AKP’liler AKP’yi Aklayamadılar..

22 Ocak 2015 Perşembe

AKP’nin 4 bakanına ilişkin Meclis oylamasında, AKP’nin oyları ile Yüce Divan yolunun kapatılması günü kurtardı mı? Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk açıklamalarında, Yüce Divan’a gidilmeyi gerek görmeyen oy sonucu alındığının altını çizerek, rahatlamış izlenimi vermeye dönük “Hayırlı olsun” demekle yetindi. Başbakan Davutoğlu kendisine yönelik sorgulamaları da gözeterek, AKP’nin içinden çıkan karşı oyların, milletvekillerine baskı yapmadıklarının kanıtı olduğu anlamında bir savunma ile AKP içinde yaşananları kamuoyundan olabildiğince uzak tutmanın çabası içinde oldu...
Meclis’ten, gazetecilerin yandaş medyadan da olsalar, habercilik çerçevesinde verdikleri bilgilerle ortaya çıkan tablo ise AKP iktidarlarının bugüne kadar saklanması başarılmış içinde bulunduğu fırtına, büyük dalgaların yansımalarıydı... İktidarlarının medyayı denetleme gücü, kamuoyu oluşturma taktikleri, belki de en belirleyicisi AKP’nin en üst yönetiminden, seçmenine uzanan halkalarda oluşturulmuş merkez gücü, otoriteye, aidiyete bağımlılık, AKP’yi öylesine gelenekçi, içine kapalı liderden gelen talimatların dışına çıkamayacak bir örgütlenme yapısına dönüştürmüştü ki... Milletvekillerinin partinin, ülkenin geleceğine ilişkin özgür bağımsız kararlar veremeyecekleri 13 yıllık iktidar icraatlarının bütünü ile kanıtlanmış, tartışılamaz bir veri olarak öngörülmesi sonucunu getiriyordu.
Yapılan araştırmalar, yolsuzluk eksenli iktidarları icraatlarının bütününde yaşanmış, bir biçimde seçmenlerinin de yaşamlarına dokunmuş gelişmeler karşısında genel eğilimin AKP’nin aklanması için yolsuzluk suçlamaları ile bir biçimde hesaplaşılması gerektiğine inananların sayılarının giderek arttığını ortaya koyuyordu. Doğal olarak AKP içinde kamuoyuna yansıtılmıyor olsa da, yolsuzluk iddialarında asıl suçlunun yolları ayrılan Cemaat, şimdiki adıyla paralel örgütlenmenin suçluluğuna inandırılmış olsalar da, yolsuzluk suçlamalarının en azından kamuoyunda öne çıkmış boyutlarından AKP’nin aklanabilmesi için yargılamaların gerekliliği eğilimleri güç kazanıyordu. Tam da bu nedenle yolsuzluk boyutları anlamında çok riskli görülen yargı yolunun kapatılması sonrası 4 bakan üzerinden siyasal hesaplaşma AKP’yi kurtarabilecek bir taktik gibi de görülebilirdi. Yanılmıyorsak düzeltilmediğine göre doğru olabilecek, bakanların Yüce Divan’a gitmeyi istemeleri önerileri böylesi bir beklentinin ürünüydü.

***

İç tartışmaları bilemeyecek taraftan olarak AKP liderlik kadrolarının, bakanlarla birlikte söz konusu formüle de yanaşmadıklarını, daha doğrusu hiçbir biçimde hesaplaşmayı göze alamadıklarını izledik. Liderlik, taraflar eksenli sonraki dayatmalar, hem yargı hem de siyasal hesaplaşmadan tam kaçış stratejileri üzerinden yürütüldü. Olmazsa olmaz sonucu AKP yönetim kadroları, Meclis içinde AKP çıkarları, geleceği açısından bir yol ayrımından söz açılabilirdi. Erdoğan’ın parti liderliğinden ayrılma, ileride başkanlığa geçiş yolunu da açmak üzere cumhurbaşkanlığını seçişi, içerde büyük kavgalar yaşanmadan AKP içinde çözüm üretme, yumuşak yoldan geçiş arayışlarını gündeme getirebilirdi. Kimi kıpırdanışların anlamlı sözü dahi edilemeden, Erdoğan liderliği üzerinden icraatlar hızla gündeme girdi...
Seçim kampanyasında anayasal düzenin ön-gördüğü tarafsız cumhurbaşkanı olmayacağını, başkanlık sistemini hedeflediğini ilanı en demokratik adımlar sayılabilir. AKP’nin geleceğe yönelik oluşumlarına ilişkin merkez güç olma ataklarında, önce Başbakanlık olarak başlatılmış çok tartışmalı, binlerce odalı lüks betonarme binanın, iktidar gücü simgeli Cumhurbaşkanlığı’na dönüştürülmesi görsel etkin baskılama... Daha anlamlısı Cumhurbaşkanlığı seçim sonucunun ilanı ertelenerek doğrudan AKP genel kurulunu yöneterek yeni hükümetin oluşturulmasında doğrudan söz ve karar sahibi olması. Arkasından yaşamın her alanına dönük Cumhurbaşkanı icraatları kapsamında hükümet icratlarını içeren çıkışları geliyor...
Özetle Meclis’teki oylamada, hele de bir gün önce Bakanlar Kurulu’nu toplayarak yaptığı güç gösterisinin ardından, olsa olsa üç dönemlik seçilme haklarını dolduran milletvekillerinin özgür iradeleri ile oy kullanabileceklerine ilişkin öngörüler vardı. AKP’nin oylamada çok az fire vereceği inancı tamdı. Güvenoylaması için gerekli 276’nın altına düşmesi ile ortaya çıkan tartışmalar AKP’yi derinden sarstı. Kaygılı “ihanet” boyutunda ilk suçlamalar bundan... Sonrasında seçimlerin yaklaşmış olması bağlantılı yeni AKP yönetim kadroları, aday milletvekillerinin oluşturulmasındaki gücün kullanılması ile uzun soluklu iktidar gücüne dayalı dengeler kolaylıkla kurulabilir mi? Kâğıt üstünde çok kolay gibi gözükse de, bundan sonrası siyaseten çok zor olacak? Büyü, bir değil bir köşeye sığamayacak kadar çok nedene bağlı bozuldu...
En yaşamsalı yolsuzluklarla hesaplaşmalardan bu boyutlarda korku, sivil ama birbirinden ağır boyutlarda diktatoryal önlemlerin alınmak zorunda kalınışı, haksızlık-yolsuzluklar üzerinden şaibeyi katladıkça katlıyor. Baştan AKP’nin kurtarılabileceği kirliliklerden toptan aklanabilme giderek zorlaşıyor... Siyaseten işin içinden çıkılabilimiş dünya örneği bilemiyorum...
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bugün 23 Nisan... 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları