Meğerse Neymiş?

20 Mayıs 2011 Cuma
\n

Herhangi bir bürokratın yürütme erkinin başı olan hükümet başkanına saygıda kusur etmesi, tek kelime ile söyleyelim, çirkindir ve ayıptır. Kusur sahibi, hatasını siciline düşen not ile öder. Derece yükseltilmesi zamanı gelmişse, bağlı olduğu üst makam, o notun gereğini yapar. Gerekirse devletle bağlarını da keser. Yani resen emekliliğin yolu açılmış olur.

\n

Ama Çanakkalede kolordu komutanıyken böyle bir eylemin sahibi olan Korgeneral Engin Alanın emekli edilmesi ile yetinilmeyerek Silivri zulümhanesine tıkılmış olmasının bağışlanır tarafı elbette yoktur.

\n

Dahası o zulümhanede çile çeken sayısız insanın da hükümeti devirmeye kalkma türünden ağır suçların kırk elli dosya eklenmiş olan binlerce sayfalık savcı iddianamelerinde ileri sürüldüğü eylemleri işlemekten değil Sayın Başbakana kaşının üstünde gözün vardedikleri için AKPnin Guantanamosu olan Silivri zindanına tıkıldıkları kanıtlanmış olur.

\n

Söz ya da yazı buraya gelmişken İstanbula 105 kilometre uzaklıktaki bu ilçemizde yapılmış olan cezaevinin, giderek daha büyütülmekte olduğunun da özel nedenlerini öğrenmeyi istemek bir gazetecilik görevi değil midir?

\n

AKP iktidarı, yedi yılı aşan bir süre içinde hangi icraatlara imza atıldığını, o imzaların sahibi Başbakanın fotoğraflarının da bulunduğu tanıtım bilbordları ile duyuruyor. Ama neden şüpheli kimlikleri ile terör suçlarından yargılanmakta olan insanların tutuklu oldukları o zulümhaneyi bir kampus haline dönüştürmekte olmaktan hiç söz etmiyor?

\n

BaşbakanınAllah söylettidiyebileceğimiz dünkü açıklamasından yola çıkarak soralım:

\n

Özellikle Balbay, Özkan, Şık ve sayıları 70’i bulan gazetecilerin suçları da Başbakanı gördükleri zaman dikkaatçekerek esas vaziyete geçip selam vermemek midir?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları