Elektrikli araçlar neden alınmalı, neden alınmamalı?

11 Ağustos 2023 Cuma

Elektrikli araçlar hayatımıza yeni girmiş olsa da aslına bakarsanız ilk elektrikli otomobil 1835 yılında üretildi. Elektrikli otomobiller çok uzun süre boyunca düşük menzil nedeniyle tercih edilmedi. 1997 yılında ise devrim niteliğinde sayılabilecek bir otomobil olan hibrit Prius, Toyota tarafından tanıtıldı. Tam elektriklilerde ise en büyük atılım Tesla'dan 2006 yılında geldi. 2006 yılında Tesla Roadster modelinin 200 kilometre menzile sahip olduğu açıklandı.

Bu tarihten itibaren elektrikli otomobiller tekrar hızlı bir şekilde yükselişe geçti. Ancak hâlâ pek çok soru işareti de taşıyorlar. 

Bunlar öncelikle elektrikli otomobillerin gerçekte ne kadar çevreci olduğu? 

Hem üretim aşamasındaki CO2 salınımı hem de elektrik enerjisinin büyük bir kısmını kömür, doğalgaz ve petrolden sağlayan dünyada özellikle beygir gücü yüksek elektriklilere çevreci demek mümkün mü? 

Elektrikli pazarının daha da genişlemesi durumunda neredeyse tümünde kullanılan lityum iyon piller için gerekli lityum nasıl sağlanacak? 

Ayrıca belirli bir süre sonunda değişmesi gereken bataryalar için de tekrar lityum gerekecek. 

Başlıca bu sebepler nedeniyle batarya yerine hidrojen tüpleri ve hidrojeni elektriğe çevirecek sistem uygulamak ile emisyonsuz yakıt üretmek için çalışmalar yapılıyor. 

Bu konuya daha sonra değineceğim. Şimdi asıl sorumuz Türkiye'de elektrikli otomobilleri kimler hangi nedenlerle tercih etmeli veya etmemeli?

HANGİ ELEKTRİKLİLER AVANTAJLI?

Türkiye'de öncelikle bakmamız gereken hayat pahalılığı nedeniyle fiyat. Kasım 2022'de yapılan matrah düzenlemesi ile 1600 cc altındaki motora sahip fosil yakıtlı araçlarda yüzde 45, 50, 60, 70 ve 80 olmak üzere kademeli bir vergilendirme uygulanıyordu. Şu anda ise Türk Lirası'ndaki hızlı değer kaybı nedeniyle bu gruptaki tüm otomobiller yüzde 80'lik dilime giriyor. 1600-2000 cc arası ve 2000 cc üzerinde silindir hacmine sahip olanlarda ise bu oran yüzde 220'ye kadar çıkıyor. Elektrikli otomobillerde de benzer kademeli bir ÖTV sistemi kullanılıyor. Elektrikli otomobillerde ÖTV yüzde 10, 40, 50 ve 60 olarak uygulanıyor. 

160 kW altı 1 milyon 250 bin TL altı modeller yüzde 10 üzerindeki fiyata sahip olanlar yüzde 40 ile vergilendiriliyor.

160 kW üzeri 1 milyon 350 bin TL altı modeller yüzde 50 üzerindeki fiyata sahip olanlarsa yüzde 60 ÖTV oranına sahip.

Ancak unutulmaması gereken bir ayrıntı daha var. Çin'den gelen otomobillerin gümrük vergisi yüzde 40 artırıldı ve yüzde 54'e yükseldi. Yani Çin'de üretilen modeller Avrupa'dan gelenlere göre daha yüksek oranlarla vergiye tabi olduğu için avantajlarını büyük oranda yitirdi.

Çin'den gelenlerin haricinde yüzde 10'luk dilime giren yalnızca birkaç model var ve bayilerde bulmak neredeyse imkânsız. 

Diğer vergi dilimlerine giren modellerde ise en avantajlı olanlar 2000 cc üzerinde olup da yüzde 220 ÖTV uygulanan modellerle rekabet eden ancak sadece yüzde 60 oranında ÖTV alınan modeller.

Buradaki fiyat avantajı 2022 yılındaki satış rakamlardında da ortaya çıktı. BMW iX, bir önceki yılın en çok satan aracı Renault Zoe'yi geçerek zirveye çıktı.

ELEKTRİKLİLERİN ARTILARI

-Vergi avantajı haricinde elektrikli otomobillerin en büyük avantajların biri bakım maliyeti. 10 bin 15 bin kilometrede bir sıvı bakıma ihtiyaç duymayan bu araçlarda ortalama 60 bin kilometrede bir polen filtresi ve balatayı değiştirmek yeterli oluyor. Tüm bakımları bu kadar.

-Elektrik motoru içten yanmalı bir motordan çok daha hızlı bir şekilde potansiyelindeki tüm gücü tekerleklere aktarabilir. Bu sayede anlık elektrikli araçların ivmelenmesi oldukça şiddetlidir. Benzer güçteki fosil yakıtlılara göre çok daha kısa sürede hızlanabilirler.

-Şanzımanları tek vitesli olduğu için hızlanırken ya da yavaşlarken bir sarsıntı da olmuyor.

-Ayrıca elektrikli motorun sesini de duymak oldukça güç. Bu araçlar fosil yakıtlılara oranla oldukça sessiz.

-Yolculuk için gerekli olan elektrik enerjisi de benzer güçteki fosil yakıtlı bir araca göre oldukça az. Öyle ki 20-25 TL'lik şarjla 100 kilometre yolculuk yapabilmeye imkân tanıyan modeller bulunuyor.

ELEKTRİKLİLERİN EKSİLERİ

-En büyük dezavantajların biri bu araçların pek çoğunun tamamen dolu bir batarya ile ortalama 300-400 kilometre gidebilmesi. Bu da demek oluyor ki bataryayı doldurmak için daha fazla mola vermelisiniz ki hızlı şarjda bile yarım saat civarı süreyi göze almalısınız. Ayrıca yakıt istasyonuna oranla şarj istasyonu sayısı da oldukça az.

-Bakım maliyetleri düşük olmasına karşın bataryaların ömrü kullandıkça azalıyor ve bir süre sonra değiştirilmesi gerekiyor. Bataryalar oldukça pahalı. 2023 yılının en çok satılan modeli Tesla Model Y'den örnek verirsek bu aracın batarya değişim ücreti 300 bin ila 435 bin Türk Lirası arasında değişiyor.

-Elektrikli araçlarda çok vitesli şanzımana yer verilmediği için son hızları güçlerine oranla oldukça düşüktür. Yüksek hızlarda da enerji tüketimi oldukça yükselir. 

-Motor sesinin neredeyse hiç duyulmaması hızlı sürüşlerde sürücüye negatif etkide bulunur.

-Oldukça düşük gözüken batarya dolum maliyeti eğer bu hizmeti dışarıdan alacaksınız katlanarak artıyor. Hızlı şarj istasyonlarını kullanacaksanız ev elektriğine oranla 6 katın üzerinde para vermeniz gerekecek.

KİMLER İÇİN UYGUN?

Fosil yakıtlılara oranla elektrikli araçlar daha çevreci olması ve düşük kullanım maliyeti nedeniyle doğru bir tercih olarak görülüyor. Ancak özellikle evde şarj edebilecek ve uzun yolda pek sık seyahet etme gereksinimi olmayanlar için...

Ayrıca özellikle yüzde 10 ve yüzde 60'lık ÖTV dilimine giren ve Çin'den gelmeyen (Yüzde 54'lük gümrük vergisine rağmen hâlâ rekabetçi fiyata sahip olanlar da var.) birçok elektrikli model fosil yakıtlılara oranla ciddi bir fiyat avantajına sahip. Sırf bu nedenle bile elektrikli almak akıllıca.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları