Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ne yapmalı?
Bir zamanlar yazarların, şairlerin “moda” olması üzerine bir soru sormuşlardı. Ben de “Moda olan demode olur” diye cevap vermiştim. Adım, ilk olarak, 1953 yılında Adana’da ancak bir sayı yayımlanan “Yağmur” dergisinde yer almıştı. 66 yıl olmuş. Bunca yıldır, ne yapmalıyım, ne yazmalıyım diye düşünüp duruyorum. Benim ve birçok şair ve edebiyat yazarının kendine sorduğu bu soruyu, hâlâ yayımlanmakta olan “Les Temps Modernes”in dergisinin ilk sayısı (1 Ekim 1945) için yazdığı “Sunu” makalesinde Jean-Paul Sartre yanıtlamıştı. Arkadaşım İsmet Birkan’ın çevirdiği, Varlık dergisinin Aralık 1994 sayısında yayımlanan “Sunu” yazısının küçük bir bölümünü ilginize sunuyorum:
***
“Yazarın elinde çağından kaçmak için hiçbir olanak bulunmadığına göre, kaçmaya kalkışacak yerde onu sımsıkı kucaklamasını istiyoruz; çağı onun tek şansıdır: ikisi de birbiri için yaratılmışlardır. Balzac’ın 48 günleri(*) karşısındaki kayıtsızlığına, Flaubert’in Komün olayı karşısındaki korkulu anlayışsızlığına, ‘yazık olmuş!’ diyoruz; ama onlar için yazık olmuş: Önlerine çok büyük bir fırsat çıkmış, ama onlar bunu bir daha yakalayamamak üzere kaçırmışlar. Biz ise çağımızın hiçbir şeyini kaçırmak istemiyoruz. Belki daha güzel çağlar vardır, ama bizimki budur; bu savaşın, belki de bu devrimin içinde, bu hayat verilmiştir bize, yaşanmak üzere. Sakın bundan, bir tür ‘halkçılık’ (popülizm) havariliği yaptığımız sonucu çıkarılmasın; tam tersini savunuyoruz. Halkçılık, son gerçekçilerin yaşlılıklarında doğmuş zavallı, güçsüz çocuğudur ve bu haliyle o da bir ‘oyundan kaçma’ denemesidir. Biz ise, tam tersine, oyundan kaçılamayacağına inanıyoruz. Dilsiz olsak, taş parçaları gibi sessiz dursak bile, bu eylemsizliğimiz gene de bir eylem olurdu. Hayatını Hititler üzerine romanlar yazmakla geçiren bir adam, tutum almaktan böyle kaçınmasıyla, gene de bir tutum almış olurdu. Yazar çağının içinde, bir duruma yerleşmiş olarak yer alır: Her sözün yankıları vardır, elbette her sessizliğin de... Ben Flaubert ile Goncourtları, Komün’ün (1871) ardından gelen kanlı cezalandırma dalgasından sorumlu tutarım, çünkü bunun engellenmesi yönünde bir satır bile yazmamışlardır. Bu onların işi değildi, denecek. Calas davası(**) Voltaire’in işi miydi? Dreyfus’ün mahkûmiyeti Zola’nın işi miydi? Ya da Kongo’nun yönetimi Gide’in işi miydi? Bu yazarların her biri, yaşamının özel bir anında, kendi yazar sorumluluğunu, doğru olarak değerlendirmiştir. Alman işgali de bize kendi sorumluluğumuzu öğretti. Mademki yalnız varlığımızla, varoluşumuzla bile çağımız üzerine etkide bulunuyoruz, öyleyse bu etki bilerek ve isteyerek yapılacaktır diyoruz. Burada bir noktaya açıklık getirmek gerek: Bir yazarın, kendi gücü ve yeteneğinin elverdiği ölçüde, geleceği hazırlamak kaygısıyla hareket etmesi az rastlanır bir durum değildir. Fakat, belirsiz, bulanık, kavramsal bir gelecek var ki, tüm insanlığı ilgilendiriyor ve hakkında da fazla aydınlanmış sayılmayız: Tarihin sonu var mı? Güneş bir gün sönecek mi? 3000 yılında sosyalist rejimlerde insanın durumu nasıl olacak? gibi...”
***
Tarihimizin son 200 yılından yüzlerce tema ve konu çıkartılabilir. Geçmiş bizi günümüze gönderdiği, günümüzü de yansıttığı oranda ilgilendirir. “Şimdi” ve “Gelecek”le bakışımlı yansıtma aynası olursa “Geçmiş”in estetik bir değeri olabilir. “Şimdi” adlı biçimsiz kütle önümüzde duruyor. Bu engin alan şairlerin, romancıların, ressamların, oyun yazarlarının önünde durmakta. AKP ve Başyüce’ye hesap sormak için işbaşına!
(*) 23-26 Haziran 1948. Parisli işçilerin ordu tarafından bastırılan ayaklanması.
(**) Haksız yere idam edilen Protestan.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Aşı karşıtlarına kötü haber!
- İstenilen gramda yapılıyor, gün geçtikçe rağbet artıyor
- Kimi sigara basıyor kimi kolonya döküyor
- Özel'den '1 Mayıs' açıklaması
- Tuncer Bakırhan'dan Saraçhane'de '1 Mayıs' mesajı
- Taksim'de 1 Mayıs ablukası
- Ekrem İmamoğlu'ndan 1 Mayıs mesajı...
- Bir süredir kendinizi kötü mü hissediyorsunuz? Depresyon
- Türkiye'deki sağlık sistemi ne durumda? Mersin Tabip Oda
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
En Çok Okunan Haberler
- Özel'den Kılıçdaroğlu hamlesi
- Erdoğan, eski ABD Senatörü adayı Dr. Öz ile görüştü
- Memur ve memur emeklileri ne kadar zam alacak?
- Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a sert tepki
- Benzin ve motorine zam, otogaza indirim!
- 'Süpürün' emrine ilişkin Vali Gül'den açıklama
- Boş koltuk mesaj içermiyor
- 'Tek sorumlu benmişim gibi...'
- Erdoğan ve Özel görüşmesi sona erdi!
- Babası ilk kez konuştu!