Kulak Çekmek!

25 Haziran 2013 Salı

Geçen hafta başkentte ABD, İngiltere ve Almanya büyükelçileri gündem oluşturdular. Alman Büyükelçisi ile yapılan görüşmeyi, bu satırlar yazılırken AB’nin Türkiye hakkında alması beklenen karara ilişkin olarak sonraya bırakıp ABD ve İngiltere büyükelçilerinin oluşturdukları gündemlere göz atalım.

\n

***

\n

ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone, doğal olarak Dışişleri Bakanlığı ile görüşmek yerine, AKP Genel Merkezi’ne ani bir ziyarette bulundu. Üstelik AKP Merkez Yönetim Kurulu toplantıdaydı. Toplantıdan sonra basına yaptığı açıklamadaki şu bölüme dikkat edelim:
“Türk demokrasisini, paylaştığımız ifade özgürlüğüyle ve barışçıl toplanma hakkıyla ilgili ilkeleri desteklediğimizi dile getirdim.”

\n

***

\n

Şimdi gerilere gidelim…
ABD’nin desteği ile gerçekleşen 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra halkoylamasında yüzde 90’la Cumhurbaşkanı seçilen
Kenan Evren’in söylemi ne idi? “Türk-İslam sentezi…” Daha o anda Atatürk’ün “laiklik” ilkesinin çiğnenmesine başlanmıştı.
Bu “Türk-İslam sentezi” söylemi sonrasında Prof. Dr. Necmettin Erbakan, “aşırı İslami” adımlar atması ve “ABD karşıtı siyasa izlemesi” nedeni ile ceza üstüne ceza aldı, siyasal yaşamdan uzaklaştırıldı, partisi kapatıldı.
Yerine kim getirildi? ABD’nin
“adamımız” dediği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan… Nasıl getirildi?
10 Aralık 2002’de Beyaz Saray’da Başkan
George V. Bush ile görüştü. O zaman Cumhurbaşkanı mı idi? Hayır… Başbakan mı? Hayır… Dışişleri Başkanı mı? O da değil… Peki, ne idi o günkü unvanı? “AKP Genel Başkanı…” O tarihe kadar acaba ABD başkanları böylesine “devlet” etiketi olmayan bir yabancı kişiyi kabul etmişler miydi? Hayır…
O gün Bush, Erdoğan’a nasıl bir söylem önerdi?
“Ilımlı İslam…” Böylece Türkiye Cumhuriyeti Ortadoğu ve Kuzey Avrupa ülkelerine “demokrasi” ve “İslamiyetin” birlikte yürüdüğünü gösteren örnek bir kobay olacaktı. Ardından ABD başkanlarınca “Büyük Ortadoğu Projesi eşbaşkanlığına” getirilmedi mi?

\n

***

\n

Ankara diplomasi gündemindeki bir başka kişi de AB Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Egemen Bağış’tır. Bağış’ı 1980’lerin sonunda Nev York’ta lise öğrencisiyken tanımıştım. Bürom, Türk Evi’nde Milli Eğitim Ataşesi babasının odası ile yan yana idi. Dolayısıyla sırtladığı okul çantası ile babasını ziyarete geldiğinde sıkça karşılaşır, ayaküstü söyleşirdik.
Sonrasında ABD’de üniversiteyi bitirdi, girişkenliği ile
“Türk-Amerikan Dernekleri Federasyonu Başkanlığına” iki kez seçildi. ABD’ye yerleşti. Aralık 1999’da Türkiye’ye gelen ve en uzun kalan ABD Başkanı Bill Clinton, bu ziyaretinde Bağış’ı ABD’nin resmi “çevirmeni” olarak kendisi için görevlendirdi.
ABD yönetimine yakınlığı ile Erd
oğan arasında bir anlamda “görünmeyen elçi” konumunu aldı. Sonrasında Erdoğan’ın Bush ile ilk görüşmesi dahil, ABD başkanları ile yaptığı tüm görüşmelere katılarak rekor kırdı. İstanbul Milletvekili, AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci oldu.

\n

***

\n

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i 1990’ların ortasında Ankara’da ABD Büyükelçiliği’nde “kıdemli iktisatçı” iken tanıdım. O günkü amiri, elçilik müsteşarı olan, çarşamba günü AKP Genel Merkezi’ni ziyaret eden bugünkü ABD Büyükelçisi Ricciardone idi…
SBF mezunu olan Şimşek, İngiltere’de lisans üstü eğitimi dönüşü ABD Büyükelçiliği’nde bu göreve getirilmişti. 1997’de ABD ve sonrasında İngiltere’de uluslararası
“faiz lobisi” şirketlerinde görev yaptı. 2007’de AKP’den milletvekili seçildi. Şimdi Maliye Bakanı…

\n

***

\n

AB Başmüzakereciliği, Ekonomiden Sorumlu ve Dışişleri Bakanlıkları yapan günümüzün Başbakan Yardımcısı Ali Babacan liseyi birincilikle bitirdikten sonra kazandığı bir bursla ABD’de üniversitede işletme eğitimi gördü. İki yıl Amerika “finans sektöründeki (faiz lobisinde) bir özel şirkette üst düzey yöneticilere danışmanlık yaptıktan sonra Ankara’ya döndü.

\n

***

\n

AKP hükümetleri, kamu kurumlarını şimdiye değin hiçbir iktidar zamanında olmadığı kadar satmadı. Bu nedenle ABD’nin, Uluslararası Para Fonu’nun ve Dünya Bankası’nın talimatı doğrultusunda adımlar atılarak ekonomide önemli sıçramalar sağlandı. Ancak Şimşek’in de kısa bir süre önce açıkladığı gibi satılacak fazla bir kurum kalmadı. Bundan sonra Türk ekonomisinde bir dar boğaz bekleniyor.
Yalnız ekonomide mi? Siyasal yaşamda da! ABD Büyükelçisi Ricciardone’nin Erdoğan’ın Başdanışmanı
Yalçın Akdoğan ile AKP Genel Merkezi’ndeki görüşmesi, bu falcılığın önemli bir dönüm noktasıdır.
ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi
James Jeffrey’nin “Gezi Parkı” eylemlerine değinerek “Tabii ki içişlerinize karışırız…” biçiminde konuşmasından bir hafta sonra Ricciardone, AKP’yi ziyaret ederek bir anlamda “kulak çekmiştir” denilebilir. Çıkıştaki açıklaması bu düşünceyi desteklemektedir.

\n

***

\n

Bu oluşumu doğrulayan bir gelişme, Ankara’da İngiliz Kraliçesi’nin doğum günü kutlamalarında yaşandı. Bir gelenek olarak bir Türk bakanı da katılıp iki ülkenin dostluğunu öven konuşmalar yapar. Ancak bu yıl Egemen Bağış “mazeret” bildirerek gelmedi. Mehmet Şimşek’in 2009’da İngiltere’de telefon görüşmelerinin dinlenmesine karşı bir tepki olarak yorumlandı.
Davetliler arasında bir grup İngiliz hanım, Gezi Parkı’nın
kırmızı elbiseli kadın” simgesinden esinlenerek bu resmi kabule kırmızı elbiselerle katılmıştı. Kısa konuşmakla övünen Büyükelçi David Reddavay “son derece sınayıcı zamanlar yaşandığı için uzun konuşacağını” söyleyerek şu vurgulamayı yaptı:
“Sınayıcı zamanlarda, dostluklar ve ortaklıklar da sınavdan geçer ve güçlenir. Bildiğiniz gibi, biz ve Türkiye’nin pek çok dostu, son haftalarda Türkiye’nin sokaklarında gördüğümüz şiddet ve yaralanmalar nedeniyle endişeliyiz. Türkiye’nin, farklı görüş ve artalanlara sahip insanların görüşlerini, yasalar çerçevesinde, barışçıl ve insan onuruna yakışır bir biçimde ifade edebilmek için bir araya gelebildiği bir demokrasi olduğunu tüm dünyaya gösterecek bir sonuç görmeyi umuyoruz!”

\n

***

\n

Son Dakika: Bu yazı bitikten sonra Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ABD Başkanı Barack Hussein Obama’nın Erdoğan’ı telefonla aradığını, 1 saat konuştuklarını açıkladı. Ama, görüşmenin içeriğini açıklamadı. Size göre Obama ne demiştir?

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları