Bu Sertlik Yakışmadı

01 Temmuz 2011 Cuma
\n

Seçimden zaferle çıkmış ve parlamentoda üçte iki çoğunluğa sahip olmuş bir liderin, ana muhalefet partisinin kısa sürmesini her sağduyu sahibinin istediği boykot hareketini gerekçe göstererek, yeni döneme böylesine sert başlaması beni de mutlu etmedi.

\n

Sayın Başbakan, elbette yürütmenin başı olarak yargıya müdahale etmemelidir. Ama Allahın bildiğini kuldan saklamanın da yararı yok. Türk yargısı son bir yıldır Adalet Bakanının gölgesi altında çalışırken; seçilmiş parlamenterlerden tutuklu olanların ya kaçarlarsakuşkusu türünden sudan bahanelerle salıverilmemelerinin akıl ve mantıklı bir açıklaması olamaz.

\n

Üstelik Sayın Başbakanın, özellikle Balbay ve Haberalı kastederek, Onları aday gösterenler, tutuklu olduklarını bilmiyorlar mıydı türünden bir gerekçeye dayanmak da olası değildir. Çünkü tutukluluk bir ceza değil, delillerin toplanması aşamasında, şüphelinin onları karartması olasılığını engellemek amacına dayanıyorsa; yargı üç yıldır neredeydi? Dahası, tutukluluk kararını alanların elinde iddia edilen suçların işlendiğini ortaya koyan delilin dsi yoksa, neye dayanılarak o kararlar alındı.

\n

Vicdan sahibi olan herkes bu soruyu sormakta haksız mıdır?

\n

Önceki gün ve dün bu doğrultudaki tartışmaları izlerken Sayın Arınç gibi AK Parti’nin ağır toplarından birisinin Milli iradeden onay almış milletvekillerinden tutuklu olanlar varsa onların tutukluluk durumlarına son verilmesinin doğru olacağını belirten açıklamasını duymaktan mutlu olanlar, seçimlerin galibi olan AKPnin, ılımlı ve muhalefetle uygar ilişkiler sürdürerek kolları sıvayacağını düşünmüşlerdi.

\n

Bu bahar havasının ömrü 24 saati bile doldurmadan bitti. Sayın Erdoğanın dünkü Meclis Grubunda yaptığı konuşma, pazartesi günü okuması beklenilen 61. hükümet programının da bir açıdan ön habercisi oldu.

\n

Nedense, gençlik yıllarımın başına döndüm ve TBMM kürsüsünde program okuyan saygın kişinin merhum Başbakan Recep Pekeri anımsattığını düşündüm.

\n

Ülkemin çok partili parlamenter yaşama geçtiği ilk yıllardı. Başbakan Peker dönemin muhalefet partisi DP milletvekillerinin parlamentoyu terk eylemi karşısında umursamaz bir tutum takınarak, CHPlilerin alkışları arasında kürsüden Menderes ve arkadaşlarına güle güle demekte sakınca görmemişti.

\n

Ne oldu biliyor musunuz? Müfrit tutumlu Pekerin zaferini ilan etmesini içine sindiremeyen Cumurbaşkanı İsmet İnönü, kendisinden parti grubundan güvenoyu istemesini önerdi. Gruba güvenen başbakan öneriyi yaşama geçirdi ve çoğunluğun oylarını aldığını gösteren tutanakla Çankayaya çıktı.

\n

CHP Genel Başkanı da olan Cumhurbaşkanı, daha önce tembihlediği parti ve grup yöneticilerinin oylarının kırmızı olduğunu göstererek Bu sonuca göre istifanız kaçınılmazdedi. Müfrit Başbakana boynunu bükerek Çankayadan ayrılmak düştü.

\n

Sayın Erdoğanın iki arada bir derede Milli Şef diye eleştirip, yerden yere vurmaktan hoşlandığı merhum İsmet Paşa öylesine gerçek demokrasiye geçilmesine inanmış bir kişi olarak, iki lideri Çankayadaki masada buluşturdu ve barıştırmanın yollarını aradı.

\n

Siyasi tarihimizde 12 Temmuz Beyannamesi diye anılan bu girişimi yenileme görevi Sayın Güle düşüyor.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları