Özdemir İnce

RTÜK ve tasarlanmış suikast (1)

07 Mayıs 2024 Salı

RTÜK’ten (TC Radyo ve Televizyon Üst Kurulu) TELE 1 televizyonuna bir resmi yazı geldi. Üst kurul adına 1. Hukuk Müşaviri Şeyma Günay imzalamış. Yazı, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin ihlali nedeniyle ve kanunun 32’nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 135.860.00 TL idari para cezası verildiğini muştuluyor. Verilen cezanın gerekçesini okuyalım:

06.01.2024 tarihinde saat 10.01’de yayımlanan, sunuculuğunu Namık Koçak’ın yaptığı, Özdemir İnce’nin ise konuk olarak katıldığı “Forum Hafta Sonu” adlı programda konuk Özdemir İnce tarafından; “Mesela hafız diye 15, 14, 10 yaşındaki kızları, çocukları çıkarıyorlar. Onlar güldür güldür güldür aynıları (Arapçadaki bir harf kastediliyor) çatlata çatlata ... (hafızlık esnasındaki Kuran okumaları alaycı ve gerçekdışı bir üslupla taklit edilerek belirsiz söylenen sözler) söylüyorlar. O kızlar ne Arapça biliyor ne Arapça yazmayı biliyor... O imam hatip mezunlarına şöyle bir söyle Arapça: ‘Kapıyı kapat, rüzgâr geliyor’ Arapça söyle. Anlamaz. Ama kelimei şehadeti, kelimei neydi o, kelimei tevhit ha bir de neyse oraya da sıra gelecek...” şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.

AİHM kriterlerine göre mahkemenin bir anlatımın ifade özgürlüğü kapsamında kalıp kalmadığının değerlendirilmesinde ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin yasal dayanağının meşru bir amacının olması, meşru amacın başkalarının şöhret ve haklarının korunması ile dini barışı ve dini duyguları koruyarak kamu düzensizliğini önlemesi ve sınırlamanın demokratik toplumda gerekli ve orantılı olması şeklinde üç aşamalı bir ölçüt belirlenmiştir. Karara konu somut olay hakkında ise “AİHM’ye göre, dinsel görüşler ve inançlar söz konusu olduğunda, kamusal bir tartışmaya hiçbir katkısı olmayan başkaları için ucuz saldırı olarak görülebilecek ifadelerden kaçınmak gereklidir” değerlendirmelerinde bulunulmuştur.

27 Temmuz 2005 günü Hürriyet gazetesinde yayımlanan “Hafızlık gerekli mi?” başlıklı yazımda “Bilgisayarların, teyp kasetlerinin, CD’lerin, DVD’lerin zamanında Kuran ezberlemenin ne gereği var. Hafız, hıfz eden, koruyan demektir. Kuran nüshalarının çoğaltılamadığı çağlarda, okuma yazmanın olmadığı dönemlerde kutsal kitabı ezberleyen insanlara gereksinim vardı. Şimdi yok. Hafızlık da çağın gereği yok olacak mesleklerden biri. Her hafızın elinin altında milyonlarca nüsha Kuran, her müminin elinin altında gene milyonlarca elektronik kayıt var. Ezanı hoparlörle okutanlar, ya hoparlörden ya da hafızlık mesleğinden vazgeçmek zorundadır” diye yazıyorum. Böyle bir olanak varken 5-10 yaşlarındaki çocukları hafız yapmak için yapılanlar işkenceden farksızdır.

O yaşlardaki çocuklar Arapçayı ancak aile içinde öğrenebilirler; hafızlık kurslarında ancak Kuran ayetlerini ezberleyebilirler ki bu da işkenceden farksızdır.

En azından 30 yıldır yazdım ve söyledim, aileden bilmiyorlarsa imam hatip mezunları sadece Kuran Arapçasını değil hatta günümüz Arapçasını da bilmezler. Bu gerçeği teoloji bilgini Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk de yazıp söylemiştir. Hele Arapça cümleyi anlayamayan günümüz Diyanet İşleri başkanının Irak’ta içine düştüğü zor durum dikkate alınırsa...

Türkiye Cumhuriyeti gibi laik bir ülkede hükümetler belli bir dini koruyup tavsiye edemezler ve bu dinin meslek ve ritüellerini yasaların izin verdiği okullar dışında öğretemezler. Bu okullar da imam hatip okul ve liseleri ile ilahiyat yüksekokul ve fakülteleridir. Cezalandırılan görüş ve sözler Cumhuriyetin öz ve ruhunu yansıtmakta olup RTÜK ne yazık ki bu ideale saygı duymamaktadır. RTÜK’ün bir başka iddiası da şöyle:

“AİHM’ye göre dinsel görüşler ve inançlar söz konusu olduğunda, kamusal bir tartışmaya hiçbir katkısı olmayan başkaları için ucuz saldırı olarak görülebilecek ifadelerden kaçınmak gereklidir.”

Ben cezalandırılan konuşmamda vatandaşlarımızın dini inançlarını kınayıp karalamadım; sadece yönetimin din siyasetini eleştirdim. Sözlerimi bu kıskaca sıkıştırmak benim insan ve düşünür kimliğime, biyografime, yüz otuzdan fazla yayımlanmış kitabıma yapılmış hakarettir; daha açık söyleyişle bana karşı tasarlanmış suikasttır!...

Baylar, ben Cumhuriyetin ağzıyla konuşuyorum, kalemiyle yazıyorum! Ya siz? El cevap: RTÜK Yasası 15.2.2011 günü AKP tarafından icat edilmiştir.




Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Vehbi’nin kerrakesi 17 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları