Kemal Bey’i Dinlerken...

20 Nisan 2015 Pazartesi

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu izlemeye hazırlanırken yanıma koyduğum iki kitaba göz atıyordum.
Biri Hıfzı Veldet Velidedeoğlu Hocamızın daha doçentken (1940) yazdığı “Kanunlaştırma Hareketleri ve Tanzimat”, öteki de Prof. Dr. Suna Kili’nin (1980) “Osmanlı ve Türk Anayasaları”.
Osmanlı padişah ve sadrazamları arasında iyileri ile kötüleri olduğu gibi Atatürk’ü izleyen cumhurbaşkanları ile İnönü’yü izleyen başbakanlar arasında da iyilerle kötüleri oldu.
Amaç doğal olarak iyileri artırmak.
Kemal Bey’in tanıttığı program bana bir tür Cumhuriyet’in Tanzimat Fermanı (Düzenleme Buyrultusu) gibi geldi.
Kemal Bey’in verdiği sözlerle, eski(!) AKP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın amacını özetlerken söyledikleri daha baştan örtüşmüyor.
Biri Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni milletin tam temsilcisi; güçlü ve hesap sorabilen bir nitelikte görmek isterken, öteki geriye itilmiş, başkanın denetiminde bir düzeye indirmek istiyor.
Önümüz 23 Nisan. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunun 95’inci yıldönümü. Dinleyeceklerimizin bir bölümünü peşin peşin yorumlayabiliriz: “Yalandan kim ölmüş ki?”

***

Gelin 1876 Anayasası’nın (Kanuni Esasi) kimi maddelerini anımsayalım.
Madde 2 - Osmanlı Devleti’nin başkenti İstanbul şehridir ve anılan şehrin öteki Osmanlı beldelerinden hiçbir ayrıcalığı ve bağışıklığı yoktur.
Madde 3 -Osmanlı’nın yüce saltanatı, İslamın büyük halifeliğine de sahip olarak eskiden beri uygulanan yönteme göre en büyük evlada aittir.
Madde 4 - Padişahın yüce kişiliği halifeliği nedeniyle İslam dininin koruyucusu ve bütün Osmanlı uyrukluların hükümdar ve padişahıdır.
Madde 5 -Padişah hazretlerinin kutlu kişiliği kutsal ve sorumsuzdur.
Madde 6 - Osmanlı sülalesinin, hürriyet hukuku, mal varlığı ve arsaları, binaları ve hayat boyunca verilecek parasal ödenekleri kamusal koruma altındadır.
Madde 7 - Bakanları görevden alma ve atama ve rütbe verme ve memuriyete atama, madalya verme, (...) para basma ve hutbelerde adının anılması, yabancı devletlerle andlaşma imzalanması, savaş ve barış ilanı, kara ve deniz kuvvetlerinin komutanlığı ve askeri kararlar ve şeriat kuralları ile kanunların uygulanması, idare organlarının yönetmeliklerinin düzenlenmesi ve yasal cezaların hafifletilmesi veya affı ve Meclisin toplanma, tatil ve gerektiğinde milletvekili seçiminin yenilenmesi koşuluyla dağıtılması, padişahın kutsal hakları arasındadır.
Madde 27 -Sadrazamlık ve şeyhülislamlık, padişah tarafından güvenilen kişilere verildiği gibi öteki bakanların görevlendirilmeleri dahi padişahın yazılı emirleri ile yerine getirilir. (Günümüz Türkçesine ben uyarladım. O.E.)

***

Yüksek sesle okudunuzsa kulağınıza pek de yabancı gelmediğine kalıbını basarım.
İşte size 7 Haziran seçimleri ile ilgili bir soru:
“Türkiye’nin yeni Abdülhamit’lere gereksinimi var mı?”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları