Kanıksamak Üzerine...

02 Ağustos 2014 Cumartesi

Geride bırakacağımız son 4.5 yılda gündeme getirilen yolsuzluk iddiaları da geçmiş dönemlere oranla büyük bir patlama yaptı.
Gazeteci arkadaşlarımız, gazete sayfalarına ve televizyon ekranlarına yansıttıkları yolsuzlukları, belgelerini de ekleyerek kitaplaştırdılar.
İktidarla aralarını bozmak istemeyen yayın organları ile yazarlar pek önem vermeseler de kimi yazarların köşelerinde, yolsuzluklara ilişkin alıntılar kamuoyunun bilgisine iletiliyor.
Dikkatimi çekenlerden birkaçını bir kez de ben anımsatmak istiyorum.
* Ergün Poyraz: Musa’nın Çocukları
* Tuncay Mollaveisoğlu: Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda
* İlhan Taşcı: Bir AKP Belge’seli, Maskesiz Soygun
Kitaplarda her ne yazılmışsa, konuya ilişkin belgeler de özenle eklenmiş.
“Yanlış, yalan, çarpıtılmış” demek olasılığı yok. Bu nedenle konu edilen devletlilerle mahdumlarının da sesleri çıkamıyor.

***

Farkına varılan tehlikeler nedeniyle oluşan tepkiler sürüyor.
Bana göre önemli ama henüz farkına varılamamış bir tehlike daha var.
Yurttaşların yolsuzluk ve usulsüzlükleri kanıksama tehlikesi.
Turgut Özal’ın “Benim memurum işini bilir” deyişiyle başlayan ve “Alışırsınız, alışırsınız” deyişiyle süren yaklaşımı, bu dönemde yeniden geçerlik kazanıverdi.
Geçerlik kazanmakla da kalmayıp gelişme(!) gösterdi.

***

Yukarıya bir bölümünü alıntıladığım yazıyı 2007 milletvekili seçiminden dört gün önce 19 Temmuz’da yazmışım.
“Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir” savsözü örneği, yolsuzluk ve usulsüzlük konusunda dev adımlarla ilerleneceğinin nedenini anlatmaya çalışmışım.
Yolsuzluk ve usulsüzlükleri kanıksama tehlike olmaktan çıkmış, yaşama geçivermiş.
İlk kanıtlar 2009 yerel ve 2009 milletvekili seçimindeki oy dağılımı. 30 Mart 2014 yerel seçimleri öncesinde ortaya dökülen yolsuzluk, usulsüzlük ve rüşvet iddialarıyla ilgili kanıtlara ve tapelere karşın kanıksamanın tepe noktasına ulaştığı ortaya çıktı.
Son mihenktaşı Cumhurbaşkanlığı seçimi olacak.
Bir süre sonra yolsuzluk yapmayanların yadırganabileceğini de düşünebiliriz.
Yapabileceğimiz tek şey var.
Mizah edebiyatımızın büyük ustası Aziz Nesin’i sevgi ve özlemle anmak...

***

Not: Ulusal Kanal ve Aydınlık’taki kimi arkadaşlarımıza teşekkür borçluyuz.
Patronlarına gammazlamak gibi olmasın ama sanırım Cumhuriyet’i kendi yayın organlarından çok seviyorlar. Cumhuriyet’in başına bir şey gelecek diye ödleri kopuyor, kalpleri sıkışıyor, huzursuz oluyorlar.
Galiba bu nedenle de yazıp söylediklerinin doğru olup olmadığına özen gösteremiyorlar.
Fi tarihinde genç bir köşe yazarı transfer etmiştik. Cumhuriyet’i koruyup kollama adına demediklerini bırakmadılar. O genç gazeteci yaklaşık 1 ay dayanabildi ve sonra o genç gazeteciyi özveri göstererek transfer ettiler. Bir süredir Aydınlık’ta köşe yazarlığı yapıyor.
Tanrı eksikliklerini göstermesin.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları