Acil Servislerde Görücüden Geçilmiyor...

16 Temmuz 2016 Cumartesi

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 15’inci yıla giren başarılarına(?) son noktayı, başbakanı ve genel başkanı Binali Yıldırım koydu:
“Geçenlerde biri anlattı. Bayramda acil servislere gitmişler. Ancak tedavi olmak için değil, kız bakmaya...
Hastanelerimiz o kadar şirin hale geldi ki; oğlunu, kızını evlendirmek için yuvalar kurmak için hastanelere gidiyorlar. Acil servis tedavi değil yuva kurmak için hizmet veriyor. İşte geldiğimiz nokta bu.”

***

Dilimizde, cahilliğin boyutunu anlatmak için kullanılan bir özlü söz vardır. “Bu kadar cahillik, ancak cahillik öğrenimi yapmakla olasıdır.”
Yıldırım’ın sözleri herhalde kendi cahilliğinden değil, dinleyip okuyanları cahil saymasından kaynaklanıyordur.
Çünkü sağlık hizmetlerinin ticaret kapsamına sokulduğu AKP sürecinde hastanelerin, para ödenmeden gidilebilen tek servisi aciller oldu.
Ecelle pençeleşen ya da acılar çekmekte olan yakınlarını acil servise getiren genç erkeklerle kızlardan damat ve gelin seçmeye gidenlerin AKP döneminde oluşmuş olması da AKP’nin bir başka başarısı sayılabilir.

***

Yazın dünyamızın seçkin şairlerinden Behçet Necatigil, (191613 Aralık 1979) doğumunun 100’üncü yılı nedeniyle yıl boyu anılacak. Ben de anmaya, Necatigil’in çevirmen yönüyle katılmak istedim.
Max Kemmerich’in “Tarihte Garip Vakalar” araştırmasını da çevirmiş. (Varlık Yayınları/Kasım 1952)
Kitaptan yaptığım birkaç alıntıyı sıralıyorum:
“5. yüzyılda Bizans’ta bütün halk arasında ‘dogmatik mugalatalar’ salgını almış, yürümüştü. Allah’a benzerlik veya Allah’a eşitlik meselesi gayet hararetle ve bol mugalatalarla (yanıltacak yolla söz söylemelerle) tartışma konusu oluyor, bütün diğer meselelerden ağır basıyordu.
Buna benzer, ama daha cazip bir maniye (manyaklık, taşkınlık hastalığı) İspanya Arapları şiir sahasında tutulmuşlardır. Bütün halk kafiye bulmak, şiir yazmak ihtirasına kapılmışlardı.
Gazelden, rubaiden geçilmiyordu. Şairler, hükümdarların nüfuzlu müşavirleri olmuşlar; servete, şerefe gömülmüşlerdi. Denk düşmüş bir kafiye, zarif bir hayal, sanatkârane bir vezin hüneri, yaratıcısına parlak bir gelecek hazırlıyordu.”
Giordano Bruno, diğer iddiaları arasında, kainatta (evrende) birçok dünyalar bulunduğunu öne sürdüğü için 16 Şubat 1600’de Roma’da yakıldı.”
“Bütün ortaçağda akıl hastaları ile evlenmek, siyasi sebepler dolayısıyla olağan işlerdendi.”
“1051 yılında Goslar’da toplanan piskoposlar meclisi, tavuk kesmekten kaçındıkları, sadece bitkisel maddeler yedikleri için birçok kimseleri ölüme mahkûm etti.”
“Eski Romalılar, ücretli alkışçı beslerlerdi. Neron’un bu iş için beş bin adamı kullandığı rivayet edilir.”
“Bavyera’da 1912 senesine kadar alaydan yetişme itfaiye subayları bile saraya girebilmiş, ama askeri doktorlar, hatta rütbece bir tümen komutanı konumundaki ordu sıhhiye reisi bile bu ayrıcalıktan mahrum kalmışlardır.”

***

Yıllar sonra yeni bir Max Kemmerich çıkar da “21’inci yüzyılda Türkler hastanelerin acil servislerine görücülüğe gidip gelin ve damat seçiyorlardı” diye yazar mı dersiniz?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları