Davutoğlu’nun İfade Özgürlüğü...

14 Ocak 2016 Perşembe

Çalışan Gazeteciler Günü bu yıl da kutlanamadı. Çünkü ortam, hem gazeteciler hem de ifade özgürlüğü için geçmişe oranla daha da kötüleşmişti.
Kimilerinin Çalışan Gazeteciler Günü diye bir meslek günü olmasını yadırgadığı anlaşılıyor.Önce şu “Gün” konusuna değinelim.
Gazetecilerin meslek örgütleri tarafından belirlenmiş iki ayrı günü var.
Ben ikisini de “Bayram” olarak kutlama olanağını bulmuş kuşaklardanım.
24 Temmuz 1908’in yıldönümleri Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) tarafından Basın Bayramı ve meslek günü kabul edilmişti. Gazetecilerin anayasanın yeniden yürürlüğe girmesi üzerine sayfa örneklerini sansür memurlarına göndermeyerek direnmelerini simgeleştirmelerinin günü ve Basın Bayramı sayılıyordu.
Basın İş Yasası diye andığımız 5953 sayılı yasa da 10 Ocak 1961’de 212 sayılı yasa ile değiştirilerek yeni ve önemli haklar getirilmişti. Değişiklik doğal olarak çalışmakta olan gazetecileri etkiliyordu.
Türkiye Gazeteciler Sendikası da o günü “Çalışan Gazeteciler Bayramı” yapmıştı.
12 Mart 1971’de başlayan ara ve kara rejim sürecinde anayasanın tırpanlanması ve gazetecilere yönelik hukuksuz uygulamalar nedeniyle iki meslek örgütü tepkilerine “Bayramı” kaldırmayı da eklemişlerdi.
“Basın Bayramı” geleneksel Gazeteciler Günü’ne, Çalışan Gazeteciler Bayramı da “Çalışan Gazeteciler Günü”ne dönüştürüldü. Kısaca belirtmek gerekirse 45 yıldır bayram, gazetecilerin semtine uğramıyor.

***

Bu 10 Ocak’ta da ilginç demeçler dinleyip okuduk. Süreç biz Cumhuriyetçiler için daha zorluydu. Bir hınç alma operasyonuyla Can Dündar ve Erdem Gül’den uzak düşmüştük. Ziyaret bile yasaktı!
Böylesi yıldönümlerinde ülkeyi yönetenlerin gerçekleri gizleme konusundaki başarılarını hayranlıkla(!) izlemişimdir.
Örneğin Başbakan Davutoğlu da öncekileri aratmayan bir açıklama yaptı ve “Basın çalışanlarının karşılaştıkları zorlukları aşmak için alınması gereken tedbirlerin hükümet olarak üzerinde hassasiyetle durulduğunu” vurguladı. Açıklamanın en vurucu cümlesi de şuydu: “Basın özgürlüğünün en güçlü teminatı da biziz.”

***

Başbakan Davutoğlu “Yurtdışındaki Türk Bilim İnsanları 3. Kurultayı”na katılan bilim insanlarıyla Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi’nde bir araya geldi.
TÜBİTAK da, yaptığı konuşmayı 30 Aralık’ta resmi sitesine koydu.
Davutoğlu demiş ki, “Yanlış gördüğünüz şeyleri hiç düşünmeden söyleyin.”
Sonra da söylemenin yöntemini açıklamış:
“Bir fikir varsa doğrudan bana yazın. Bunun için herhangi bir randevu almaya, herhangi bir özel kalemden geçmeye gerek yok. Muhatabınız doğrudan benim.”
Başbakan bırakın gazetecileri, bilim insanlarına bile “yazın” diyerek kendisine mektup yazılmasını istiyorsa ifade özgürlüğünün yerlerde ve hapislerde sürünmesinden kurtulamayacağımız kesin gibi...
Davutoğlu’nun kendi ifade özgürlüğünü kullanabildiği de kuşkulu...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları