İnsana Yolculuk

18 Aralık 2008 Perşembe

Emin Özdemir, yalnızca ders verdiği okullardaki öğrencilerin değil, kitaplarıyla son kırk elli yılın okuryazarlarının büyük bölümünün dil ve edebiyat öğretmenidir.

Dili, edebiyat ve insanla birlikte düşünmesi, yaşama sanatını geliştiren birer öğe olarak sunması da onun bir başka değerli özelliğidir.

İnsan Yüreğine Yolculuk (Can Yayınları) adlı yeni kitabında insan ve edebiyat ilişkisini üç temel konu çevresinde inceliyor: Ölüm, sevgi ve tutku.

İnsanoğlunun varoluşundan bu yana kafa yorduğu bu üç ana konuda kendi görüşlerini yansıtırken ne denli iyi bir okur olduğunu da sergileyen alıntılarla eski ve yeni edebiyatın ustalarına başvuruyor.

Böylelikle okurlarına çok değerli kaynakları anımsatmış oluyor.

Ölüm, sevgi ve tutku, insanoğlunun olduğu denli, edebiyatın da ana temaları. Yazarlar bu konularda düşünürken, aynı zamanda insanı anlama ve açıklama yolunda da önemli adımlar atmışlar.

Emin Özdemir, edebiyatın ustalarının değerlendirmelerine başvururken, kendi zengin yaşam deneyiminden de bir o kadar yararlanır: Erzincanın Eğin kasabasının Holu köyündeki ilk öğretmenlik günlerinden üniversite salonlarına dek hayatta ve edebiyatta insan yüreğinin, duygu ve düşünce dünyasının izini sürer. İnsanı insan kılan öğeleri anlamak ve okurlarına anlatabilmektir ana ereği.

***

Günümüz okuru için bir tehlike de, iletişim bombardımanı altında edebiyatın değerlisi ile değersizini ayırmakta ister istemez içine düştükleri yanıltıcı durum.

Emin Özdemir, bu konuda da okuruna çok yardımcı. Edebiyatın hasını hep okurlarına örnek gösteriyor. Şiirler, romanlar, destanlar içinden öyle can alıcı bölümler sunuyor ki, bütün bir edebiyat tarihinin zenginliği içinde duyumsuyorsunuz kendinizi.

İnsan Yüreğine Yolculuk kurgusuyla da ilginç bir kitap: Ölüm üstüne on bir, sevgi üstüne on, tutku üstüne yedi deneme olmasına karşın, bu yazılar öylesine birbirine bağlanıyor ki, aslında üç yazı okumuş gibi oluyorsunuz. Her yazı, bir sonrakiyle bütünleşen dairesel bir süreç izliyor. Birinden ötekine geçerken bir romanın bir bölümünden bir başkasına geçiyor gibi duyumsuyorsunuz kendinizi. Böylelikle sürükleyici bir kitap okuru gibi kapılıveriyorsunuz yazarın anlatımına.

***

Bütün gerçek edebiyat yapıtlarının temel bir amacı vardır yalnızca: İnsanı, dünyayı anlamak ve anlatabilmek.

Emin Özdemir, kitabında çok sevdiği Borges ile giriştiği bir düşsel konuşma sırasında da, sanatçının bu ahlaksal görevine getirir sözü:

Günümüz insanının duygusal körleşmesine, yüreğindeki çölleşmeye ne diyeceksiniz?

Sanatın işlevi, insanlara yaşadıkları gerçekleri duyumsatacak düşler gördürtmektir.

Ölümün tüketici ve sevginin var edici gücü. Bu ikisi arasındaki insanın serüveni.

İnsan Yüreğine Yolculuku bilge bir öğretmenin verdiği edebiyat dersleri ya da hayat dersleri olarak okuyabilirsiniz. Sonunda edebiyat derslerini hayat derslerine dönüştürmeyi başaran bir yazarın kitabıdır elinizdeki.

[email protected]



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yüz Yıl Önce Balkanlar 26 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları