Evlilikle erkekliği ‘psikopat’a bağlamak

19 Ekim 2015 Pazartesi

Bu ara dizilerimizde aşk ve tutkuyu işlerken evliliği (eleştirel dokundurmaları da ihmal etmeyerek) “baypas” eden iki tematik mecra öne çıkmakta. Birincisi, yaz sezonundan devamla, özellikle ergenkız seyirciye yönelik olarak “erken aşk”ların işlendiği, evliliklerin çok uzaklarda olduğu “meyveli şeker” nev’inden hikâyeler:

Kiralık Aşk, Kiraz Mevsimi, Çilek Kokusu, Güneşin Kızları, İnadına Aşk gibi...

Bir de evliliklerin çoktan aşıldığı, aşındığı, geride bırakıldığı veya başlarken sonlandığı hikâyeler var ki bunların entaze örneği Evli ve Öfkeli... Onunla aynı günde geçen pazar ilk bölümüyle Star’da ekrana gelen Hatırla Gönül de bu ikinci kategori içerisinde sayılabilecek kurgusuyla ve ayrıca evlilik kadar erkeklik üzerine “travmatik” çizimlerle şekillenen bir dizi...

Hemşire Gönül (Gökçe Bahadır) çalıştığı özel hastanenin hem sahibinin oğlu hem de en başarılı doktoru Tekin’le (Onur Saylak) “sevişerek evlenme”nin eşiğindeyken birdenbire sevdiği adamın “psikopat” gerçeği ile yüz yüze gelir. Herkesin içinde bağırılarak taciz edilme; adamın önceki ilişkilerinin mağduru kadınlarla tanışma; nihayet öfke kontrolünün tamamen kaybolduğu bir noktada çatır çatır kırılan parmakları eşliğinde...

Böylece Gönül, evlilikle birlikte korkunç bir erkeklik halinin tahakkümü altında kalacağını canı fena halde yanarak anlamış ve can havliyle kaçmaya başlamıştır. Elbette bu “erkeklikten kaçış” yolunda telafi niyetine önümüze bir “iyi erkek idealizasyonu” konulacak ve onun hayatının diğer karakterlerin hayatı ile çatışmalı bir buluşmaya sevki sağlanarak da o bilindik, alışıldık, klişe kurgusal denklem kurulacaktır!..

Bu doğrultuda, hapisten yeni çıkmış Yusuf’un (Engin Öztürk) yolu, Gönül’le tutkusal bir yakınlığa doğru kesiştirilir. Yusuf da başka bir yönden “erkeklik zehri”nin içindedir ve hapse düşmesine neden olan bir “erkeksi” öldürüşmeyi sürdürmek üzere intikamcı plânlar yaparken belli ki hiç ummadığı bir duvara, Gönül’e toslayacaktır.

Şöyle ki Gönül’ü çocukken yetimhanelerde kaderine terk ettikten sonra şimdi ölüm döşeğinde vicdan yapıp karşısına çıkan babası Kürşat (Ali İpin), Yusuf’un oğlunun ölümünden sorumlu. Dolayısıyla Yusuf, sevmeye başladığı kadının babasını öldürme, Gönül de kendisini en ihtiyaç duyduğu zamanlarda terk etmiş olduğu için öfke dolu olmakla birlikte yine de sonuçta babası olan adamı öldürmek isteyen birini sevme açmazıyla karşı karşıyadır.

Tabii Gönül’ün evlilik cehennemine dalmaktan son anda kurtulduğu, ama hâlâ peşini bırakmamış psikopat Tekin de tüm bu olup bitenlerin tuzubiberidir...

Genelde televizyon, ama özellikle dizi seyrimizi sürükleyen ve güdümleyen artık kadınlar olduğu için kadın-merkezli olarak ve evlilik-erkeklik sorunsallaştırmalarıyla yol alan yapımların bir yenisi olsa da Hatırla Gönül’ün çok “yenilik” sunduğu söylenemez. Tek ayırt edilmesi gereken yan, Onur Saylak’ın hemen herkes tarafından da altı çizilen çok çarpıcı ve inandırıcı psikopat tiplemesindeki başarılı performası. O, hikâyenin gerilimle (tabii ek olarak gizemle) sarmalanarak benzerlerinden farklılaşmasında önemli katkıda bulunuyor. Ama dizinin seçkinleşme yolunda çok daha fazlasına, özellikle karakter takviyelerine ve tematik çeşitlenmeye ihtiyacı var.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları