TC ve ABD Nereye? (1)

13 Şubat 2018 Salı

Dört aydır Ankara’ya “büyükelçi” atayamayan ABD Dışişleri Bakanı Reks Tillerson bugünlerde 3. kez Türkiye’ye geliyor! Kendisine eşlik edecek olan ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Herbert Raymon McMaster hafta sonunda Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile İstanbul’da görüştü.
Tillerson, geçen yaz Kongre’deki bir oturumda “Müslüman Kardeşler örgütü Türkiye’de hükümetin bir parçasıdır!” demişti. McMaster ise İngiliz düşünce kuruluşu “Policy Ekschange’in” düzenlediği toplantıda “Türkiye ve Katar’ın, Ortadoğu’daki radikal ideolojilerin ana hamisi olduğunu” söylemişti!
Türkiye, Afrin’den sonra Münbiç’te ABD askerlerinin koruması altındaki teröristleri de temizlemek istiyor… Bölgedeki Amerikalı General Paul E. Funk Amerikan askerlerinin koruduğu teröristleri ziyaretinde “Türkiye’nin tehditlerinden endişelenmiyorum. Benim işim savaşmaktır!” diye sert konuştu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Suriye topraklarını teröristlerden temizleyeceğiz. Afrin’i de Suriye halkına teslim edeceğiz. Kararımız Münbiç ve Fırat’ın doğusu için de geçerlidir!” sözleriyle tepkisini açıkladı. Bakalım, ip üzerinde karşıdan karşıya geçmek isteyen iki inatçı keçinin söylemleri ne yönde gerçekleşecek!
TC ve ABD ilişkilerindeki köşe taşlarına göz atalım:
1923… ABD’nin, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ndeki ilk elçiliği Ankara İstasyonu’nda bir yolcu treninin vagonu idi! Ekteki tarihsel fotoğraf, daha sonra Ankara’ya büyükelçi olarak dönecek olan James Jeffrey’in maslahatgüzarlık duvarındaydı. Ankara’dan ayrılırken bana hediye etmişti…
5 Nisan 1946… Vaşington’da ölen Türk Büyükelçisi Münir Ertegün’ün cenazesini, dünyanın 2. büyük zırhlısı Missouri zırhlısı, iki muhrip eşliğinde İstanbul’a getirdi.
6 Nisan… Cumhuriyet gazetesinde zırhlıyı Boğaz’da gösteren sekiz sütunluk fotoğrafın altında iki haber vardı: “Missouri büyük ilgi ve sevgiyle karşılandı. Filonun gelişi Türk - Amerikan dostluğunun parlak bir ifadesi oldu” ve “Münir Ertegün cenaze töreni dün yapıldı.”
General Douglas Mac Arthur, Japon İmparatoru “Güneşin Oğlu” Hiro Hito’yu ayağına kadar getirerek, Japonya’nın “kayıtsız şartsız” teslimiyet belgesini bu zırhlıda imzalatmıştı. Bu zırhlının seçiminin bu simgesel özelliği, “Amerika’nın 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Sovyet tehdidine karşı Türkiye’ye destek anlamını” taşımasıydı.
PTT, Missouri zırhlısı nedeni ile üç parçalık anı pulu çıkarmıştı. İzmir’de PTT Müdürü olan Babam Hilmi Acar koleksiyonuna bu diziyi de aldığı için ben de TC - ABD olaylarını o tarihten itibaren izlemeye başladım…
22 Mayıs 1947… ABD Başkanı Harry Truman’ın önerisi ile “komünizm tehdidi” altındaki “Türkiye ve Yunanistan’a Yardım Yasası” yürürlüğe girdi. 2. Dünya Savaşı’nda ABD ordusunun Genelkurmay Başkanı, sonra Savunma Bakanı olan General George Marshall, bu amaçla bir yardım planı hazırladı.
ABD, Türkiye’nin 615 milyon dolarlık yardım isteğine karşılık 1948 - 1951 yılları arasında, “hibe” olarak 62.4 milyon dolarlık yardım yaptı. Yunanistan’a 300, Türkiye’ye 100 milyon dolarlık askeri yardım sağladı.
Karayolları örgütü modernleştirildi, tarım makineleştirildi. Okul öğrencilerine süttozu ve peynir dağıtıldı. (Ben de sonraki yıllarda Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeki öğrencilik yıllarımda peynir ve margarin yağı dağıtımından nasibimi aldım...)
Ekim 1950… Türkiye, ABD’nin yönlendirmesi ile Birleşmiş Milletler Barış Gücü’ne 5 bin 90 kişilik tugay gönderdi… İzmir’de karşı komşumuz Onbaşı Halil Kore’den dönemedi!
18 Şubat 1952… Kore bağlantısı, Türkiye’ye Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü (KAAÖ - NATO) üyeliği yolunu açtı. İzmir’de eski adı İtalyanca “Paradiso (cennet)olan Kızılçullu’daki (Şirinyer) Köy Enstitüsü binası, Güneydoğu Karargâhı yapıldı. Yakınındaki Roma dönemi sukemerinin bulunduğu Meles Çayı’nda uçurtma uçururdum…
1954… Kordon’da İzmir’in ilk büyük oteli olan Şehir Oteli de KAAÖ’ye verildi. İzmir Atatürk Lisesi’ne o tarihte bu binanın önünden geçerek giderdim…

***

Amerikan askeri yardımı olarak verilen malzemenin bakım ve yedek parça giderlerinin Türkiye bütçesinden karşılanması, ekonomik sorun yarattı. Bu amaçla yılda yaklaşık 145 milyon dolar gerekiyordu. Türkiye’nin 2. Dünya Savası sonrasındaki döviz birikimini eritti. İthalat artınca dış ticaret dengesi bozuldu.
Ayrıca, askeri yardımın büyük bölümü kullanılmış silahlar ve malzemeydi. Bu yardımın hukuksal sahipliği Temmuz 1947 Antlaşması’nın 4. maddesi gereğince ABD’ye aitti. ABD, onay vermezse Türkiye bu silahları isteği doğrultusunda kullanamazdı! (Devam edecek)  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları