Erdoğan Marka Kasetler

10 Mayıs 2011 Salı
\n

Eskiden genel seçimlerde partiler, iktidardaysa yaptıklarının hesabını verirler, muhalefette olanlar işbaşına gelirlerse neler yapacaklarını anlatırlardı. Devri Erdoğanda bu yöntem yerini bel altı kasetlerine bırakmış oldu. Özellikle MHPnin baraj altında kalması beklentileri ters tepen Başbakan, Bahçeli ve partisine, bazı adaylarının uçkur görüntülerini yansıtan kasetlerle yüklenmeyi yeğliyor. İnsanların birbirleri ile yaptığı telefon görüşmelerinde söylediklerinin internet sayfalarına oturtulmasından keyif aldığını gizlemeyen bir yöntem izliyor. Kampanya, giderek artacağı anlaşılan etik kural ihlalleri ile devam ediyor.

\n

12 Haziran yaklaştıkça, bu uğraşına daha da merakla eğileceğini görmek sürpriz olmayacak. Güneydoğuda olup bitenlerin Türkiye Cumhuriyetinin 60ıncı hükümetinin başkanını ilgilendirmediğini görmek için kâhin olmaya gerek var mı?

\n

Aysel Tuğluktan sonra, BDP Genel Başkanlığını emaneten bırakarak bağımsız kimliği ile Hakkâri adayı olarak seçim yarışına katılan Selahattin Demirtaş da yeni oluşacak TBMMnin gündemine özerklik isteklerini taşıyacaklarını ortaya koyan konuşmaları ile kamuoyu oluşturmayı sürdürüyor.

\n

İktidar partisine olduğu kadar seçime katılan öteki partilerin liderlerine de soruyorum.

\n

Türkiyenin coğrafi yapısını değiştirerek yerinden yönetim esasına dayanan bir sistemin uygulanmasına var mısınız?

\n

Bu sorunun cevabı sadece Güneydoğuda yaşayan yurttaşlarımızı değil; Batıda, Kuzey ya da Orta Anadoluda oturan herkesi yakından ilgilendiriyor çünkü. Tabii en başında da 12 Haziran sonrasında 3üncü kez başbakan olacağı tartışma götürmeyecek kadar açık olan Erdoğanı.

\n

Söz buraya gelmişken, AKPnin, ikinci parti olarak sandıktan çıkacağında kuşku duyulmayan CHP ile arasında yüzde 20lik bir puan farkı olduğunu gösteren seçim tahminlerinin nedenini, politik hayatında 1973 genel seçimlerinde aynı CHPde üst yönetimde bulunmuş birisi olarak içime sindirmekte zorlandığımı da okurlarımla paylaşmak isterim.

\n

Ana muhalefet partisinin genel başkanı Kılıçdaroğlu, Allah için söylemeli, gece gündüz demeden, o kent senin bu kasaba benim demiyor, dolaşıyor. İktidar partisini güç durumda bırakan vaatleri de seçmenlerin önüne seriyor. Tüm bunlara rağmen iki parti arasındaki fark kapanmıyorsa, kabahati CHPnin örgütünde aramak gerekiyor mu sorusu, İkinci Dünya Savaşı öncesinde güçlü silahlarıyla Eritreyi işgal hevesine kapılıp, bu Kuzey Afrika ülkesine saldıran İtalyan ordusunda kendilerine hücum emrini veren komutanlarına bravo kapitanedeyip siperlerinden çıkmayan karabiryenleri aklıma getiriyor.

\n

Yoksa CHPnin örgütü, ev ev dolaşacağına Umudumuz Genel Başkanımız deyip oturmayı mı yeğliyor?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları