Kleopatra-Antonius!

18 Aralık 2012 Salı

\n

Tarihte, zehirleme olaylarına bolca rastlanır. Ünlü tarihçi Plinius, Mısır kraliçesi Kleopatra ve Romalı Marcus Antonius ile ilgili bir olayı anlatır. Antonius, Kleopatranın sunduğu yemekleri önce hizmetçisine tattırıyordu. Kleopatra bundan hoşlanmıyordu. Bir gün Kleopatra, tacından çıkardığı çiçek ile Antoniusa şarap sundu. Antonius kadehi ağzına götürürken Kleopatra durdurdu. Kleopatra çiçeğe zehir sürmüştü. Antoniusa Seni öldürebilirdim dedikten sonra, şarabı hizmetçisine içirdi! Sonucu tahmin edebilirsiniz! \n

\n

Turgut Özal ile yollarımız çok kesişti. 1967de Devlet Planlama Müsteşarı iken takunyacı olarak adlandırıldı. Cumhuriyetin muhabiri olarak beni hem sevmez, hem de Kennedy Caddesindeki evinde pazar günleri pijamasıyla söyleşip haber verirdi.\n

\n

1974’te gazetecilikten ayrılıp Bodrum Aktur Tatil Sitesinin müdürlüğünü yüklenmiştim. Bir gün Semra Hanımla kol kola yürüdüğünü görünce seslendim. Asil Çelikteki görevine son verilmişti. İşsizdi! Akturun kamyoneti ile siteye götürdüm. Beğendiler, ortak oldular. \n

\n

Mesleğe Milliyette döndüğümde, Ankarada haber müdürü iken Özal da Cumhurbaşkanı idi. Bir gün Çankaya Köşküne kadim foto muhabiri arkadaşım Mustafa İstemi ile gitmiştik. Teybimi masaya koyduğumda ilgilendi. Düğmelerine basmak yerine dokunmak yeterliydi. İnceledikten sonra dokunmatik teybimi sevdiğini söyledi. İstemi, resim altına bu sözleri yazdı. Özal, dokunmatik sözcüğünü Türkçeye katmıştı.\n

\n

1 Ocak 1987de Milliyetin Nev York temsilcisi olarak göreve başladım. Houstona kalp ameliyatına uçunca ben de gittim.\n

\n

Methodist Hastanesinin kardiyoloğu Dr. Muhammed Attar, Özalın üç kalp damarının tıkalı olduğunu saptadı. 10 Şubatta dünyanın en ünlü uzmanı Dr. Michael Debakey, Özala 1 saat 45 dakika süren bir by-pass (teğet geçme) ameliyatı yaptı. Sağ bacağından aldığı 20 cmlik damarı tıkalı üç bölüme taktı.\n

\n

Çoğu hasta 5-6 günde taburcu olurken, Özal hastaneden 43 günde çıkabildi. Ciğerleri su toplamıştı. Günümüzde anımsanmayan bu sorun için Özala 6 hafta el konuldu.\n

\n

Meslektaşlarım, daha önce iki kalp bunalımı geçirdiğim için, Dr. Attara görünmemi istediler. Sonrasında Üç damarın tıkalı…” dedi, havale ettiği Dr. Debakey, üç damarıma teğet geçti. \n

\n

Yoğun bakımdan çıktığımda Özal, kolunda serumlar ve yanında doktorlar ile geçmiş olsuna geldi. Ertesi günü hastanenin spor salonunda 1 yaşındaki oğlum Deniz ve Özal ile birlikte yürüyüşümüz haber oldu.\n

\n

O Türkiyeye, ben de Nev Yorka aynı gün uçmadan iki gün önce önemli bir sorun çıktı. Ameliyatımın faturası 28 bin dolardı. 15 binim vardı. 13 bini nasıl bulacaktım? Değerli meslektaşım, Özalın Basın Danışmanı Can Pulak SSK ile bağlantıya geçti. Ameliyatı Türkiyede olsaydım, maliyeti 3 bin olacaktı. SSK bunu ödedi. \n

\n

10 binlik açık kalmıştı. Genel Yayın Yönetmeninden bu paranın karşılanmasını, her ay maaşımdan biner dolar kesilmesini rica ettim. Patronla konuşup yanıt vereceğini söyledi. Hâlâ o yanıtı bekliyorum!\n

\n

Pulak, durumu Özala bildirmişti. Koskoca Cumhurbaşkanı, Dr. Debekay ve Dr. Attar ile konuşup durumu anlattı. Boris Yeltsin, Lech Valesayı da ameliyat eden Dr. Debakey ve Dr. Attar borcumu sildiler!\n

\n

17 Nisan 1993te Cumhuriyetin Genel Yayın Yönetmeni iken, bir iş için Ankaraya gelmiştim. Özalın hastaneye kaldırıldığı haberini öğrendim. Herhangi bir açıklama yapılmıyordu. Bir dost aracılığı ile Özalın doktorlarına ulaştım. Ölmüştü! Yazıişleri Müdürü Celal Başlangıça gazeteyi buna göre hazırlamalarını söyledim. Başlangıç da Ankara Temsilcisi Cüneyt Arcayüreke haberi ilettiğinde Nereden çıkarıyorsun? demişti!\n

\n

Doktorum, bu ameliyatı geçirmiş kişinin sağlık için spor adına koşu bandı ya da bisiklet üzerinde çalışmasında çok dikkatli olmasını söylemişti. Bantta tansiyonumu sürekli olarak izlerim. \n

\n

Ameliyat sonrasında ciğerleri su toplayıp 43 gün hastanede kalan, çok aşırı kilolu, görevi gereği gerilim içinde yaşayan, gezi öncesinde aşırı gut hastalığı tedavisini geciktiren Özal, kendi sonunu hazırlamıştı! Özala Orta Asya gezisini ertelemesi söylendiği halde gitmiş, Kızılderililerin deyimiyle soluk benizli olarak dönmüştü. 17 Nisanda koşu bandı yolunda yığıldı, kaldı.\n

\n

Bir yıl sonra Ali Kırca, Siyaset Meydanında Özalı ele aldı. Kırca da Houstonda bizimle olduğu için olayları yakından biliyordu. Özalı nasıl tanıdığımı sorduğunda, Ameliyatıma katkısından dolayı kendisine yaşamımı borçlu olduğumu! vurguladıktan sonra, siyasası hakkında şunları söyledim:\n

\n

Diyelim ki sokaktaki vatandaşın cebinde 1 dolar değerinde 100 TL olsun. Özalın siyasası sayesinde ertesi sabah uyandığında parası 98, birkaç gün sonra 96, sonrasında 94 oldu. Buna karşılık cebinde TL değil de 1 dolar olan kişinin 100 lirası ertesi sabah uyandığında 102, birkaç gün sonra 104, 106 liraya yükseldi. Özal sayesinde yoksul daha yoksullaştı, varsıl daha varsıllaştı…”\n

\n

Önümde oturan kardeşi Korkut Özal, Ağabeyimi en iyi tanıtan siz oldunuz…” diye saptama yaptı.\n

\n

Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz, haklı olarak Ben rahmetli Özalın zehirlendiği kanısında değilim. Bana göre eceliyle ölmüştür. Bence tüm bu kuşkular yersizdir diyor. Özalın o günlerini bilen doktoru Cengiz Aslan, Dış Siyasa Danışmanı Büyükelçi Kaya Toperi, Özel Kalem Müdürü Büyükelçi, AKP Milletvekili Volkan Bozkır, Basın Danışmanı Can Pulak, O günlerde otopsi istemeyen, bugün Özalın cesedini topraktan çıkaran ailesi hakkında tek kelime konuşmuyorlar!\n

\n

Adli Tıp raporu sonrası Ankara Savcılığı Özalın zehirlendiğine ilişkin kanıt yok. O zaman otopsi yapılmadığı için kesin ölüm nedeni de saptanamadı. Yalnızca bazı toksik maddelere rastlandı açıklamasını yaptı.\n

\n

Bu maddeler; ağızdan, burundan ya da deri ile alınıp vücuda yavaşça zarar verirler. Gıdaların ambalajları, deterjanlar, üretimde kullanılan haşeratı önleyen DDT gibi maddeler sayılabilir. Daha önce yazmıştım. Manavlar tezgâhlarını dükkânlarının dışına kuruyorlar. Egzozlardan çıkan gazlar ve kurşun bu meyve ve sebzelere siniyor. Bu olay belediyelerce hâlâ önlenemedi!\n

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları