İlk Adımda Mayına Basmamak ya da Balbay, Haberal ve Dicle

24 Haziran 2011 Cuma
\n

Kesin sonuçlar resmen ilan edildi ve 24’ncü dönem TBMMnin çalışmalarına başlamak üzere salı günü kendiliğinden toplanması ile ilk gerginlik belirtileri de ortaya çıkmaya başladı.

\n

12 Eylül 1980 darbesinin üstünden kaç seçim geçti; ama yönetimde istikrar kılıfı ile oluşturulan seçim kanunundaki yüksek barajı kaldırmak nedense değişik iktidarların hiçbirisinin de işine gelmedi. Dolayısıyla da yüzde 10luk engeli aşabilmek için Barış ve Demokrasi Partisi gibi çoğunluğu Kürt kökenli yurttaşlardan oluşan bir siyasi oluşum seçime zorunlu hülle yöntemini kullanarak Bağımsızlar Bloku adı altında girdi.

\n

O blokun Diyarbakırdaki adayları içinde bulunan Hatip Diclenin geçirdiği bürokrasi kazası 24’üncü dönemim daha başlangıç aşamasında karşılaştığı bir krizdir.

\n

Önce o krizin sonundan başlayalım:

\n

Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları Mustafa Balbay ile Mehmet Haberal 12 Haziran seçiminde CHP listesinden milletvekili oldu ve mazbatalarını da tutuklu oldukları için avukatları aracılığı ile aldı.

\n

Ancak kendileri hakkında açılan davaları iki yıldır sonuçlandırmamakta ve hemen her duruşmada salıverilmelerini isteyen delilleri karartma kaçma kuşkusu gibi hiçbir kanıtın bulunmadığını bilmesine karşın mahkeme başkanının muhalefet oyuna karşın öteki iki üyenin yandım allah vazgeçmediği ara kararları ile tahliye etmemekte direniyor.

\n

Bu kez de aynı oldu. Dün akşama doğru açıklanan karar milletin parlamentoda görmek istediği bu iki yurttaşının üstündeki demir kapıyı açtırmama gibi kocaman bir engel konuldu.

\n

1) Balbay ve Haberal haklarında polisin hazırladığı fezlekelere dayanan cumhuriyet savcısının o fezlekeyi doğruca mahkemeye göndermesi ile -ki bu içten itiraf Sayın Savcı Zekeriya Öze aittir- hüküm aşamasına iki yıldır gelememiştir. Şayet hakkında özel yetkili mahkemelere dava açılmış olması bir kesin hüküm olarak değerlendirilecek olursa bir siyasi iktidar genel seçimde kendisine rakip olmalarından korktuğu herkes için düzmece polis dosyaları hazırlatarak onlara yasama meclisinin önünü kapatmaz mı?

\n

2) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi böyle bir saçmalığı nasıl değerlendirir?

\n

Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı Dicle, 12 Ekim günü sandıktan seçmenlerin oyu ile bağımsız olarak çıkıyor ve il seçim kurulundan mazbatasını da alıyor. Ancak o mazbatanın tam olarak kesinlik kazanması Yüksek Seçim Kurulunun olası itirazları da dikkate alarak alacağı kesin karara bağlı. Zira milletvekilinin yasama meclisinin üyesi olarak göreve başlaması anayasa uyarınca TBMM kürsüsünden ant içmesi ile gerçekleşiyor.

\n

Dönemin en yaşlı üyesi olarak salı günü birleşimi açacak ve ant içme işlemine nezaret edecek CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi, Yüksek Seçim Kurulunun ilan ettiği kesin sonuçlarla ilgili kararda adı olmayanların birleşim açıldığı zaman kürsüye çağrılmasının olanaksız olduğunu savunuyor. Bu açıklama BDP milletvekillerinin dün Diyarbakırda kendi aralarında yaptıkları ilk resmi olmayan grup toplantısında Ya hepimiz ya da hiçbirimiz diye özetlenecek bir karar ile karşılandı.

\n

Öylece çıkan ilk krizi tam eylem aşaması başlamadan gidermek amacı ile halen TBMM Başkanlığını salı günü ilk birleşimin açılış saatine kadar taşıyan Mehmet Ali Şahinin çözüm formülüdevreye girdi. Şahin yasalarda ve gerekirse anayasada yapılacak değişiklikle sorunun çözülebileceğini söyleyerek halk iradesi adına kapıyı aralık tutmak için ilk adımı atmış oldu.

\n

Şimdi top çoğunluk partisinde. İlk adım bu açıdan önem taşıyor.

\n

Dört tekerleğinden birisi eksik olan arabanın kaza yapma riski çok olmaz mı? O riski paylaşmak istemeyecek kadar deneyimli şu andaki Başkan Şahin mi yoksa parlamentodaki şahinler mi son sözde etkili olacak?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları