AKP’nin de 12 Eylül’ü Oldu...

12 Eylül 2015 Cumartesi

Bugün 12 Eylül 1980 faşist darbesinin 35’inci yıldönümü.
İzleri hâlâ silinmeyen, demokrasiye ve insan haklarına aykırı uygulamaların yıldönümünde, benzer yöntemleri uyguladığı belirtilen AKP’nin genel kurulu da bugün başlıyor.
AKP’nin geçmişte karşı çıktığı kimi olayların yıldönümlerini algı operasyonu için kullandığı bir gerçek.
Örneğin özellikle yargıyı tümüyle ele geçirme amacıyla düzenlediği anayasa değişikliğini, 12 Eylül paşalarının yargılanmasını engelleyen geçici 15’inci maddeyi kaldırmayı da ekleyerek çıkarmıştı.
Anayasa değişikliğinin halkoylamasını da 12 Eylül 2010’da yaptırarak yarattığı ortamda gerçek amacını saklamayı başarmıştı.
Çatışmasızlık sürecini (!) perçinlemeyi amaçlayan Dolmabahçe buluşmasını da Milli Güvenlik Kurulu’nun 28 Şubat 1997’de aldığı kararların yıldönümünde, 28 Şubat 2015’te düzenlemişti.
Demokratikleşme girişimi olarak yansıtıyordu ama hem fos çıktı, hem de ters tepti.
AKP seçmene yönelik algı operasyonlarını bu kez kendi üyelerine ve illerden gelen delegelere uygulamak istiyor.
Ne cevherler yumurtlanacak izleyip öğreneceğiz...

***

12 Eylül’ün 35’inci yıldönümünde etnik ayrımcılığın tırmandırılmasına yol açan uygulamalardan önemli birini anımsayalım.
Evren yönetimi ve sıkıyönetim uygulamaları acımasızca sürdürülüyor.
Ama ciddi bir korku da var. Bunun en açık örneği sıkıyönetim komutanlarının yaptığı açıklama: “Askeri noktalara elleriniz cebinizde olarak yaklaşmayınız.”
Bu, silah kullanma için önemli mazeret yaratmanın yanında, saldırıdan korkmanın da dışavurumu.
Şehir içi, şehirler arası işleyen otobüsler durduruluyor. Timin başındaki rütbeli otobüse biniyor ve olabildiğince kibar davranıp “Lütfen kimliklerinizi çıkarın” diyor.
Kimliklere bakılıyor ve kimi gençlere, “Sen aşağıya in” deniyor. Öğreniyoruz ki “in” denilenler kimliklerinde nüfus kaydı ya da doğum yeri “Tunceli, Bingöl, Hakkâri, Diyarbakır, Muş ve komşu iller” yazılı olanlar.
Denetleyen “Hayırlı yolculuklar” deyip iniyor, otobüs yola koyuluyor ve indirilen gençler orada kalıyor!
Nelerle karşılaştıklarını, sorguda işkence görüp görmediklerini bilemiyoruz. Ama serbest bırakıldıklarında bilenmiş olarak çıktıklarından kuşku yok.
Aynı yöntemi Demokrat Parti de 1959 sonrasında üniversite gençliği için uygulamış, karşıtlarını artırmayı başarmıştı. (!)
Şimdi de sıra AKP’ye geldi. Milisleri aracılığıyla doğum yerine göre dövdürüyor, dükkânlarını yakıp yıktırıyor. Mantık ve akıl dışı faşistlik uygulamasının son örneği yürekleri dağlıyor. “Muşlu” diye yok edilmeye çalışılan ailenin oğlu, ertesi gün “şehit asker” olarak dönüyor.

***

Başbakan Davutoğlu, AKP kurucularına verdiği yemekte şöyle demiş:
“7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını hep beraber doğru değerlendirirsek ve önde gidenlerin açtıkları çığırın ayak izleri üzerinden doğru bir istikamete, geleceğe azim ve kararlılıkla yürürsek Allah’ın izniyle yeni zaferler önümüzdedir. Bu zaferlerden biri de 1 Kasım seçimlerinde inşallah hem Türkiye’de hem de dünyada yankılanacak.”
Haydi hayırlısı...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları