Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Don Kişot mudur?
17. yy. başlarında İspanya altın çağını yaşamaktaydı: Columbus, okyanusu aşmış, Velazquez nefis tablolarıyla ünlenmiş, Cervantes de romanlarını yazmaya başlamıştı.
Bu zamanlarda La Mancha bölgesinde, Toledo’ya yakın bir yerde birbirine yakın beş yel değirmeni yaşardı. Yel değirmenlerinden “yaşardı” diye söz açmak yadırganabilir ama bu değirmenler gerçekten canlıydılar: Rüzgâr sert estiğinde beraberce devinir, yorulduklarında kanatlarını sıyıran lodosun ve poyrazın fısıltıyı andıran sesleriyle söyleşirlerdi.
O sıralarda Cervantes, ünlü romanını yazmış, Don Kişot’u meşhur etmişti.
Bir sabah ovadan kıvrıla kıvrıla gelen ve yanlarından geçen yolda zırhlara bürünmüş ve zayıf bir ata binmiş acayip bir adam belirdi; uzunca boyluydu, arkasında eşeğe binmiş şişmanca biri vardı. İkisi de değirmenlere doğru geliyorlardı.
Onları yola en yakın duran değirmen gördü, diğerlerine seslendi, “Sakın bu Don Kişot olmasın!”
“Maalesef ta kendisi!”
Değirmenler, kendini asil şövalyelerin en âlâsı sanan bu tuhaf kişinin ikide bir de bir değirmene saldırmadan edemediğini biliyorlardı: “Bakalım bu sefer piyango hangimize vuracak.”
“Yardımcısı ona, bizim kendi halinde, zamanını sakin ve demokratik devinimlerle geçiren değirmenler olduğumuzu kaç kez anlattı ama anlamıyor, canavar olduğumuzu söyleyip saldırıyor.”
Bu sırada Don Kişot değirmenlere oldukça yaklaşmıştı, atının teklediği, onu güçlükle taşıdığı belli oluyordu.
“Bakınız” dedi İkinci Değirmen, “Atın uzun süredir aç olduğu belli; kemikleri sayılıyor.”
Don Kişot bu sırada mahmuzlarıyla atının karnını dürttü; hayvan hızlandı. Üçüncü Değirmen, diğerlerine, “Bana geliyor!” dedi.
“Doğru” dediler diğerleri, “Bu sefer kafasına bir güzel vur da bir daha doğrulamasın!”
“Ona değil, herifi zırhıyla, mataralarıyla, tüm yüküyle taşıyan şu zavallı ata acıyorum” dedi Üçüncü Değirmen, “Zavallı at nasıl çekiyor bu yükü?”
Don Kişot bu sırada saldırdı ama mızrağı değirmenin kanadını sıyırdı, at devrildi, Kişot kendini yerde buldu...
Yaver geldi, Don Kişot’u kaldırdı.
“Görürsünüz bundan da ders almaz, yarın gelir yeniden saldırır!” dedi İkinci Değirmen, “Nasıl kurtuluruz bundan?”
Beşinci Yel Değirmeni en akıllılarıydı, “Ona dersini eninde sonunda biz değil, şu at verecek” dedi, “Ben bu atın gençliğini bilirim; soylu, asil bir attı... Bu adam onu böyle sütçü beygirine çevirdi. Ama ben onun yavaş yavaş Don Kişot’un ne menem bir şey olduğunu anladığını görüyorum. Bir zaman sonra kendisini şöyle bir toplayıp onu sırtından attığında göreceksiniz, o da, bütün değirmenler de hatta yaveri de yani tümümüz rahata kavuşacağız!”
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Türkiye'deki sağlık sistemi ne durumda? Mersin Tabip Oda
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
En Çok Okunan Haberler
- Savunma sanayi firmalarının ürünleri, Din dersinde!
- Akşener'den kurultayda 'veda' konuşması
- Korhan Berzeg olayında yeni gelişme
- Kadınlara 'Cehennemde yanacaksınız' diye bağırdı
- Müsavat Dervişoğlu İYİ Parti Genel Başkanı oldu
- 'Türkiye ilk etkilenenlerden olacak...’
- Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan KDV zammı
- İYİ Parti'de tarihi kurultay: Seçim üçüncü tura kaldı!
- Seçim ikinci tura kaldı
- Rakı fiyatlarına büyük zam