Olaylar Ve Görüşler

Yine ormanlar, hep ormanlar… - Yücel ÇAĞLAR

04 Ocak 2024 Perşembe

Devlet ormancılığı düzeni, “devlet ormanı” sayılan yerler ile bu yerlerin içinde ve bitişiğinde yerleşik yoksul köylüler her siyasal iktidarın göz ardı edemeyeceği “arka bahçe” işlevini görmüştür. Özellikle sağ siyasal iktidarlar bu “bahçeden” çokça yararlanmıştır. 1980’den sonra bu yönelimin “oyuncuları” da amacı da büyük ölçüde değişmiştir. Artık başta turizm, madencilik, enerji, inşaat vb. arazi temelli yatırımcılar olmak üzere sermaye “devlet ormanı” sayılan yerlere, ABD’de yaşanan “altına hücum” benzeri biçimde yönelmiştir. Siyasal iktidarlar da bu yönelime akıl almaz olanaklar sağlamıştır. 

“Devlet ormanı” sayılan yerler 2000’li yıllarda deyimin tam anlamıyla “yol geçen hanına” dönüştürülmüştür. 6831 sayılı orman kanunu, Nisan 2023’e değin 30’u 2003’ten sonra olmak üzere bu doğrultuda tam 45 kez değiştirilmiştir. Böylece yalnızca 2012-2022 döneminde “devlet ormanı” sayılan toplam 403.7 bin hektarda başta madencilik ve enerji olmak üzere elliye yakın konuda 58 bin izin verilmiştir. Bu uygulamalarla “devlet ormanı” sayılan yerler bir yandan ormansızlaştırılmakta bir yandan da parçalanarak bütünselliğini yitirmektedir. Ek olarak 2006-2022 dönemindeyse 340.5 bin hektar alan “niteliğini yitirmiştir” gerekçesiyle “orman” sayılmamıştır. Buna karşılık 2003-2022 toplam çıkan toplam 45.1 bin yangın 302.8 bin hektar orman ve maki ekosistemine çeşitli düzeylerde zarar vermişken yalnızca 656.9 bin hektar ağaçlandırma yapılabilmiştir. 

HUKUKSAL VE EKOLOJİK YÖN

“Devlet ormanı” sayılan yerlerde tüm bunlar yaşanırken siyasal iktidar, 2018 yılında 6831 sayılı yasaya bir de ek madde 16’yı getirmiştir. Anayasanın 169. maddesine aykırı olan bu maddeye göre; “Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nca, bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmeyen ve tarım alanına dönüştürülmesi de mümkün olmayan yerler ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte üzerinde yerleşim yeri bulunan ya da yerleşim yeri oluşturulması uygun olan taşlık, kayalık, verimsiz ve fiilen orman vasfı taşımayan alanlardan, sınırları cumhurbaşkanınca belirlenen alanlar, cumhurbaşkanınca belirlenecek usul ve esaslara göre Orman Genel Müdürlüğü’nce orman sınırları dışına çıkartılarak tapuda Hazine adına tescil edilir.”

Ülkemizde hukuksal ve ekolojik yönden “orman olarak muhafazasında yarar görülen” yerleri belirleme ve tapuya geçirme çalışmaları neredeyse bitirilmiştir. Dolayısıyla buraların “orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmemesi” hukuksal ve ekolojik yönlerden olası değildir. Ancak uygulama hemen başlatılmış; 2018 yılında İstanbul, Kocaeli ile Kütahya’da “devlet ormanı” sayılan toplam 161.6 hektar alan “orman” sayılmamıştı. 

DEPREMDEN SONRAKİ DÜZENLEME

6 Şubat’taki deprem yıkımından yalnızca on sekiz gün sonra çıkarılan 126 sayılı “olağanüstü hal (OHAL) kapsamında yerleşme ve yapılaşmaya ilişkin cumhurbaşkanlığı kararnamesi” ve 7452 sayılı yasayla “genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, afetten etkilenenlerin geçici veya kesin iskân alanları” için ek madde 16 ile “orman” sayılmayacak yerlerin de kullanılması olanaklı kılınmıştı. 12 Aralık 2023 günü yayımlanan 7951 sayılı cumhurbaşkanlığı kararıyla ise yüzde 39’u Muğla’da olmak üzere Antalya, Balıkesir, İstanbul, İzmir, Kütahya, Manisa, Mersin, Sivas, Trabzon ile Yozgat illerinde “devlet ormanı” sayılan toplam 104.2 hektarın “orman sınırları dışına çıkarılmasına karar verilmiştir. Arazi değeri son derece yüksek olan bu yerlerin nasıl belirlendiği, neden “orman olarak muhafazasında hiçbir yarar olmadığı” ve bu duruma kimlerin nasıl karar verildiği, kimler tarafından hangi amaçlarla kullanılacağı belirsizdir. 

Yol açılmıştır artık: 6831 sayılı orman kanununun keyfiliğin “daniskası” kararlar bundan sonra da alınabilecektir. Sonra da kalkıp “Milli Ağaçlandırma Günü” kutlanacak, “Orman sınırları dışına çıkartılan alanın iki katından az olmamak üzere devletin hüküm ve tasarrufu altında veya Hazine’nin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlar Orman Genel Müdürlüğü’ne orman tesis etmek üzere tahsis” edilecekmiş. 

YÜCEL ÇAĞLAR

ORMAN MÜHENDİSİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları