Olaylar Ve Görüşler

Siyaset, söylem ve iktidar - Prof. Dr. Nazife GÜNGÖR

05 Ocak 2022 Çarşamba

Her şeyin söyleme indirgendiği bir çağda yaşıyoruz. Kavga bitmiyor, hatta kızışarak sürüyor. Ancak ne uğruna olduğu, neyi amaçladığı, hangi somut hedeflere yönelik olduğunu anlaşılmıyor. Fransız düşünür Jean Baudrillard’a göre, gerçeklikten uzaklaştık, hiper gerçeklik içerisinde yaşıyoruz. Duyumsayamadığımız, dokunamadığımız, tanımlayamadığımız ama peşinden koştuğumuz, uğruna kıyasıya kavgaya tutuştuğumuz hedeflerimiz var. Ama bu hedeflerin bizi hangi ideallere taşıyacağını kendimiz de bilmiyoruz. Dahası yaşadığımız dünyayla nasıl bir ilişki kurmak istediğimizin de tam olarak bilincinde değiliz. 

TERSİNE İŞLEYİŞ

Bir kısmımız mala mülke indirgenmiş bir iktidar hırsıyla kıvranırken bir kısmımız onların bu hırslarına hizmet etmek için kendimizi paralıyoruz. Bir kamusal hizmet alanı olması gereken siyaset de aynı kısırdöngünün içerisinde. Ancak işin kamusal hizmet kısmı, siyasilerin bitmeyen iktidar hırsları uğruna anlam yitimine uğramış, hatta siyasetin amaç ve hedeflerinin neredeyse dışına itilmiş görünüyor. Siyasetin uygulayıcıları halkın yaşamını kolaylaştırmak, rahatını sağlamak yerine, kendi iktidar hırslarına sıkışıp kalmışlar. Hatta siyasetin uygulayıcılarıyla toplum arasındaki ilişki tersine bir işleyişe bürünmüş. Siyasetçinin topluma hizmet etmesinin yerini, toplumun siyasetçinin iktidar mücadelesine destek vermesi almış. 

Bu noktada siyasetçinin, toplumu bu mücadelenin içerisine çekme çabası dikkat çekiyor. Burada da devreye söylem ve retorik giriyor. Topluma hizmet götürmek, siyasetin somut stratejiler temelinde işlemesini gerektirir. Topluma hizmetin sınırları içerisinde öncelikle, toplumdaki kurum ve kuruluşların amaca uygun biçimde işleyişini sağlamak, ekonomiyi toplumsal refah temelinde yönetmek, toplum ve ülke kalkınmasını sağlayacak üretim mekanizmalarını gereği gibi işletmek gelir. Bu süreç tersinden işlerse, durum farklıdır. Yani toplumun, siyasetten hizmet beklemek yerine, siyasetin uygulayıcılarının iktidar mücadelelerine hizmet etmesi durumunda, kamusal hizmet kapsamında yukarıda belirtilen somut uygulamalara gerek duyulmaz. Onun yerine siyasetin uygulayıcıları toplumu kendi iktidar mücadelelerine alet etmeye yönelirler. 

SİYASETÇİNİN GÖREVİ NEDİR?

Bu noktada ikna odaklı olmak üzere söylem ve retorik önemli hale gelir. Toplum ve siyaset arasında söylem ve retoriğin olanaklarından yararlanılarak kurulan ilişki biçimini İtalyan düşünür Antonio Gramsci, ideolojik zeminde oluşan ve rıza üzerinden işleyen hegemonik ilişki olarak tanımlar. Günümüzde siyaset böyle işlemektedir. Toplum, söylemin ve retoriğin olanaklarından yararlanılarak ikna edilmekte, kendi gerçekliğinden uzaklaştırılarak siyasetin ideolojik alanına sürüklenmekte, kendisine ait olmayan sahte bir gerçeklik içerisinde alıkonulmakta, oyalanmaktadır. İdeoloji temelinde söylem ve retorik aracılığıyla işletilen bu ikna süreci, çoğunlukla duygu odaklı gerçekleşir. Dolayısıyla insanların duygu dünyasını kolayca harekete geçirebilecek söylemler kullanılır. Ayrıştırıcı, ötekileştirici, ırkçı, etnikçi, dinci, dilci, cinsiyetçi vb. söylemler, bu anlamda en çok başvurulan söylemler arasındadır. 

DOĞRU ÖNCELİK

Soyutlama temelinde işleyen bu söylemlerin doğrudan duyguları hedef alması, onların bu tarz bir siyaset anlayışında işe yaramasını sağlar. Ancak bu tür bir hegemonik ilişki biçimiyle işletilen siyasetin sürekliliğine de bakmak gerekir. İnsanlar elbette belli bir süre için siyasilerin etkisinde kalabilir, siyasetin ideolojik alanında etkin hale geldiklerini, itibar sahibi olduklarını sanarak tatmin olabilirler. Ancak biyolojik yaşamlarını sürdürmeye yönelik gereksinimlerden yoksunluk büyüyü bozabilir. Bu nedenle asıl olan halkın yaşamına somut dokunuşlarda bulunabilmektir. Bunun için de halk, siyasetçinin iktidar mücadelesine değil, siyasetçi halkın yaşam mücadelesine hizmet etmelidir. Halkın yaşam mücadelesine hizmeti önceliğe alan siyasi tavırdan yoksun hiçbir siyasi strateji, uzun soluklu olamaz. 

PROF. DR. NAZİFE GÜNGÖR

ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları