerin tahliye edilmesine dair yasa ise adeta bütün bu kaosun üzerine tuz biber eken bir gelişme olarak Meclis’ten geçirilmiştir. Aynı zamanda bu karar, geçmişten hiç ders alınmadığının da göstergesidir.

HESAPSIZ KARAR

Hatırlanacağı üzere, kamuoyunda “Rahşan affı” olarak bilinen ve 2000 yılının son ayında Meclis’te kabul edilen yasayla o dönem mevcut mahkûmların neredeyse yarısına yakını cezaevlerinden tahliye edilmiş; hesapsız alınan bu karar, hemen ardından gelen ekonomik krizin de etkisiyle, boşalan cezaevlerinin kısa süre içerisinde yeniden dolmasını önleyememişti.

Bugün içinde bulunduğumuz şartlar ne yazık ki 22 yıl öncesinden pek farklı değildir. Hatta birçok yönden daha kötü durumdadır. Böyle bir tablo içerisinde sorunu çeşitli boyutlarıyla ele almadan, üstüne üstlük daha da büyütecek kararlara imza atmak ciddi derecede yanlış ve tehlikelidir.

Öncelikle yapılması gereken, popülizmi bir kenara bırakarak halkın gittikçe artan öfkesinin sebeplerini araştırıp ortaya koymak ve mevcut ekonomik yapının çarpıklıklarını göz ardı etmeden köklü çözümler üretmeye çalışmak olmalıdır.

KADİR SERKAN SELÇUK



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları