Öztin Akgüç

İleri Demokrasinin Anlamı Patronaj Sistemi

09 Mart 2014 Pazar

Yıllardır Türkiye’deki siyasal düzenin demokrasi değil, patrimonyal bir sistem olduğunu savunmaya çalışıyorum.
Ülkedeki düzenin gerçek demokratik düzene benzer bir yanı bulunmadığı halde yerleşik düzen patronaj sisteminin tüm özelliklerini taşımaktadır.
Patronaj düzeninde patron ve patron etrafında oluşmuş hizip, klik vardır. Bu hizip, klik bir ideoloji, bir program çerçevesinde bir araya gelmiş topluluk değildir. Ortak payda, ortada bir ideoloji, bir program olmadığından kişisel ilişkilerle patrona bağlılıktır. Böyle bir yandaş grubu, şebekesi medya dahil çeşitli araçlarla patronu yüceltmekte; güç gösterisi yaparken öte yandan patrondan da beklentilerinin karşılanmasını istemektedir. Çıkar bölüşümünü sonunda patron yapmaktadır.
Böyle bir düzende yargı bağımsızlığı olamaz. Özel yetkili mahkemeler örneğinde olduğu gibi sınırlanmamış yetki alanları vardır. Ülkede patron ve çevresi gayri resmi, yasal olmayan bir hiyerarşi oluşturmuştur. Yandaş şebekesine dahil olanlar kurumlarda yarı zamanlı da olsa görevlendirilmektedir. Resmi görevlilerin yanında patrona bağlı bir gayri resmi yapı oluşmuştur. Etkili olan bu gayri resmi hiyerarşik yapıdır. Patrimonyal düzende yazılı düzenlemeler değil, sözlü emirler geçerlidir. Sözlü emirler bir şekilde gerektiğinde alo hattı kurularak ilgililere iletilmektedir.

***

Yandaş şebekelerde ideolojik bağ, bir program çerçevesinde birleşme olmadığından, çıkar beklentisi bir araya gelmenin ana güdüsü, saikidir. Bölüşümden daha fazla pay alma çabasının doğal sonucu patrimonyal sistemde yiyiciliğin yaygınlığıdır. İktidarda olanların ve çevrelerinin yolsuzluğa bulaştığı, yiyiciliğin, zimmete para ve mülk geçirmenin yaygın olduğu düzen “kleptokrasi” olarak nitelendirilmektedir. Ülkemiz düzeni kleptokrasi olarak nitelendirilebilir. Kleptokrasi patrimonyal sistemin doğal sonucudur.
İşadamlarımızın, bürokratlarımızın, medya mensuplarımızın, hatta eğitim, öğretim görevlilerimizin ve de halkımızın azımsanmayacak bir bölümü patronaj sisteminden yanadır. Yandaş şebekesine dahil olup pay almak kolay yoldur. Kişilikli olmak, savaşım vermek, rekabet etmek, kişisel artamlarla başarı kazanmak zordur. Bu nedenle gerçek demokratik bir düzen değil, bir ortaçağ düzenini de anımsatan patronaj düzeni ülkede tercih edilmektedir.
Demokratik düzen, toplumsal gelişme, nitelikli, mücadeleci, haklarını ve sorumluluklarını bilen, medeni cesaret sahibi, onurlu, saygınlığını ön planda tutan, öz saygısı olan bireylerin düzenidir.
Ürkek, neme lazımcı, kolaycı, öz saygısı olmayan, kişiliği gelişmemiş bireylerin düzeni demokrasi değil, patrimonyal sistemdir. Türkiye, ne yazık ki yetmiş yıldır, kısırdöngüleri kırıp, patronaj düzeninden demokratik düzene geçememektedir.
Türkiye’de çıkarlarını, geleceklerini patronaj sistemine bağlamış olanların ortak tehlike olarak gördükleri, kişilikli, nitelikli, özgürlükten, bağımsızlıktan yana olan bireylerdir.
Tersine bir ayırım, negatif seleksiyonla bu kişiler bürokrasiden, eğitim kurumlarından, medyadan hatta iş yaşamından dışlanmaya çalışılmaktadır. Patronaj düzeninin çökmesi, yandaş şebekesinin de dağılması, çıkar paylarını yitirmeleri anlamındadır. Onlar için iktidarda kalma, ölüm kalım savaşıdır. Bu korku ile her araç kullanılarak patronaj düzenini yaşatmaya çalışmaktadırlar.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İktidar olma hedefi 29 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları