Olaylar Ve Görüşler

Pembe Köşk’te İnönü ailesiyle beraber - Gani AŞIK

28 Haziran 2023 Çarşamba

İkinci cumhurbaşkanımız merhum İsmet İnönü’nün muhterem kızları Özden Toker Hanımefendi’nin davet ve ricası ile tarihin tanığı Pembe Köşk’teki 8 bin kitabın bulunduğu muhteşem kütüphanede İsmet Paşa ve evlatlarına dönemin önemli din bilginlerinin hediye ettikleri Kuran mealleri ve dini kitaplar üzerinde inceleme yaptım. Öncelikle milli kahramanımızla ilgili kimi önyargılara değinmek gerekmektedir.

BORALTAN KÖPRÜSÜ

1945 yılında yaşanan Boraltan Köprüsü olayında, Cumhurbaşkanı İnönü’nün Azerbaycan Türkü 146 askeri Sovyetler Birliği’ne teslim etmekle suçlayanlar, İkinci Dünya Savaşı’nda Türkiye’yi savaş dışında tutabilmek için rahmetli cumhurbaşkanımızın, diplomasi tarihine hayranlık uyandıran bir denge politikası armağan ettiğini bilemezler. Kuşkusuz ki üzücü ve dramatik olayla ilgili şu kadarını söylemek yeterli:

Sovyetler Birliği, söz konusu askerleri vatana ihanetle suçluyordu, iade edilmemeleri, askeri gücünün zirvesindeki Stalin’in Türkiye’ye saldırmasına gerekçe olabilirdi, ihtiyatlılığı ile ünlü İnönü, bu kumarı göze alamadı. Özü itibarıyla olay, Milli Şef’in duyarsızlığından değil diplomatik zorunluluktan kaynaklanıyordu. Şer odakları, devlet politikasının bu icapları ile Yaradan’ın takdirinde olan iman ve itikat arasında şeytani bir köprü de kurmak isterler.

CUMHURIYETİN İNŞASI

Atatürk ve İnönü, Kurtuluş’tan sonra Cumhuriyeti inşa ederken Batı’da ortaçağı kapatan 3 önemli gelişmeden birisi olan Martin Luther’in 1517’de Wittenberg Şatosu kilisesinin kapısına astığı, “bireyin Tanrı ile doğrudan ilişkisini savunan” tezinden haberdardılar. Luther’in bu bildirisi, Protestanlığın doğuşu yanında, kilise egemenliğini de sonlandırarak seküler bir dünya düzenine kapı aralamış, insanlığı uygarlıkla buluşturmuştu. Cumhuriyetin gelişecek süreçlerde laik/ seküler bir düzeni esas alma kararı, camilere geniş özgürlük alanı açarken medrese, tekke, zaviye gibi köhnemiş kurumları ve bu yapılarda saltanat süren şeyh ve şıhları tasfiye etti. Bu bağlamda Cumhuriyet, Türklüğü unutturulmuş soylu bir ulusa diriliş iksiri de içirdi.

MİLLİ ŞEF

Çağdışı kafaların Atatürk ve İnönü husumetinin nedenlerinden birisi de budur. Osmanlı subayları olan Atatürk ve İnönü, imparatorluğu yok olmaya götüren faktörler arasında medrese ve tarikatların Aklın ve bilimin rehberliği altında Pembe Köşk’te İnönü ailesiyle beraber rolünü de çok iyi biliyorlardı. Bu çağdışı yapıların yeniden güç haline gelmesinin devlette, toplumda ve dini değerlerde yarattığı tahribat, iki devlet büyüğümüzün ileri görüşlülüğünü simgeler.

Pembe Köşk’e dönersek öncelikle altı çizilmesi gereken olgu, insan olmanın vazgeçilmezi dürüstlüktür. Dürüst olmayanın Müslümanlığı sahtedir. Atatürk ve İnönü, milletine hiç yalan söylememişler ve halkın hazinesini, yüksek haysiyetlerine emanet edilmiş, namus düzeyinde kutsal görmüşlerdir. Merhum İnönü’ye, evlatları Ömer ve Erdal Beyler ile kızı Özden Hanımefendi’ye dönemin yetkin din âlimleri İsmail Hakkı İzmirli ve A. Hamdi Akseki merhumlar, “Milli şefimizin nesli necibine” ithafı ile Kuran meali ve kapsamlı dini bilgiler içeren kendi eserlerini armağan etmişler, bu kitaplar özenle, altları çizilerek okunmuştur. Çok partili yaşamla birlikte acımasızca taşlanan İnönüler, örnek bir Müslüman Türk aile yapısını temsil ediyorlar.

GANİ AŞIK

ESKİ CHP KAYSERİ MİLLETVEKİLİ/EMEKLİ MÜFTÜ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları