Diyanet, Nihayet İtirafta Bulundu...

28 Temmuz 2016 Perşembe

Fethullahçı darbe girişiminin başarısız olması, içimizden kimilerinin de içyüzlerinin ortaya dökülmesine yaradı.
Yıllarca işbirliği yapmalarını, görmezden gelmelerini yok sayıp suçlama yarışına girdiler.
Bunlardan biri de ne yazık ki Diyanet İşleri Başkanlığı oldu. Başkan Mehmet Görmez, topladığı 81 il müftüsüne yaptığı konuşmada, kendisinin ve kuruluşunun örgüte yaklaşımını itiraf ederken kurduğu şu cümlenin bir bölümü bile başlı başına her şeyi anlatmaya yetiyor.
Cuntacı kalkışmaya adını veren yapının uzun yıllar boyu inançlı, samimi insanların saf dini duygularını istismar ederek zaman içerisinde dini motifli bir ihanet şebekesine dönüştüğü...”

***

Önce Başkan’a, başkanlığını yaptığı kurumun kuruluşunu ve görevlerini belirleyen yasanın birinci maddesini anımsatalım.
İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek üzere Başbakanlık’a bağlı bir Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur.
Şimdi de soralım:
Fethullahçılar dini istismar ederken aydınlatma görevini niye yok saydınız?
Alevilerin cemevlerinin ibadet yeri olmadığını söylediniz de, Fethullahçıların inançlar konusundaki yeniliklerine (!) neden ses çıkarmadınız?
Fethullah Gülen’in Rusya’da yayımlanan bir dergiye verdiği söyleşide dile getirdiği görüşlere bir uzmanın ayet ve hadisleri sıralayarak yaptığı eleştiriyi ben bile okudum da siz görmediniz mi?

***

Özel bir uzmanlık gerektirdiğinden çizmeyi aşmamak için bu köşede Görmez’in, Fethullahçıların getirdiği yeniliklerden (!) sadece “Dinlerarası Diyalog” girişimine karşı çıkmasını eleştirmiştim.
Sonunda bombayı CNNTürk’ün söyleşi programına katılan AKP milletvekili patlattı.
Kelime-i Şahadet’ten söz ederek “Allah’tan başka ilah yoktur diyorlar ama peygamberi Muhammet’tir demiyorlar” deyiverdi.
Oysa, Fethullahçıların Hıristiyanlığın geçerli olduğu ülkelere de yayılmak amacıyla başlattığı “Dinlerarası diyalog” girişiminin başarısı için yaptıkları çarpıtmaları görmezden gelmeyerek ilk karşı çıkan, Diyanet olmalıydı.
Fethullahçılığın nasıl palazlandığını ve semirdiğini irdelerken bunları da unutmayalım.

***

Ben, geçmişte bir yazımda (1 Temmuz 2013) dinin siyasete alet edilmesini eleştirirken çizmeyi aşmamak için Fethullahçıların çarpıtmalarında ayrıntıya girmediğimi bu yazıda açıkladım.
İslamiyeti koruduklarını iddia eden, fetva vermeyi bile görev bilen yayın organlarının, gazetecilerin, örgütlerin de açıklamasını beklemek hakkımız değil mi?
Bir soyut çizimi fırsat bilerek “Hazreti Muhammet’in resmini yayımladılar” naralarıyla terör yaratıp hukuksuz infazlar yapanlar, din kurallarının yok sayılmasına niçin suskun kaldılar?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları