Öztin Akgüç

Bitmemiş kanal

21 Nisan 2021 Çarşamba

İstanbul Boğazı gibi doğal suyolu varken, ona koşut dar, derinliği az, geçiş süresi uzun, ücretli minyatürünün, yapay bir suyolu projesinin, ekonomik, toplumsal güvenlik açılarından ussal bir gerekçesi olmadığı gibi kamuya açıklanan maliyetle ve sürede tamamlanarak işletmeye alınması olanağı da yoktur. Uygulanmasına başlanacak; fakat proje tamamlanamayacaktır. Maliyeti, özellikle çevreye, doğaya vereceği hasarlar nedeniyle sosyal maliyeti çok daha yüksek, kaynak savurganlığına yol açacak, büyük bir olasılıkla işletmeye de alınamayacak bir projeye, yalnız kişisel prestij, gösteriş amaçlı olarak değil, ısrarın nedenleri de irdelenerek bakılmalıdır.

Başlangıçta projenin gerekçeleri arasında, Montreux Sözleşmesi’nin delinmesi, ABD savaş gemilerine süre ve tonaj kısıtlaması olmadan Karadeniz’e geçiş olanağının sağlanması da düşünülmüştü. Ancak gelişmeler, ana amacın sözleşmeyi delme olmadığını, ABD’nin tamamlanması da kuşkulu, termin süresi çok uzun projeye bel bağlamayacağını, siyasal ve ekonomik konjoktürün hızla değişmekte olduğunu göstermiştir. Proje gerçekleştirilse bile günümüzden geleceği, o günkü koşulları kesin olarak öngörmek olanaksızdır. Gelecek belirsiz, Rusya’yı denizden de çevirmek, Ukrayna’yı desteklemek ise günceldir. ABD’nin, ayak bağından kurtulmak için uzun süreli beklemede yararı yoktur. Montreux Sözleşmesi kısıtlamalarından kısa sürede kurtulmanın ABD’ye yararı olabilirdi. Uluslararası sözleşmelerden Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile çıkma olanağı, İstanbul Sözleşmesi’yle test edildi. İstanbul Sözleşmesi’nin feshi, tarikatların, cemaatlerin, oy tabanının talebi idi ama kadın cinayetlerinin sürdüğü, AB’nin yetkili iki organı Konsey ve Komisyon başkanlarıyla yapılacak toplantı öncesi, ortam müsait olmadığı gibi çıkış kararının ivediliği de yoktu. Yetki tartışmaları, Montreux Sözleşmesi’nin örneğin olarak gündeme getirilmesi rastlantısal değil, ABD savaş gemilerinin Karadeniz’e çıkış bildirimiyle eşzamanlıydı. Ülkede yükselen tepkiler, Putin’in sert uyarısı, sözleşmeden kararname ile çıkılamayacağını gösterdi. ABD, tepkiler üzerine iki savaş gemisinin Karadeniz’e geçişi bildiriminden vazgeçerek, sorunu farklı şekilde çözme girişimine yöneldi. Biden, Putin’e bir yandan tarafsız üçüncü bir ülkede zirve toplantısı yapılmasını önerirken, diğer yandan da Rusya’ya karşı ekonomik yaptırım uygulamasını başlattı. Finlandiya zirve toplantısı için ev sahipliği yapabileceğini taraflara bildirdi. Gelişmeler, Montreux Sözleşmesi’ni delmenin, kanal projesinin, bundan böyle ana gerekçesi olamayacağını gösterdi. Ancak projede ısrarın, prestij dışında da başka nedenleri vardır. Yandaş müteahhitlere iş sağlama, spekülatörlere toprak rantı yaratma, projenin ana güdüleri olarak görülmektedir.

Taahhüt işlerinde süreklilik, iş hacminin büyümesi yaşamsaldır. Yeni iş alamayan firmaların makine parkı, işgücü atıl kalacağı gibi finansal yükümlülüklerini yerine getirememeleri, faaliyetlerini durdurma, tasfiye sürecine girme sonucunu doğurur. Taahhüt firmaları, işverenden aldıkları avans ve hak edişlerle faaliyetlerini sürdürdüklerinden, bu firmalara yeni iş imkânları yaratılması gerekir. J.M. Keynes yeni iş yaratılması için önce çukur kazılmasını, ardından da çukurun doldurulmasını alaysılamalı olarak önermiştir. Kanal projesi yandaş müteahhitlere en azından bu olanağı sağlar.

İstanbul’da köprülerin bağlantı, çevre yolları, toprak rantı yaratmış kişilerin zenginleşmesi üretimle, katma değer yaratmalarıyla değil, havadan inme gelirle sağlanmıştır. Çevre yoluyla rant yaratma olanağı, yeşil alanlar da AVM’ye dönüştürüldüğünden, kupon arsa sayısı da azalmıştır. Proje, prestij yanı sıra rant alanları, kupon arsalar yaratmaya, “ileri görüşle” arazi kapatanları da ödüllendirmeye yöneliktir.

Kanal projesi nedeniyle Montreux’nün gündeme gelmesinin yararları da olmuştur. Bigâne, kayıtsız vatandaşlar da Lozan Antlaşması’yla Türkiye’nin bağımsızlığının tanındığını; Montreux ile de boğazlar üzerinde egemenliğinin sağlandığını ya öğrendiler ya da belleklerini tazelediler. Kararname ile uluslararası sözleşmelerden çıkılamayacağının kavranması, 12 Eylül sonrası ülkedeki siyaset düzeyinin net olarak görülmesi de diğer yararlar oldu.

Uzun süreli öngörülerde yanılgı olabileceği bilinmekle beraber projenin, belirlenen maliyet ve sürede gerçekleştirilemeyeceği öngörülmektedir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İktidar olma hedefi 29 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları