Patrondan al(a)madığın vergiyi motokuryeden mi alıyorsun?

14 Haziran 2024 Cuma

Hazine ve Maliye Bakanlığı motokuryelerle ilgili yeni bir vergi düzenlemesi üzerinde çalışıyormuş. Bayram sonrası Meclis’e sunulacak yeni düzenlemeye göre motokuryeler gelirleri üzerinden yüzde 15 stopaj ödeyeceklermiş ve giderlerini masraf olarak düşemeyeceklermiş. Haliyle sorarlar adama “Patrondan almadığın ya da alamadığın vergiyi gariban motokuryeden mi alacaksın?”

Anımsatalım... Örneklerden yalnızca biri bu. Hatırlarsınız bundan dört yıl önce koronavirüs döneminde hükümet tarafından başlatılan “Biz Bize Yeteriz” kampanyasını... Cengiz Holding yaptığı 34 milyon dolar bağış ile gündeme gelmişti. Yine o dönem CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat (şimdi CHP genel başkan yardımcısı) Cengiz Holding’in yaptığı 34 milyon liralık bağışı ve silinen vergi borçlarını karşılaştırmış, kur değerleri de hesaba katıldığında Cengiz Holding’in affedilen borcunun, bugün tüm kampanyadan toplanan paradan katbekat fazla olduğunu açıklamıştı. Karabat’ın verdiği bilgi şöyleydi: “Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesindeki Merkezi Uzlaşma Komisyonu, Cengiz İnşaat’ın 2005-2009 yıllarına ait 424.4 milyon TL’lik vergi cezasını affetti. Bu vergi affı daha sonra dönemin Maliye Bakanı Naci Ağbal tarafından da 2016’da kabul edildi. 2006-2009 arası ortalama dolar kuru 1.40 Türk Lirası’ydı. Bu hesapla Cengiz Holding’in affedilen 424.4 milyon liralık vergi borcu 303.1 milyon dolara karşılık geliyor. Bu tutarın bugünkü kurdan değeri 2 milyar 41 milyon lira. Yani ‘Biz Bize Yeteriz’ kampanyasından toplanan para ise bu borcun ancak yarısı.” 

Şaşırıyor muyuz? Hayır.

Gelelim motokuryeye. Motokuryecilik gerçekten son yıllarda özellikle pandemiden sonra büyük patlama yaptı. Türkiye’de 1 milyonun üzerinde motokurye bulunuyor, bunlardan yalnızca 1/9’u kayıtlı çalışıyor ve bir yılda 200’e yakın motokurye hız baskısı sebebiyle hayatını kaybediyor.

Bir yandaş şirketin affedilen vergi borcunu 1 milyon motokuryenin kazanamayacağı tabii malumunuzdur. 

Motokuryecilik bu ülkenin hem istihdamda hem de vergi sistemindeki çarpık düzeni ortaya koyması açısından ibretlik. Onların çalışma koşullarının düzenlenmesi, iş ve yol güvenliği gibi konularla ilgili bir düzenleme yok ama kazançları ile ilgili bir düzenleme olabiliyor örneğin. 

Kurulan mantık motokuryelerin daha “hızlı sürmesini”, daha hızlı paket taşımasını sağlamak için geliştirilmiş. Sektördeki hız baskısı, uzun çalışma saatleri, yetersiz güvenlik ekipmanları, esnaf kuryelik iş modeli, başlıca yapısal sorunlar. Üstelik tüm bunlar doğrudan yol güvenliğini de etkiliyor.

Motokuryelik mesleğini tercih edenler genelde işsizler oluyor. İşten çıkarılmış muhasebeci, yeni mezun iş bulamayan öğretmen, ziraat mühendisi de var mülteci olarak gelenler de... 

Tabii şunu da söylemeliyiz; bir atölye ya da fabrikada düşük maaş, kötü çalışma koşulları, uzun çalışma saatlerine mahkûm olacağıma motokuryelik yaparım diyenlerin de sayısı hiç az değil. Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun (ITUC) 2024 Küresel Haklar Endeksi’ne göre Türkiye’nin işçiler için en kötü 10 ülke arasında. Rapora göre işçiler için en kötü 10 ülke Bangladeş, Belarus, Ekvador, Eswatini, Filipinler, Guatemala, Mısır, Myanmar, Tunus ve Türkiye oldu. Yazarken utanıyorum. Karşımızda bu kapı gibi gerçek varken neden insanlar motokuryeliği tercih etmesinler ki...

Motokurye özelinde Türkiye’de tüm bu yaşananlar ülkenin asıl meseleleri... Ama hepimiz iyi biliyoruz ki asla sıra gelmeyecek. Meral Akşener’in yeni saç kesimi ne anlama geliyor? Bahçeli’nin yüzüğündeki yazıdan ne çıkarmalıyız? CHP-AKP arasında yeni dönem mi başlıyor? Günlerdir sadece bunlar tartışılıyor. 

Uyuyoruz, uyutuluyoruz... Sözüm sadece siyasilere değil medyaya. Çünkü bu uyutulmaya zemin medya aracılığı ile de yaratılıyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları