Darboğaza Doğru!

24 Temmuz 2018 Salı

Seçim öncesi son yazımda “Kazananı ekonomik enkaz bekliyor…” diye bir yargıda bulunmuştum! Türkiye’yi yakından izleyen yabancı kurumlar ise Türk ekonomisinin önemli bir “darboğaza” doğru ilerlediği yorumlarını yapıyorlar.
Bloomberg, “51 milyar dolarlık enerji borcu olan Türkiye’yi patlamaya hazır bir saatli bombaya” benzetti.
İngiliz Financial Times gazetesi “Türkiye’de gerçek enflasyon gösterilenden çok daha yüksek” yargısına kaynak olarak ABD’li Profesör Steve Hanke’in şu değerlendirmesini gösteriyor:
“Türkiye’de gerçek yıllık enflasyon oranı yüzde 39.2 olduğuna göre faizin de yüzde 40’ın üzerinde olması gerekir!”
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu “Moody’s Investors Service”, Türkiye için 2018 ve 2019 büyüme tahminlerini aşağı yönlü düzeltti. 2017’de yüzde 7.4 büyüyen Türk ekonomisinin 2018 ve 2019’da yüzde 4.0 ve yüzde 3.5 büyüme ön tahminini yüzde 2.5 ve 2.0’a indirdi…
Alman Die Welt gazetesinin değerlendirmesi şöyle:
“Türk Lirası yılbaşından bu yana dolar karşısında yüzde 22 oranında geriledi. Türkiye düşen liranın enflasyonu kızıştırması kadar kredi itibarını zedelemesinden de mustarip. Türk şirketlerinin dolarla borçlanmış olması da ek bir sorun. Dolar pahalandıkça özel borçlar kabarıyor ve Türkiye ekonomisi mahvoluyor. Uzmanlara bakılırsa Türkiye de sonunda Uluslararası Para Fonu’na (IMF) sığınmak zorunda kalacak.”
Makro ekonomist ve finans tarihçisi Russell Napier, İsviçre’nin Neue Zürcher Zeitung gazetesi ile mülakatında şu saptamada bulundu:
“Küresel piyasalarda 1980’ler yeniden yaşanacak ve Türkiye’yi büyük bir krizle karşı karşıya kalacak. Türk Lirası muazzam değer kaybedecek. Türkiye’nin iflası başladı. Türkiye, 400 milyar doları bulan borcunu ödeyemeyecek duruma geldi!”
Kredi derecelendirme kuruluşu “Fitch Rating’s”, 24 Türk Bankası’nın yabancı para birimi cinsinden temerrüt notunu düşürdü ve bankaları negatif izlemeden çıkardı. Ayrıca, 12 bankanın finansal kapasite notunu da indirdi. Kuruluş, 13 Haziran’da Türkiye’nin kredi notunu “BB+’dan BB” düzeyine indirmiş, görünümünü de “durağandan negatife” çevirmişti.
“Uluslararası Para Fonu (IMF)Araştırma Bölümü Yöneticisi Gian Maria Milesi- Ferretti, “Türkiye ekonomisinde aşırı ısınma işaretleri gözlemlediklerini” belirtti ve şunları ekledi:
“Türkiye’nin bu yıl yüzde 4.2 ve gelecek yıl yüzde 3.9 büyümesini bekliyoruz. Türkiye’nin yüzde 7’nin üzerine çıkan büyümesi elbette muazzamdı. Ancak aşırı ısınmaya dair birçok işaret ortaya çıktı. Cari açık genişledi, enflasyon yükseldi.
Dolayısıyla, sürdürülebilir olmayan büyümenin yavaşlayacağını bir süredir öngörüyorduk. Yüzde 4 civarında büyüme, yükselen piyasa ekonomilerine yönelik algının negatife döndüğü piyasa ortamı göz önüne alındığında yine de iyi bir başarım sayılabilir!”
“Amerika’nın Sesi” ilginç bir kıyaslama yaptı:
“Dolar bir yılda yüzde 38 değer kazandı, asgari ücret yüzde 21 eridi. Bekâr ve çocuksuz bir asgari ücretlinin 2018’deki aylık net geliri, 1.603 Türk Lirası, yılbaşında ise dolar 3.78 TL idi. Yılın ilk günlerinde asgari ücreti 424 dolara denk düşen bir asgari ücretlinin, bugünkü maaşı ancak 331 Amerikan Doları’na tekabül ediyor!”
Acaba AKP’ye oy veren asgari ücretliler, bu kıyaslama hakkında ne düşünürler?
“Uluslararası Finans Enstitüsü” ise “Dolar 5.5 TL’ye doğru giderken, büyüme de azalırken, borçlanmanın maliyeti ise dövizdeki artıştan dolayı yükselecek…” açıklamasını yaptı.
ABD’de Cumhuriyetçi ve Demokrat Partili altı senatör, “Türk hükümeti ABD vatandaşlarını haksız yere tutuklamaya son verene dek, Türkiye’nin uluslararası mali kuruluşlardan borç almasını kısıtlayan bir yasa önerisi” sundu.
Bu yasa önerisinin ne anlama geldiğine ilişkin iki örnek verelim:
Birincisi, Dünya Bankası’na bağlı olan “Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD), 2017’de Türkiye’de 12 projeye destek içim toplam 3.9 milyar dolar fon ayırmıştı.
İkincisi, “Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası da (EBRD)2017’de Türkiye’de 51 projeye toplam 1.6 milyar Avro kredi sağlamıştı. Bu krediler, yenilenebilir enerji yatırımları, küçük ve orta ölçekli işletmelerin rekabet gücünün artırılması, altyapı ve sermaye piyasaları alanları içindi.
Eğer yasa önerisi yürürlüğe girerse, bu tür olanaklar ortadan kalkacak!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları