Özdemir İnce

Hayırdır inşallah

14 Haziran 2024 Cuma

“Yastık altı” tasarrufların ekonomiye kazandırılmasını arzuladıklarını dile getiren AKP Genel Başkanı R.T. Erdoğan, “Çağrıda bulunduk ama bunda tam anlamıyla muvaffak olamadık. ‘Yastık altı’ altınların ekonomiye kazandırılmasında kurumlarımız ikna edici ürünler geliştiremedi. Katılım finansa yönelik önyargılar kırılmadı” dedi.

Bu girişimin bozguna uğramasının nedenini, Devlet Bahçeli’nin deyişiyle bir “ekönömist” olmayan ben zavallı şair mi bilecek? “Ekönömist” değilim ama ben bu sakal ve saçı değirmende ağartmadım. On iki yaşımda çocuk işçi dönemimden bu yana bilirim: Bizim “karı milleti” kulağındaki küpeyi, kolundaki “bilanzik” ve burmayı ve dahi ağzındaki altın dişi boynunu kessen bozdurmaz; yatırım yapmak da ne bozdurup parasını “panga”ya bile yatırmaz. Tamamı, doğru yazılımıyla, anadan doğma “ekonomist”tir. “Katılım finansa yatırım” elindeki parayı elin adamına teslim etmektir ki önyargıları asla kırılmaz. Bunlar güya halkı çok iyi tanırlarmış? Analarının, nenelerinin, hala ve teyzelerinin konuşmalarını çocukluklarında hiç dinlememişler.

Erdoğan sözlerini şöyle sürdürmüş:

“Ülkemizde katılım finans ekseriyetle dini hassasiyetlere göre tasarrufların değerlendirilmesi olarak görülüyor. Türkiye ekonomisinin potansiyeli ve ihtiyaçları açısından bunun yeterli olmadığı kanaatindeyiz. Katılım finans, finansal bağımsızlık noktasında büyük imkânlar sunuyor. Bundan azami istifade etmemiz önemli. Katılım finansın kısa vadede bankacılık varlıkları içindeki payını yüzde 15’e taşımayı hedefliyoruz.”

Konuşmanın, “Ülkemizde katılım finans ekseriyetle dini hassasiyetlere göre tasarrufların değerlendirilmesi olarak görülüyor” bölümünü okuyunca konuşmacının vardığı hidayet noktasına inanamadım. Efendim, zat-ı âlinizin değişmez rehberi naslar değil miydi? “Dini hassasiyetler” nas değil mi? Size inanırsak mevlevi semazenlerine döneceğiz billlahi!

R.T. Erdoğan’ın konuşmasının beni daha da şaşırtan bölümü şöyle, basından aktarıyorum:

Servet eşitsizliği tarihin en yüksek seviyesine çıktı

Erdoğan, konuşmasında dünyada artan servet eşitsizliğine de değindi. Dünyadaki en zengin yüzde 1’lik kesimin küresel servetin yarısına sahip olduğunu vurguladı, “Alttaki yüzde 50’lik kesimin küresel servet dağılımından aldığı pay ise yüzde 1’i dahi geçmiyor. Yani küresel düzeyde fakirden zengine doğru artan bir servet transferi yaşanıyor” dedi.

Erdoğan, Afrika ve Asya’da yaşayanların azınlığın zenginliği için çalıştığını dile getirdi:

“Kapitalist sistemin serbest piyasayı teşvik ediyor gözükse de arka planda tekelleşmeyi, tefeciliği, manipülasyonu, üretim, emek ve ticaretten daha ziyade paradan para kazanmayı ödüllendirdiğini görüyoruz. Zayıfı daha zayıflatan, fakiri daha da fakirleştiren, zalimi güçlendiren bu sistemin dertlerinize derman olamayacağını, insanlığa refah, huzur ve adalet getirmeyeceğini artık hepimiz kabul etmek zorundayız.”

Allah’ım! Sana inanmayan kâfirdir Ya Rabbi! Kulun R.T. Erdoğan sosyalistleşmiş, komünist olmuş, haberimiz bile olmamış. Şair aklımla onaylıyorum: “Ekonomist” dediğin işte böyle olur.

Solcuların jargonuyla, Erdoğan “son tahlilde” hastalığı tam anlamıyla saptamış ama seçtiği doktor Mehmet Şimşek çok yanlış. Mehmet Şimşek’in kocakarı ilaçları bir işe yaramaz, kendilerinden adlarını vermek için izin almadım ama beni kırmazlar: Sayın Erdoğan, ekonominin dizgin ya da direksiyonunu Prof. Dr. Korkut Boratav ile Prof. Dr. Bilsay Kuruç’a teslim edip geceleri rahat rahat uyuyun, onlar takımlarını kurup durumun vaziyetini kurtarırlar. Bu iki bilimci ekonomisti tanımayanlar internete baksınlar!

Sayın Erdoğan’ın ekonomi bağlamında uygulamalarını tanımlamak olanaksız. Kendine özgü, hiçbir tanıma gelmeyen bir yöntem. Ülkenin bitek topraklarını millet bahçeleriyle döşemek, fabrika ve üretim aracı nefreti hiçbir okula girmez. Kapitalizm desen kapitalizm değil. Halkın yararına hiçbir uygulama yok. Ülkenin ekonomisi “mütaahitizm”.

Tek çare: Cumhuriyetin uyguladığı “kamu ekonomisi”dir. Adını verdiğim iki bilimci bu yöntemin ustasıdır!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları