Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Orhan Veli'nin Öyküleri
Yapı Kredi Yayınları, Orhan Veli’nin daha önce çeşitli düzyazı kitaplarının içinde basılan altı öyküsüyle William Saroyan’dan bir çeviri öyküsünü ayrı bir kitap olarak Hoşgör Köftecisi adıyla yayımladı.
\nBelki sizler de sevdiğiniz şairlerin düzyazılarını da merak edip okuyorsunuzdur. Gerçek edebiyat öyle bir şey ki yeniden yeniden okuduğunuzda, ben bunu okumuştum dedirtmez. İçindeki edebiyat tadı sizi sayfaların içine çekiverir.
\nİşte Orhan Veli’nin bu altı öyküsü de böylesi yapıtlardan. Diliyle, dünyasıyla okurunu içine çeken yapıtlardan.
\nKitaba adını veren ilk öykü, “Size bu yazımda üç masalı bir balıkçı meyhanesinde gördüğüm bir dünyadan bahsedeceğim” cümlesiyle başlıyor. Sonra da dil tadıyla yaşama sevincinin birbirine karıştığı, sıradan olmakla olağanüstü olmayı aynı anda başaran cümlelerle anlatıyor öyküsünü. Sıra son cümleye geldiğinde ise patlatıyor sloganını: “Güzel bir dünyada yaşamak istiyorsanız siz de öyle bir meyhane bulunuz.”
\nGünümüzde bulunabilir mi böylesi yerler bilmiyorum. Şimdilerde kolay para kazananların yorucu bir gürültüyle güçlerini saçtıkları yerlere dönüştü masalar. En son Selahattin Hilav vardı, böyle kıyıda köşede kalmış ucuz meyhaneler bulup oralarda oturmayı seven.
\nAma olsun, hayatta kalmasa bile işte Orhan Veli bizlere anlatıyor böylesi güzellikleri.
\n“Öğleden Sonra” adlı öyküde Üsküdar sahilinde, öyküde geçen sözcüklerle söylersek, “Feleklerin üzerine renk renk kayıklar”ın dizili olduğu, kayıklardan içi balık dolu “çavalye”lerin kıyıya uzatıldığı, “karşıda pırıl pırıl parlayan Beşiktaş sırtları. O sırtlarla aramızda masmavi bir Boğaz parçası”nın olduğu kıyıda yaşananlar anlatılıyor. Boğaz balıkçılarının yaşama sevinciyle dolu hayatları... “Aşk, insanı güzelleştirirmiş. Orasını bilmem; ama iş güzelleştiriyor” denilerek gönül yakınlığı duyulan lokantacının kambur çalışanı Ayşe...
\nİyi ki Orhan Veli gibi edebiyatçılarımız var. Bizlere yalnız edebiyatın değil, hayatın da nasıl güzel olması gerektiğini öğreten edebiyatçılarımız...
\n***
\nOrhan Veli’nin ya da Nâzım Hikmet’in ölümlerinden sonra derlenen böylesi kitaplarını okurken aklıma hep Asım Bezirci gelir. Ufak tefek oluşu yanında tükenmez bir enerjiyle durmadan çalışması nedeniyle yayın dünyasında Atom Karınca denirdi ona.
\nBu ürünleri ortaya çıkarabilmek için internetin, tarama cihazlarının olmadığı yetmişli ve seksenli yıllarda devlet kitaplıklarında eski gazete arşivlerini bulup, onlardan fotokopi yoluyla, kimi zaman eliyle yazarak gün yüzüne çıkarmıştı bu yapıtları.
\n1993’teki Sivas toplukıyımında öldürülenlerden biriydi Asım Bezirci. Hakkı nasıl ödenir bilmiyorum. Böylesi kitaplar basılırken bir köşesine, onun emeğine bir saygı cümlesiyle teşekkür mü edilir, bir yere heykeli mi dikilir, bir caddeye adı mı verilir, bilmiyorum. Ama siz okurlar onun bin bir emekle ortaya çıkardığı, yoktan var ettiği kitapları okurken onu anmayı unutmayın olur mu?
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Türkiye'deki sağlık sistemi ne durumda? Mersin Tabip Oda
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
En Çok Okunan Haberler
- Savunma sanayi firmalarının ürünleri, Din dersinde!
- Akşener'den kurultayda 'veda' konuşması
- Korhan Berzeg olayında yeni gelişme
- Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan KDV zammı
- Arda Güler ilk 11 çıktı ve golünü attı!
- Kadınlara 'Cehennemde yanacaksınız' diye bağırdı
- İYİ Parti'de tarihi kurultay: Seçim üçüncü tura kaldı!
- Seçim ikinci tura kaldı
- 'Türkiye ilk etkilenenlerden olacak...’
- Serdar Aziz'den flaş paylaşım!