45’inci Günü Aşma Çalımı...

06 Ağustos 2015 Perşembe

Yeniden seçim olasılığı, yerini her gün biraz daha artan oranda azınlık hükümetine bırakıyor.
Nedeni de AKP’nin iktidardan ayrılması durumunda başına geleceklerin ayırdına zamanla daha çok varıyor olması.
“Yerden göğe küp dizseler/en alttakini çekseler/seyreyle sen gümbürtüyü” tekerlemesini yaşama geçirecek bir durum.
Muhabirlik; gazeteciliğin, kurallara tümüyle uyulmasını gerektiren bir görevi. Tabii amaç gazetecilikse. O nedenle ekranlara çıktıklarında yasaların ve özellikle de anayasanın aradığı koşullarla süreleri anımsatmak zorunluğunu duyuyorlar.
Oysa ne yasalar, ne anayasa yürürlükte(!)
“Olur mu öyle şey” diyenlere kısa bir anımsatma yapayım.
Cumhurbaşkanlığı seçimi 10 Ağustos 2014’te yapıldı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ilk sonucu 11 Ağustos’ta internet sitesinde açıkladı.
15 Ağustos’ta Erdoğan’ın seçildiğini resmi yazı ile Cumhurbaşkanlığı’na, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na, Başbakanlık’a, TRT’ye ve RTÜK’e iletti.
Başbakanlık (Erdoğan görevdeydi) kararın yayınını 3 gün geciktirdi. 18 Ağustos’ta Resmi Gazete’nin günlük sayısında değil de yinelenen sayısında bastı.
Bu işlemler yapıldı ama ne Erdoğan’ın milletvekilliği ne başbakanlığı ne de AKP genel başkanlığı düştü. 27 Ağustos’ta AKP Genel Kurulu’nu topladı. Ardılı olarak Davutoğlu’nu seçtirdi. 28 Ağustos’ta da Cumhurbaşkanlığı görevini devraldı.
YSK dahil hiçbir yetkili organdan ses çıkmadı.
Yerli De Gaulle’ün anayasa ve hukuk devleti anlayışı bir kez daha ağır bastı.

***

Şimdi tepelerdeki en önemli sorun, Davutoğlu’nun görevlendirilmesini izleyen 45’inci günü aşabilmek.
Aşılamazsa HDP’nin de katılacağı karma seçim hükümeti gündeme gelecek.
Erdoğan o nedenle azınlık hükümetinden söz ediyor. 45 günlük sürenin dolmasına birkaç gün kala, diğer partilerin desteklemeyeceği ve güvenoyu alamayacağını bile bile bir AKP hükümetinin atamasını yaparsa 45 günlük süre atlatılmış olacak. Çünkü atanacak hükümetin önünde, programını TBMM’de okumak için yedi günlük bir süre var. Yedinci gün okunursa iki tam gün sonra görüşülmesi, onun bitiminden tam bir gün sonra da güvenoylaması yapılacak. Etti mi yaklaşık 11-12 gün. Bunun AKP’ce yorumu, 45 günlük sürenin bitiminde atanmış bir hükümetin görevde oluşu ve anayasa kuralının hülle yoluyla yerine getirilmiş sayılmasıdır.

***

Sonrası Allah Kerim.
MHP’nin ne yapacağını Genel Başkan Yardımcısı Yalçın’ın açıklama ve yalanlamasını da dikkate alınca kestirmek zor.
Diyelim ki o da çekimser kalmadı ve ret oyu verdi. O zaman da atanmış ama güvenoyu alamamış bir hükümetimiz olacak ve yenisi kurulana kadar görevde kalacak. Tıpkı seçim yenilgili Davutoğlu Hükümeti’nin hâlâ görevini sürdürüyor olması gibi.

***

Fal bakmadım. Geçmişe bakarak AKP’nin ve Erdoğan’ın yapabileceklerini kendimce sıraladım. Yanılır mıyım? Umarım yanılırım.

***

Kafamı kurcalayan ayrıntılı bir soruya da bu arada değineyim.
TBMM’nin dört başkanvekili var. Biri de HDP Van Milletvekili Yurdusev Özsökmenler.
Yerleşmiş uygulama uyarınca başkan vekilleri düzenlenen çizelgeye göre sıra ile bir hafta (3 gün) TBMM Genel Kurulları’na başkanlık ediyor.
Ya Başkan İsmet Yılmaz, Özsökmenleri yok sayacak ya da sıra bir gün ona da gelecek. Onun başkanlık yapacağı birleşimde AKP’li ve MHP’li milletvekilleri ne yapacak? Salona girecekler mi, girerlerse “Sayın Başkan”dan nasıl söz isteyecekler?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları