AKP’nin iki Yanlışından Çıkan İki Doğru...

23 Ocak 2016 Cumartesi

Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının öfkeyi aklın önüne geçiren ve 400 milletvekili çıkararak başkanlık sistemini dayatan yaklaşımı, aylara göre yaklaşık iki yıl içinde iki önemli yanılgının da ortaya çıkmasını sağladı.

***

O günlere kadar genel kanı, gençlerin ülke sorunları ile ilgilenmediği yolundaydı.
Özellikle, cep telefonlarının hızlı gelişmesinin getirdiği haberleşme olanakları, en kolay izlenebilen görüntüydü.
4 parmaklarıyla tuttukları telefonlarla başparmaklarını kullanarak, İhsan Yener Hoca’nın dünya şampiyonu daktilograflarını bile geride bırakabilecek hızda mesajlaşmaları dikkat çekiyordu.
Hatta bir gün ben bile Darwin Kuramı’nı saptırarak “Birkaç kuşak sonra dört parmakları yapışık sadece başparmakları ve bukalemunun ayakları benzeri elleri olan çocuklar dünyaya gelecek” diye tahminde(!) bulunmuştum.
Günlerini “lay lay lomla” geçirdiği sanılan gençler, kendileri ile ilgili kanıyı “Gezi Olayları” ile yıkıverdiler.
Başbakan Erdoğan’ın sertlik yanlısı ve öfke dolu yaklaşımı, AKP içindeki sağduyu ipuçlarını da boşa çıkarıverdi.
En masum eleştiriyi ve gösteriyi bile “darbe girişimi” olarak algılayan yöneticilerin yargıya talimat niteliği taşıyan açıklamaları nedeniyle yok yere gözaltına alınan, tutuklanan gençler ve bilim insanları hırsın ceremesini de çekmek zorunda kaldılar. Hâlâ da çekiyorlar...

***

Çeşitli alanlarda geriye gidişe birkaçı dışında sessiz kalan öğretim üyeleri de suçlananlar arasındaydı.
Devletin en doğal görevi olan terörle mücadelenin uygulamasında ipin ucunun kaçırılmasının, sivillerin ve çocukların da canlarını artan sayılarda yitirmeye başlamasının tepkisi de 1128 bilim insanının açıklamasıyla ortaya kondu.
Bildirinin içeriğine ya da birkaç cümlesine katılmıyor olmak bir yana, önemli olan ifade özgürlüğünün kullanılmasıydı.
Ama iktidar kendisine yönelik eleştirilere hoşgörüsüzlüğünü bir kez daha kanıtladı.
AKP’li bakanların, milletvekillerinin, danışmanların ve yandaş gazetecilerin Apo övgülerinin, masadaşlığın yüceltilmesinin alkışla karşılandığı süreç bitmişti. Bunları yapanlardan hiçbirinin de burnu bile kanamamıştı.
Savcılar ve YÖK göreve çağrıldı ve anında etkili oldu.
Gözaltılar ve görevden almalar yaşandı. Siyaset tarihimizde eşine az rastlanır, küfür sayılabilecek sıfatlar en yetkili ağızlardan ortalığa saçılıverdi. Arkası da kesilmedi.
Ama tepki, 1128 bilim insanıyla sınırlı kalmadı. Çok sayıda bilim insanı meslektaşlarını destekleyen ve konuya açıklık getiren bildirilere imza attılar.
Kimi gazeteciler ve meslek mensupları da suça(!) ortak oldular.

***

“İki yanlış bir doğru etmez” denir, ama AKP’nin iki yanlışından hem de iki doğru çıktı, yanılgılar da düzelme yoluna girdi.
İfade özgürlüğü, gazetecilerden; Can ve Erdem’den sonra yeni bir sınava daha çekiliyor.
Gelişmeler, AKP’nin bir kez daha sınıfta kalıp kalmadığını gösterecek!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları