Seçim Dedik de...

26 Aralık 2008 Cuma

Türkiyenin geleceğini önemli ölçüde etkileyecek iki seçim gündemde.

Biri 29 Mart 2009da yapılacak yerel yönetimler seçimi.

Öbürü de sürmekte olan rektörlük seçimleri.

***

Yerel yönetim seçimlerinin, seçmen kütüklerindeki yanlışlıklar yüzünden şaibeli duruma düşeceği, hem konunun uzmanları hem de muhalefetteki siyasi partiler tarafından gündeme getirildi.

Anayasaya ve yasalara göre seçmen kütüklerini hazırlama görevi Yüksek Seçim Kurulunun (YSK). Ancak YSKden yapılan açıklamaya göre (23.12.2008 gecesi) kurul doğrudan kütüklerin hazırlanması görevini yerine getirememiş.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemindeki bilgiler, siyasal iktidarın yönetimindeki bürokratlar tarafından YSKye aktarılmış.

YSKdeki Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğü, ancak bundan sonra devreye girmiş.

Kendisine iletilen listelerde yer alan seçmenlere ait bilgilerle kütükleri oluşturmuş. Bunlara da 29 Mart 2009da 18 yaşını bitirecek yurttaşları eklemiş.

Tabii bir değişiklik daha yapmış, seçmen kütüklerini adrese göre değil de soyadlarına göre oluşturmuş.

Dikkatle incelenmezse, aynı adreste biri hayali iki ailenin yaşamakta ve hayali apartman dairelerinde çok sayıda seçmenin kayıtlı olduğunu saptamak zor. Sanırım AKPli olmayan mahalle muhtarlarının çabası olmasa ortaya çıkarılması da olanaksızlaşacaktı.

YSKnin son açıklamasından, itirazlara ilişkin eski kararının da değiştirilmiş olduğunu öğreniyoruz.

Eski karara göre, ilk askıya çıkarılma sırasında itirazda bulunanlar, ikinci askı sırasında adlarının eklenmemiş olması nedeniyle itiraz edebileceklerdi. Yeni açıklamayla ikinci askı sırasında her seçmenin ve siyasal partilerin itiraz hakları bulunduğu belirtilmiş oluyor.

Şaibeli durumdaki kütüklerin iptali için İşçi Partisi (İP) yargıya başvurmuş durumda. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) de başvuracağını açıkladı.

YSK eliyle yargı denetimi altında yapılması gereken seçim işlemlerinin denetimine idari yargı da katılmış oluyor.

Bakalım, katmerli yargı denetimindeki ilk seçimi nasıl gerçekleştireceğiz?

***

Üniversitelerdeki rektörlük seçimine, İstanbul Üniversitesi (İÜ) de eklendi.

Öğretim üyelerinin oyları ile ilk sırayı Prof. Dr. Ali Akyüz aldı.

Ancak Yüksek Öğretim Kurulu, Cumhurbaşkanına sunulacak üç kişilik listede ilk sıraya Prof. Dr. Yunus Söyleti koydu. Söyletin özelliklerinden biri de Başbakan Erdoğanın aile doktoru olmasıydı.

Yandaş medya, Cumhurbaşkanı Gülü Söyletin atanması için yönlendirmeye çalışıyor.

Gerekçe olarak da önceki Cumhurbaşkanı Sezerin uygulamalarını gösteriyor. Ama Sezerin kendisine yakın olma koşulunu değil Cumhuriyetin değiştirilemez niteliklerini dikkate aldığını göz ardı ediyor.

Cumhurbaşkanı Gül, daha önce rektör atanması görevinden şikâyetçi olmuş, üniversitelerin atamayı kendi içlerinde gerçekleştirmeleri görüşünü açıklamıştı.

İÜ ile ilgili atamada öğretim üyelerinin oyları mı yoksa siyasal yakınlık mı söz konusu olacak sorusuna yanıt bekliyoruz.

[email protected]



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları