Olaylar Ve Görüşler

Yoz Bir AKP Klasiği Daha: Melih Bulu Sorunu! - Prof. Dr. Ahmet SALTIK

13 Şubat 2021 Cumartesi

Paraşütle indirme rektör Melih Bulu’nun önerileri dikkate alacağını hiç ama hiç umut etmiyoruz.

Çünkü, militanı olduğu siyasal çizginin kendine yüklediği özgörevi ne pahasına olursa olsun yerine getirmeye çabalayacaktır. Çaresizdir Bulu, çünkü bir de Boğaziçi’ne rektör olmak için zatı muhteremin hayalleri vardır!?

Kaldı ki istifayı bir an için usundan geçirecek olsa bile bu yolda kulların” biat dışında seçeneği olmadığından, müritleri göreve atama da azletme de bir himmet olup, Reis Hazretleri cenahına aittir şeksiz şüphesiz.

NE YAPMALI?

En etkili çözüm öğretim üyelerindedir. Kuşkusuz, öğrencilerin ve öğretim elemanlarının itiraz ve direnci baştan sona yasal ve tümüyle meşrudur.

Üniversite başlıca Yönetim Kurulu ve Senato eliyle yönetileceğinden, bu kurulların üyeleri toplantılarda edilgin direniş gösterebilir. Bu yasal haklarıdır. Örneğin SUSMA hakkını kullanabilirler. 

Bu kurullar karar alamazsa Rektör görev yapamaz; Bay Bulu, felç olabilir. Hocalar yönetsel görev kabul etmezse, 3 rektör yardımcısı atanamaz, dekanlar da. Çünkü rektör 3 aday bildirecek ve YÖK bunlardan birini dekan atayacaktır. (Anayasa md. 130/6)

Öte yandan RTE tarafından iki fakülte kurulması (RG: 05.02.2021 tarih, 3519 s. Cumhurbaşkanı kararı) ve kadrolaşma yolunun açılması işlemi, anayasanın 130. maddesine aykırıdır. Çünkü, anayasa md. 130/9: “Yükseköğretim kurumlarının kuruluş ve organları ile işleyişleri ve bunların seçimleri, görev, yetki ve sorumlulukları.. kanunla düzenlenir.”

Cumhurbaşkanına böylesine yetki veren yasa yoktur. Zorlama yorumla böyle bir yetkinin OHAL kararnamesiyle varlığı savunulacak olursa anaysa md. 130/1’de yeralan kamu tüzelkişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip üniversiteler” hükmü gereği, üniversitelerin bilimsel özerklik koşulu olarak fakülte açılmasına kendisinin karar vermesi zorunludur.

BU GERİLİM SÜRDÜRÜLEMEZ

Dolayısıyla bu Cumhurbaşkanı kararı -ki bir idari işlemdir- hukuka aykırıdır ve Danıştay’da dava edilmesi gereklidir. Davada yasal dayanağın anayasaya aykırılığı da savlanır. Anılan kararda kamu yararı yoktur ve tümüyle keyfi, siyasal amaçlıdır. Kamu yetkisi ilgililerce kendi ad ve keyiflerine göre değil, ULUS ADINA VEKÂLETEN kullanılır. Böylesi bir idari işlem iptal davası, Danıştay için de sınama olacaktır.

İktidarın gündem oyunu bu tür girişimler, ülkemizi yakıcı sorunlarından uzaklaştırmakta.

AKP = RTE’nin gerçek amacı da bu olsa gerek!

   Türkiye’de hâlâ günde yüz insan salgından ölmektedir!

   Vicdanlar mühürlenmiş, ilgililer ve yandaşlar üç maymunu oynamaktadır.

   Toplum, bu vb. sorunlarına yabancılaştırılmaktadır!

Salgın nedeniyle sosyal, ekonomik, bilimsel, kültürel yaşam felç sınırındadır. Biriken çok yönlü sorunlar giderek çözümsüzleşmekte olup, kritik yaşamsal eşiğe dayanmıştır. Bu çok ağır koşullarda yapay Boğaziçi gerilimi sürdürülemez, sürdürülmemelidir. Dileyelim ve önerelim ki sağduyu egemen olsun; AKP=RTE’de, YÖK’te, kayyım rektör Bulu’da.

Boğaziçi’ndeki yerden göğe meşru direniş ulusal ve uluslararası toplumca desteklenecektir, desteklenmelidir. AKP=RTE bu refleksi ulusal egemenliğe aykırı bir girişim gibi göstererek mağduru oynayamaz. Çağımızda özellikle temel insan hak ve özgürlüklerine aykırı iktidar uygulamaları salt o ülkenin iç sorunu görülmemekte, uluslararası toplumun da sorunu sayılmaktadır. AİHM’nin bu yönde içtihat nitelikli kararları vardır.

YERİNDE DESTEK VERİLMELİ

Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı ve her ne hikmetse ayrıca Üniversite Genel Sekreteri zatı muhterem Prof. Cevdet Kılıç’ın Boğaziçi eylemleriyle ilgili tweet’i dehşet vericidir.

   Boğaziçili misiniz, Boğaz dışılı mısınız onu bunu bilmem, biz eylem falan yapmayız. Biz gece vakti işi bitirir ertesi gün işe gideriz bilin istedim.”

Erdoğan bu konuda henüz tek söz etmemiştir ne yazık ki! Niçin? Koro üyeleri uyumla rollerini mi oynamakta? İlahiyatçı Prof. Kılıç, neden aynı zamanda genel sekreter? Bu görev akademik değil, yönetsel ve yönetim bilimleri, hukuk gibi alanlarda eğitim almışların üstlenmesi gerek.

   Muhalefet, birlikte ve etkin yöntemlerle karşı koymak üzere yordam geliştirmeli, uygulamalıdır.

   Muhalefet, başkaca sorun ve ayrışmaları, bu akut ve ciddi sorun için ayraca alıp ertelemeli ve topluca Boğaziçi’ne giderek yerinde destek vermeli, çözüm önerileri açıklamalıdır.

PROF.DR. AHMET SALTIK

MD, MSC, BSC SAĞLIK HUKUKU UZMANI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları