Özdemir İnce

Deprem değil cehalet öldürür

12 Şubat 2023 Pazar

Bir tanıdık bana ilginç bir bildirim (mesaj) göndermiş, ben de ilgisi gereği sizlerle paylaşıyorum onu:

KURUM: AFAD

Bütçesi: 2.5 milyar TL. (Doğrusu: 8 milyar TL )

Güncel görevi: Deprem bölgesindeki enkazda mahsur kalan yaklaşık 90 bin kişinin hayatını kurtarmak.

KURUM: Diyanet İşleri Başkanlığı

Bütçesi: 36 milyar TL.

Güncel görevi: Hayata tutunmaya çalışarak AFAD’ın yardımını bekleyenlere ölümden önce şıpınişi sela okutmak.

[Fizik profesörü Prof. Dr. Ali İhsan Göker’den deprem sonrası skandal açıklama: “Deprem ya da bina değil Allah öldürür, ölüm zamana bağlıdır.”

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali İhsan Göker, binlerce yurttaşın yaşamını yitirdiği deprem felaketinin ardından skandal bir açıklamada bulundu: “Deprem veya binalar öldürmez, Allah öldürür. O da eceli geleni. Depremde ölenler aynı anda Mars’ta bile olsalar yine öleceklerdi.”] 

Ülke, 1999 İzmit-Gölcük depreminden hemen sonra iktidara gelen AKP’nin 20 yıldır almadığı önlemler nedeniyle akıl almaz bir felaket yaşarken, kurtarılan her insana karşılık beş insan yıkıntılar altında can çekişirken, hayatta kalanlar açlık, susuzluk ve acımasız soğukla boğuşurken, iktidarsız hükümet ne yapacağını bilmezken, insanlar kendi imkânlarıyla enkaz altında kalanları kurtarmaya çalışırken “profesör” unvanlı akademisyenin depreme dair söylediklerine laf söyledi balkabağı denir.

Densiz adam, “8 şiddetindeki bir deprem 60 megatonluk bir atom bombası kadar enerji salıyor. Bugün 7.8 ve 7.5 şiddetinde 2 tanesini yaşadık. Şu an dünyadaki en güçlü nükleer savaş başlığı sadece 2 megaton. Tedbir alınmadığı için böyle oldu tarzındaki boş lafları bırakalım bence” de demiş... Şu günler geçtikten sonra meslektaşları ve üye olduğu bilim kuruluşları söylediklerinin hesabını mutlaka sorarlar kendisinden.

Bre adam kimse depremi durdurmaktan söz etmiyor ama dünyanın başka yerlerinde aynı güçte olan depremler Türkiye’deki kadar bina yıkmıyor, insan öldürmüyor... Uygar ülkelerde depremden sonra yönetimsizlik, şaşkınlık, çaresizlik, vurdum duymazlık, haydutluk egemen olmuyor... O ülkeleri yönetenler korkunç maddi ve manevi koşullar altında ezilen insanlara sabır tavsiye etmiyorlar, ağlayarak özür diliyorlar.

Ey iktidar sahibi, gerekli-gereksiz-pahalı-kazıklı olduğunu düşünmeden saraylar, köprüler, tüneller, havalanları, otoyollar, hastaneler, rezidanslar yaptırdın, yapılmasına izin verdin; ülkeyi demir pençenle yönettiğini sanıyordun ama deprem karşısında ne kadar aciz, yönetim sanatından habersiz olduğun ortaya çıktı... 1999 depreminden ders alıp neden her ilde depolar, hangarlar yaptırıp içine neden depremde kullanılacak malzeme doldurmadın?

Kamu binalarının neden gecekondu gibi yapılmasına izin verildi? Kamu binaları, okullar, hastane, adliye, postane, stadyumlar, spor salonları, kışla gibi yerler kale gibi güçlü olmak, yüzlerce yıl ayakta kalmak zorundadır. Çünkü bu yerler devletin ve toplumun hafızasıdır. İçlerinde tapular, mahkeme kararları, tutanaklar, sivil kayıtlar, sağlık kayıtları vardır. Oysa bilinçsiz bir saltanat döneminde ilkin bunlar yıkılmakta... Neden? AFAD, IBAN numarası verip para istiyor, neden, evet, neden? Devlet Hazine’sinde felaketzede halk için harcanacak para yok mu? Neden ülkedeki inşaatlarda kullanılan araçlar, aletler ve gereçler doğanın gazabına uğramış illere neden gönderilmedi, neden gönderilmiyor? Bu, ihmal ve basiretsizlik değil mi?

Ben aciz bir insanım ancak ağlayabilirim!  Aciz devlet de ağlamakta! Tablonun tamamlanması için özür dilemesi gerekenler özür dilemelidir!  Doğanın sözlüğünde “özür dilemek” yoktur, ya ödüllendirir ya da cezalandırır ama ne yazık ki cezayı masum halk çeker!

Olağanüstü hal ilan edildi! Bu neyin ifadesi, gücün mü yoksa aczin mi? Göreceğiz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Taksim Komünü 3 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları