Olaylar Ve Görüşler

Türk Medeni Kanunu’nun kabulü - Tunay ŞENDAL

17 Şubat 2023 Cuma

Türk Medeni Kanunu’nun kabul edilmesiyle, aile kurumu içerisinde kadın-erkek eşitliği sağlandı; evlilikte resmi nikâh zorunluluğu getirildi; çokeşlilik yasaklanarak tekeşli evlilik düzeni kuruldu. 

97 yıl önce TBMM tarafından kabul edilen Türk Medeni Kanunu, devrim sürecinin mihenk taşlarından birisini oluşturmaktadır. Cumhuriyet devrimlerinin önemle üzerinde durduğu hukuk alanında yapılan çalışmalar arasında ayrı bir yere sahip olan 1926 Medeni Kanunu, toplumsal alanda eşitlik anlayışının temelini oluşturmuştur. Hukukçu milletvekilleri, hukuk profesörleri ve mahkeme başkanlarından mütevellit 26 kişilik bir komisyon, mevcut kanunlar arasında en çağdaş olan ve bilhassa kadın-erkek eşitliğine dayalı özelliğiyle İsviçre Medeni Kanunu’nu örnek alarak Fransızcadan Türkçeye çevirmiştir. Hazırlıkların tamamlanmasının ardından 17 Şubat 1926 tarihinde TBMM’de oybirliğiyle kabul edilen Medeni Kanun, 4 Nisan 1926 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

ÇAĞININ ÖTESİNDE

Türk Medeni Kanunu’nun kabul edilmesiyle, aile kurumu içerisinde kadın-erkek eşitliği sağlanmış; evlilikte resmi nikâh zorunluluğu getirilirken, çokeşlilik yasaklanarak tekeşli evlilik düzeni kurulmuştur. Kadınlara özgürce eşini ve işini seçebilme hakkı tanınırken miras konusunda kız ve erkek çocukları arasındaki ayrım kaldırılmıştır. Evliliklerde kadınlara da boşanma hakkı getirilirken evliliğin belirli nedenler kapsamında ve mahkemelerce verilen hüküm neticesinde sonlandırılmasına karar verilmiştir. Ayrıca evlilik dışı dünyaya gelen çocuklara, soy bağıyla babalarına bağlanabilmeleri için babalık davası açabilme hakkı tanınırken miras, boşanma ve mahkemelerde şahitlik edebilme gibi hususlardaki kadın-erkek ayrımı kaldırılarak eşitlik getirilmiştir. 1926 Türk Medeni Kanunu’nun kabulü ile ayrıca Milli Mücadele’de zararlı faaliyetler yürüten ve Lozan Barış Konferansı’nda sorun haline gelen Patrikhane’nin, dini icraatları haricindeki tüm yetkileri kaldırılmıştır.

Toplum arasındaki kadın-erkek ayrımını kaldırarak kendi çağının ötesinde bir vizyona sahip olan Türk Medeni Kanunu, 1930’lu yıllarda henüz Avrupa’nın pek çok devletinde var olmayan kadınlara verilen siyasi hakların, Türkiye’de hayata geçirilmesinde de gerekli zemini oluşturmuş ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün belirttiği gibi “Türkiye Cumhuriyeti anlamınca kadın, bütün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en saygın düzeyde, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir varlık” statüsüne kavuşmuştur.

EN ÖNEMLİ KAZANIM

Aile içi şiddetle kadın cinayetlerinin her geçen gün artmaya devam ettiği, cinsiyet ayrımına dayalı sosyal bakış açısında kadının pasifize edilerek ötekileştirildiği günümüzden 97 yıl önce kadına, erkekle eşit haklara sahip bir “birey” olduğu gerçeğini hatırlatan Medeni Kanun, Cumhuriyet devrimlerinin kadına ve toplumsal eşitliğe vermiş olduğu değerlerin başında gelen en önemli kazanımlardan biri olmuştur. 76 yıl kadar yürürlükte kalan 1926 Türk Medeni Kanunu, 2002 yılında yapılan değişiklikle birlikte çağın gereksinimleri ışığında yeniden şekillendirilmiştir.

Unutulmamalıdır ki kadın; anne, abla ve eş gibi statülerden önce bir “bireydir” ve bu kimliği, ilk olarak “insan” olmasından ardından ise “Cumhuriyet” rejiminden almaktadır.

TUNAY ŞENDAL



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları