Çuvalladıkça

06 Aralık 2014 Cumartesi

Milli Eğitim Şûrası’nın ilk kez açılışını yapan Cumhurbaşkanı, eğitimde yapılacak değişikliklerle yeni bir yaşam tarzını sunacaklarını ilan etti. Demokrasilerde, yürürlükteki anayasal düzen, laik Cumhuriyet, hukuk devleti işlerliğin-de, okullarda uygulanacak eğitim politikaları ile gelecek kuşaklara nasıl olur da bir yaşam tarzıdayatılabilir? BM’ninTemel Hak ve Özgürlükler Bildirgesi ile evrensel geçerlilik kazanmış insan hakları, özgürlüklerin olmazsa olmazı, kişilere, toplumlara belli bir yaşam tarzının dayatılamaması değil midir?
Cumhurbaşkanımızın kişisel özlemi “dindar ve kindar gençlik” yetiştirmek olabilir. Bir mezhep ve inanca bağlı olmak bireyin ne ölçüde tartışılamaz bireysel insan hakkı ise inancı doğrultusunda çocuklarını yetiştirme, yine inancı doğrultusunda sivil toplumsal örgütlülükler içinde de örgütlü katkıda bulunma hakları varsa... Devletin gücü, siyasal iktidarın olanakları kullanılarak bireylere ve de halka belirli düşünce ve inançların, yaşam biçimlerinin dayatılma-sı o ölçülerde insan haklarına, demokrasiye, hukuk devleti düzeni, laikliğe aykırı eylem, suçları oluştururlar. İktidarları, liderleri yıllardır kamuoyuna dönük siyaset yaparken getirdikleri eleştirilerde bugüne kadarki iktidar icraatlarını tam da bu çerçevelerde dayatmacı olmakla eleştirmediler mi?
İktidara geldikleri günden bugüne, aklın, bilimin gereklerinin öngördüğü yolda gençlerin yetişmelerini sağlayacak eğitim politikalarından çok önemli sapmalarla, kendi yaptıkları değişiklikleri bile yazboz tahtası yaparak en son dört artı dört uygulamalarıyla yaratılmış ağır sorunlar yokmuş gibi. İlkokul çocuklarına da uzanan zorunlu din dersleri, Osmanlıcanın zorunlu ders olması gibi yeni kararlar çıkıyor. Henüz bakanlığın sonuç kararına dönüşecek uygulamalar paketini bilemiyoruz. Şimdiden ortaya çıkan tabloda, zaten daha önceki uygulamalarla bütün okulların imam hatiplere benzetilmesi projesinde yeni önemli kararların uygulamaya gireceği anlaşılıyor.

***

Devletin, bilimsel donanımlı, yeteneklerini kullanabilecek, meslek, beceri kazanmış, özgür birey yetiştirme sorumluluğu, zorunluluğu yok-muş gibi. İktidarları insan hak ve özgürlüklerini ayaklar altına alan eğitim politikaları dayatmasında çuvalladıkça çuvallıyor. Besbelli aceleleri, sıkışıklıkları arttıkça, baskı ve çuvallamalar da artıyor. Diktatörlüklerde ancak tek tip, tek inanç, değerler, yaşam tarzı üzerinden toplum yaratma dayatmalarının görüldüğü gerçeği yok sayılıyor. Bilgiye, donanıma, sağlıklı, duyarlı, düşünen, üretebilen, sorgulayabilen insan yetiştirmeye yönelik ancak olabilecek zorunlu pek çok önemli ders kaldırılıyor. Yerlerine eğitim içinde yer verilebilecek, yaşam tarzları, inançlara, alt kimliklere, kültürlere ilişkin ancak seçmeli olabilecek dersler zorunlu yapılıyor.

***

Yargı bağımsızlığında gelinen vahim tablo-dan, cemaatle başları belaya girdiğinden, ortaklık bozulduğundan bu yana İktidarları da yakınıp durmakta. Paralel yapı diyerek cemaatin yargı içindeki kadrolaşmasını temizlemek adına, İktidarlarının ele geçirdiği bir yargı kadrolaşması için aceleci operasyon atakları tam gaz. Dün sosyolog Pınar Selek’in yaşamını karabasana çevirerek 16 yıldır süren, üç kez beraat çıkmış yargılamanın 4. kez başlatılan duruşması vardı. Hani şu Mısır Çarşısı’nda 7 ölüm, 127 yaralama ile sonuçlanmış büyük patlamada araştırma yaptığı terör örgütü üyeleri ile işbirliği yaparak bombalı eyleme katılma suçlaması, karalaması ile yaşamı karartılmıştı. Tutuklu yargılamalar, işkence süreçlerinin yaşandığı örgütlü suçlama dönemlerinde de, işkencede itiraflar, suçlamalar ötesinde kanıt olarak kullanılmış tek raporda bile ancak bombalarda da kullanılabilecek malzemelerin patlama alanında bulunabildiği söylenmişti. Oysa çok sayıda bilimsel rapor ortada bomba olmadığını, patlamanın tüpgazdan olabileceğini gösteriyordu.
Yeni yargılama kadrosuyla daha tarafsız, ciddi bir yargılama süreci umudu olmalı değil mi? Babası, kız kardeşi, kalabalık savunma avukatlarının duruşma sonrası aralarında yaptıkları değerlendirmelere kulak kabartıyorum. Yeniden müebbet isteyen savcının mütalaasın-da bunca yıl sürmüş yargılamanın dosyalarına, savunma kanıtlarına göz atıldığına olsun işaret edebilecek tek cümle yok. Eski savcılık suçlamalarından alıntıların özeti bir metin. Yargının paralel yapılanmanın olumsuz sonuçlarından temizlenmekte olduğuna nasıl umut bağlayacaksınız ki?.. İktidarlarının  yandaş kadrolaşması aceleciliğinde çuvallamaların daha beter olacağının işaretleri pek çok. Zaten İktidarlarının tepe noktası İktidarları icraatlarına yönelik tek bir yargı kararına katlanılmayacağını gösteren pervasız açıklamalarını sürdürmekteler. AYM’nin baraj aleyhine çıkabilecek bir kararını da tanımayacaklarının fetvasını bile verdi...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bugün 23 Nisan... 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları