Sağcı İktidarların Neden Olduğu Belalar

23 Temmuz 2015 Perşembe

Türkiye’nin başına gelen büyük belaların önemli bir bölümü, sağ iktidarların “kontrol ederiz” diye başlattığı ama ipin ucunu kaçırdığı girişimlerden kaynaklandı.
Sağ iktidarların önünü ardını düşünmeden, kendisine ya da yandaşlarına duyduğu aşırı güvenden güç alan bu yaklaşımın ilk örneği 6-7 Eylül Olayları’ydı.
Hazırlıklar Londra’da İngiltere ile Kıbrıs konusunda pazarlık eden dönemin Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun destek için bir şeyler yapılmasını isteyen şifreli telgrafı ile başladı.
Atatürk’ün Selanik’teki evine bomba atıldığı haberi ile halkın gösteriye yönlendirilmesi ve düzenlenen öğrenci gösterisinin kontrol altına alınacağı inancı öylesine güçlüydü ki Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes gönül rahatlığı içinde trenle Haydarpaşa’dan Ankara’ya hareket ettiler ama Sapanca’dan yüz geri ettiler.
Masum (!) gösteri çığrından çıktı ve yağmaya dönüştü. Neler olduğu biliniyor. Ancak o dönemin küçücük Göztepe’sinin (Kadıköy) çarşısındaki aktarımız Bodos Usta, tuhafiyecimiz Yako Niyego, bakkalımız Arhangilos ve kalaycımız Kosti Petalidis’in dükkânlarının kamyonlarla gelen eli sopalılar tarafından yağmalandığı geceyi yaşayan kimse kalmamışa benziyor.
Birlikte yaşama geleneğimiz büyük yara aldı ve gereği gibi de onarmak bir yana geriye gitti.

***

Çorum, Sivas, Uludere, Reyhanlı, Maraş, Diyarbakır toplu kıyımları da Demokrat Parti’nin ardılı olduğunu övünerek söyleyen sağcı iktidarlar ya da sanıkların ağır bastığı koalisyonlar döneminde yaşanmadı mı? Üstelik kimileri de sanıkların savunmasını üstlenmedi mi?

***

Son noktayı sağcı ve dinci Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarı hem de geçiciyken Suruç’ta koydu. Başlangıç noktası da Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) Eşbaşkanlığı ve Arap Baharı (!) oldu.
Sandılar ki canciğer kuzu sarması iken Esad dediklerine Esed, Irak Şam İslam Devleti’ne de kendi akıllarınca Arapçasından kısaltma “DAEŞ” deyince 3 saatte Şam’a gidilecek ve Emevi Camisi’nde cuma namazı kılınacak.
Sünniliklerine duyulan mezhepsel yakınlıkla bir yandan Esad’la öte yandan PYD ile savaştıkları savıyla para ve silah yardımı yaptıkları, militan katılımlarına göz yumdukları IŞİD’e laf ettirmediler.
Kapı yoldaşlarımın gazetecilik başarısıyla MİT TIR’ları tarafından taşınan silahlar ve cephane ortaya döküldü.

***

Ayn el Arap’a geçmek amacıyla yanlarında kitaplar ve çocuklara oyuncaklarla giden çoğu üniversite öğrencisi kızlı erkekli grupların otobüsleri iki adımda bir aranırken sınırdan ellerini kollarını sallayarak geçen IŞİD’ciler Urfa’da cirit atıyordu.
Urfa Valisi İzzettin Küçük, IŞİD’i bırakmış, kendisine konuştukları kişilerden duyduklarını soran, arasında arkadaşımız Pınar Öğünç’ün de bulunduğu üç gazeteciyi gözaltına aldırmıştı.
Sonunda korkulan oldu ve 31 canımız, bir canlı bombanın toplu kıyımına kurban gitti.
Kendi yurttaşları için yas ilan etmeyi bile çok gören geçici iktidar, yanlışlarını gizlemek için muhalefeti yardıma çağırıyor. Oysa muhalefetin uyarıları dikkate alınsaydı bu ortak acı yaşanmazdı.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları