Öztin Akgüç

Paranın değeri, karşılığı

13 Aralık 2023 Çarşamba

Dolanımdaki kâğıt para, banknotun reel, gerçek değeri yoktur. Değeri, nominal itibarıdır. Para birimine göre kâğıt para üzerinde 5 basılı ise değeri 5 lira, 100 yazıyorsa değeri 100 liradır. Kâğıt para değerinin itibarı olması tüm para birimleri ABD Doları, Avro için de geçerlidir.

Dolanıma banknot çıkarma tekeli, imtiyazı merkez bankalarına; fiyat ve finansal istikrarı, paranın iç ve dış değerini korumak göreviyle verilmektedir. Kâğıt paranın değeri, satın alma gücünden, borç alma, ödeme, birikim aracı olmasından kaynaklanır. Paranın toplumda ödeme aracı olarak genel kabul görmesi gerekir. Merkez bankalarının çıkarmış olduğu kâğıt para, ülkelerinde ödemelerinde zorunlu olarak kabulü gereken paradır. (Legal tender)

19. yüzyılda merkez bankalarına banknot çıkarma tekeli verilirken karşılığında belli oranda altın karşılığı bulundurma zorunluluğu aramış; kâğıt paranın altına konvertibilitesi, değişim dönüşüm serbestisi, altın standardı (gold standard) uygulanmıştır. Altın külçe standardında (gold bullion standard) yine kâğıt paranın altına konvertibilitesi, değişimi vardır. Ancak belli tutarın üstünde paranın altına, belli bir ağırlığın üstünde altının da kâğıt paraya dönüşümü olanaklı olduğundan kâğıt para-altın konvertibilitesi sınırlanmış olmaktadır. Altın standardı, zaman zaman duraklamalara, askıya alınmalara karşın ilke olarak, 1817 yılından I. Dünya Savaşı’na değin sürmüştür. Savaşın finansmanı için aşırı kâğıt para basımı, kâğıt para altın ilişkisini, konvertibilitesini koparmıştır.

I. Dünya Savaşı sonrası tekrar altın standardına dönme girişimleri olmuş, bazı ülkelerde uygulamaya geçilmiş, ekonomik kriz sonrası altın standardını İngiltere 1931, en son ABD 1933 yıllarında terk etmiştir.

II. Dünya Savaşı sonrası uluslararası finansal sisteme yeni bir düzen getirilmeye çalışılmış, savaş sonlanmadan bu amaçla ABD’de Bretton Woods Konferansı toplanmış; toplantıda Bretton Woods Sistemi olarak anılan, altın kambiyo standardı olarak da nitelendirilen altın standardının bir çeşitlemesi uygulamaya konulmuştur. Bu sistemde ABD Doları, rezerv para olarak kabul edilmiş, diğer ülkelerin ulusal paraları sabit bir kurdan dolara bağlanmış; ABD de yabancı merkez bankalarının talebi üzerine ABD Doları’nı sabit bir fiyat üzerinden bir ons altın (31.8 gram) 35 dolar olarak altına çevirmeyi taahhüt etmiştir. Bu sistem, ABD’ye tüm dünya için rezerv para basma olanağını sağlamıştır. ABD cari işlemler açığı vermesi üzerine diğer ülkeler merkez bankaları ellerinde biriken dolarları altına çevirmek isteyince ABD önce doları devalüe etmiş, talebi engel olmayınca Başkan Nixon 15 Ağustos 1971 tarihinde dolar-altın konvertibilitesine son vererek “altın penceresini” kapatmıştır. Bilinenleri yinelemenin amacı, rezerv paraların USD; Avro dahil reel karşılığının olmadığını, değerlerinin itibarı olduğunu anımsatmaktır.

MB’ler, yabancı para, devlet, kamu borçlanma senetleri, devlet tahvili, Hazine bonosu alımı; bankaları kredilendirme yoluyla dolanıma banknot çıkarırlar. 2007-8 krizi sonrası gelişmiş ülkeler MB’leri varlık alım programları (VAP) çerçevesinde özel kesimin çıkarmış olduğu borçlanma senetlerini de dolanıma banknot çıkarmanın teminatı olarak almışlardır.

MB’ler, para politikası araçları, kısa vadeli faiz oranları belirleme yoluyla, fiyat ve finansal istikrarı sürdürecek düzeyde ekonominin likiditesini ayarlamalıdır. İktisatta öncülüğünü Milton Friedman’ın yaptığı yaklaşıma göre enflasyon parasal bir olgudur, MB’nin ekonominin likiditesini ayarlayamamasından kaynaklanır. MB’ler, ekonominin büyüme hızı ile uyumlu parasal genişleme yaparak paranın iç ve dış değerini korumak istikrar sağlamakla görevlidir.

Bireyler için paranın değeri, öznel olarak nasıl kazanıldığına ve miktarına bağlıdır. Emek karşılığı kazanılan para değerlidir. Havadan inme, paradan para kazananlar için değeri daha az olduğundan savurganca kullanarak iktisatta “marjinalist” ekole göre paranın da miktarı çoğaldıkça marjinal değeri, faydası azalır. Böyle olmasına karşın bireylerin daha fazla kazanmak için girişimde bulunmalarının nedeni bireylerin paraya karşı doyumsuz (insatiable appetite) iştahlarıdır. Fon olayında, halkın büyük bölümünün algılayamadığı milyonlarca doları, halk deyişiyle yedi sülalesine yetecek parası olanların niçin girişimde bulunduğudur. Yanıtı; doyumsuz iştah. Bir yabancı atasözü uyarısı: “Tamahkâr, açgözlü olma her şeyini yitirebilirsin.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları