Bayramın Ardından...

31 Ekim 2008 Cuma
Cumhuriyet Bayramını coşkuyla, ama Atatürk Cumhuriyetine hiç de yakışmayan bir ortamda kutladık.

Coşku, Cumhuriyetin içten ve dıştan yöneltilen engellere karşın 85inci yılına ulaşmasından kaynaklanıyordu.

İçinde bulunduğumuz ortam ise Atatürk Cumhuriyetinin içinin boşaltılarak Osmanlı dönemindeki düzen ve anlayışı geçerli kılma girişimlerinin sonucuydu.

Bunca çabaya karşın laik Cumhuriyetin yaşatılması için çaba gösterenlerin direnci, insanı gelecek için umutlandırıyordu.

***

85’inci yılına ulaşan Cumhuriyetten, Atatürk devriminden ve özellikle laiklik ilkesinden rahatsızlık duyanlar, kimi zaman gizli, kimi zaman da açık açık suçlamalarda bulunmaktan kendilerini alamıyorlar.

Kendilerinden önceki dönemlerde memlekete bir çivi bile çakılmadığını iddia eden yetkililerimiz de az değil.

Haksız da sayılmazlar. Çünkü bizler o kadar unutkanız ve gençlerimizle çocuklarımıza Cumhuriyetin geçmişini öğretmekte o kadar başarısızız ki.

Belirli çevrelerin her dediğine sorgulamadan, irdelemeden inanılmasını amaçlayan bir yöntemi geçerli kılmaya çalışanları yüreklendirdiğimizin ayırdına bile varamıyoruz.

***

Gelin bugün tersi yapılmaya çalışılan ya da yapılmayan Atatürk Cumhuriyetinin başarılarını ve kazanımlarını satır başlarıyla anımsayalım.

Hilafetin kaldırılması

İş Bankasının kuruluşu

Aşar vergisinin kaldırılması

Tütün Rejisinin satın alınması

Sümerbankın kuruluşu

İlk kılık kıyafet değişikliğinin yargı mensupları için uygulanması

Şapka devrimi

Türbe, tekke ve zaviyelerin kapatılması

Uluslararası takvim ve saatin kabulü

Mecellenin yerini Medeni Kanunun alması

Emlak ve Eytam Bankasının kuruluşu

Kabotaj hakkının kabulü

Alpullu Şeker Fabrikasının açılışı

380 kilometrelik Ankara-Kayseri demiryolu hattının gerçekleştirilmesi

Kadın sayısının da belirlendiği ilk nüfus sayımının yapılması

Yeni rakamların kabulü

Yeni Türk alfabesinin kabulü ve millet mekteplerinin açılması

Merkez Bankasının kuruluşu

Ankara-Sıvas demiryolunun yapılması

Ölçü sisteminde metreye geçilmesi

Halkevlerinin açılışı

Türkiyenin Milletler Cemiyetine girişi

Türk dilini arılaştırma çalışmalarının başlaması

Darülfünundan üniversiteye geçilmesi

Yukarıda sıraladıklarım 1923 ile 1933 arasında gerçekleştirilen atılımların bir bölümünü oluşturuyor.

10 yılda sağlanan bu başarılar, 10uncu Yıl Marşının 85inci yılda bile ilk günkü coşku ve içtenlikle söylenmesinin nedenini de ortaya koyuyor. Doğal olarak Mustafa Kemal Atatürke olan saygıyı ve özlemi de yansıtıyor.

***

Bir konuyu daha dikkatinize sunmak istiyorum.

Belirli çevrelerin Atatürk döneminde yapılmış olan işlere ve kazanımlara karşı olmalarına rağmen eleştirmedikleri tek şey var. İstiklal Marşımız.

Zaman zaman, kafama takılan şu soruya yanıt bulmaya çalışırım.

Acaba İstiklal Marşımızın sözlerinin Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılmış olması mı ona dokunulmazlık kazandırıyor?

***

Cumhuriyetimizin 86ıncı yılının ülkemize her alanda başarılar getirmesini diliyorum.

[email protected]



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları