Öztin Akgüç

Ekonomik Yoksa Politik mi?

03 Haziran 2011 Cuma
\n

\n

Son günlerde döviz kurunda yukarı doğru yaşanan hareketlenme İMKB endeksinde zaman zaman yaşanan sert düşüşler, yabancıların yatırımcılara önerileri, Türkiyenin kredi notu üzerindeki olumsuz görüşler, çoğunlukla ekonomik nedenlere, beklentilere bağlanıyor. Büyüyen dış ticaret ve cari işlem açıkları, hızlanma eğilimi gösteren enflasyon, dış borç stokunda kabarma, genişleyen açığın finansmanı gibi nedenlerle döviz kurları ve borsadaki gelişmeler açıklanmaya çalışılıyor.

\n

Dış ticaret açığı, cari işlemler açığı, dünya geneline göre yüksek enflasyon hızı, aşırı işsizlik, dış borçlar, bunlar Türkiyenin bilinen, kronik, süreğen ekonomik sorunlarıdır; yeni oluşan sorunları değildir. 2011 yılında enflasyonun hızlanacağı, finansman sağlanabildiği sürece dış ticaret ve cari açıkların büyüyeceği kamu borçlarının kabaracağı, emtia fiyatlarının yükseleceği zaten öngörülen gelişmelerdir. Ekonomi bilimi doğru teşhis ve öngörü sağlar. Derecelendirme kuruluşlarının, finansman kurumlarının bu tür ekonomik gelişmeleri öngörememeleri düşünülemez. Öngöremiyorlarsa, onların bilgi, yetenek ve niyetlerinden kuşkulanmak gerekir.

\n

Türkiye ekonomisindeki gelişmeler öngörüler, beklentiler doğrultusunda olduğuna göre, bunların sanki yeni olgularmış gibi borsa ve kurlar üzerinde etkili olduğunu savunmak gerçekçi olamaz.

\n

Kanımızca gelişmelerin nedeni ekonomik değil ağırlıklı olarak politiktir; politik beklentilerdir. İMKBde daha çok yabancı yatırımcıların satış yapması, borsada yabancı payının azalmakta olduğuna ilişkin bilgiler olayın politik yönünün ağır bastığının göstergeleridir. Borsacıların deyişi ile eğer yabancı yatırımcılar AKPnin mutlak siyasal iktidarını, seçimi açık ara kazanacağını satın almış olsalardı, seçim öncesi değil, seçim sonrası kâr realizasyonuna girişirlerdi. Basiretli, sağgörülü bir yatırımcı, fiyatlarda yükseliş bekliyorsa satış yapmaz, ancak fiyat düşüşü beklentisi olduğunda satışa yönelir.

\n

Açıklanan Beyaz Saray seçim tahmini, güvenilir araştırmalarda AKPnin oy oranının yüzde 40ın altında kalacağı bulgularının zayıf bir AKP iktidarı ya da bir koalisyon beklentisinin yabancı yatırımcıların kararlarında etkili olduğu savını güçlendirmektedir.

\n

Beyaz Sarayın basına yansıyan seçim tahmini, belki anımsanır, seçim kampanyası başlangıcında yaptığım aritmetiğe dayanan kaba hesapla örtüşüyor. Yinelenirse kaba bir hesapla AKPnin oylarının yüzde 40ın, CHPnin oylarının da yüzde 30a yakın fakat altında kalacağı tahmini yapmıştım. İMKBde gelişmeler, yabancı yatırımcıların yine borsacıların deyişiyle bu tür beklentileri satın almaları olasılığını güçlendiriyor.

\n

Son birkaç ay içinde, İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Bodrumda sürücülerle, otel çalışanlarıyla, garsonlarla hatta satıcılarla konuşup görüşlerini almaya çalıştım. Bir AKP yoğunluğu görmedim. Konuşmalarda AKP yanlısı olduğu anlaşılanlar bile açıkça AKPye oy vereceklerini söylemekten çekiniyorlardı. Söylenenleri abartmıyorum; konuştuklarımın çoğu beni tanımıyor; siyasal eğilimimi de bilmiyordu; bu nedenle sırf hoş görünmek için tavır değiştirdiklerini söylemek de doğru olmaz.

\n

Yabancı yatırımcılar, zayıf bir AKP iktidarı ya da bir koalisyon beklentisi ile hareket ediyorlar, bu seçeneği satın alıyorlar yargısı belki çok iddialı bulunabilir. Seçim sonuçlarını öğrenmemize on günlük bir süre kaldı. Dileğim temiz, dürüst bir seçim olsun. Sonuçlara leke, gölge, hile, oy hırsızlığı, şaibe söylentileri düşmesin. Türkiyenin, bir de seçim sonucunun güvenilir olmaması gibi bir nedenle karışmasına hakikaten tahammülü yoktur.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İktidar olma hedefi 29 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları