Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Deli Dumrul’un başı dertte
Deli Dumrul, mitolojik bir öykünün kahramanıdır. Kuru çayırın üstüne köprü yapıp geçenden 33, geçmeyenden 40 akçe aldığı için bize pek yabancı gelmeyen Sayın Dumrul önüne gelene posta koymasıyla da ünlüdür. Azrail’le bile hırlaşır, “Ey Azrail, sen kim oluyorsun” der.
Dumrul bir gün kendisini iyi hissetmez. Eşine, “Şekerim mi düştü ne? Ambulans çağır!” der.
Ambulans gelir. Sağlık teknisyenlerine bakar; birini gözü tutmaz.
-Sen kimsin?Teknisyen kulağına eğilir, “Azrailim... Geçende
‘Kim oluyorsun’ diye sorduğunum” der. Deli fenalaşır, ortalığı çift görmeye başlar.
-Beni sen mi götüreceksin?
-Bir yere kadar... Sonrasını Tanrı bilir.
-Daha çok işim var. Sen bu gün başkasını götür!
-Kimi götüreyim?
-Mesela FETÖ’cülerden birini götür.
-Bunları yolda konuşuruz.Ambulans yola çıkar. Deli cepten anasını arar.
-Ana, oğlun için gitmez misin?
-Dünya şirin, can aziz. Gidemem.Babasını arar. O da aynı şeyi söyleyince Deli,
Azrail’e, “Moruklar aralarında sözleşmişler, beni harcıyorlar!” der. Azrail, karısını aramasını önerir: “Eski senaryolarda bu numara söküyordu.”
Eşi, Murathan Mungan’ın “Yedi Kapılı Kırk Oda” kitabındaki Dumrul öyküsünde anlattığı gibi konuşur:
-Benden aldığın canla yaptığın ömrü bir başkasıyla geçirmek için mi istiyorsun?
Geçtikleri yolda yan yana dikilmiş upuzun binalara gelip gidenlerin arabaları o kadar çoktur ki ambulans aralarından sıyrılıp hastaneye varamaz. Durmadan siren çaldıkları halde ancak akşam gün batarken ulaşırlar.
Yoğun bakım doktoru teşhisi koyar:
-Yolda bu kadar zaman geçtiği halde size bir şey olmamış. O halde ölümcül bir durum yok demektir; taburcusunuz!
Dumrul, Azrail’e seslenir:
-Birkaç gün beklesen bizim köprünün oralarda bana hayran çok adem yaşar; birkaç tanesini getiririm. Azrail “Bir dene!” der.
Deli, kara gözlük, takma sakal takar, kahve, çarşı gezer.
-Cengâver delimizin başı dertte, birimiz kendisini feda etmeli! Beklediği ilgiyi görmez. Son gidişinden bu yana eğilimler çok değişmiştir:
“İşimiz de şu dere gibi kurudu” derler, köprüye verdikleri para batmaya başlamıştır, “Bu ne haksızlık!” derler.
Deli, Azrail’e rüşvet teklif eder. Azrail -Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıçları gibidir- kabul etmez, “Köprüler kurup zorla para toplarsan bir zaman gelir kimse senin için kendini feda etmez” der, “Bu iş bitti; haydi giyin de gidelim!”
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Türkiye'deki sağlık sistemi ne durumda? Mersin Tabip Oda
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
En Çok Okunan Haberler
- Savunma sanayi firmalarının ürünleri, Din dersinde!
- Korhan Berzeg olayında yeni gelişme
- Akşener'den kurultayda 'veda' konuşması
- Polis meslektaşlarına ateş etti
- Kadınlara 'Cehennemde yanacaksınız' diye bağırdı
- Müsavat Dervişoğlu İYİ Parti Genel Başkanı oldu
- 'Türkiye ilk etkilenenlerden olacak...’
- İYİ Parti'de tarihi kurultay: Seçim üçüncü tura kaldı!
- Rakı fiyatlarına büyük zam
- Seçim ikinci tura kaldı