Postacı Gelmiyor

12 Ekim 2011 Çarşamba
\n

\n

Elektronik posta çıkalı, belki çoğumuz artık kâğıt kalemle mektup yazmaz ve almaz olduk. Ama yine de posta kutumuzda faturalar, uzaklardan gönderilmiş bir kartpostal, kimi zaman da kalem kâğıttan vazgeçmemiş insanların mektuplarını buluyoruz. Kitaplar, dergiler de postayla gönderilip alınıyor.

\n

Posta işlerini yürüten kamu kurumunun eskiden beri iyi işlediği söylenemez ama hani başarıları yere göğe konamayan son dokuz yılın iktidarının bu konuda da bir düzelme sağlamış olmasını bekliyor insan. Ama nerde?

\n

Yayımladığım dergiyi abonelerine ve yazarlarına posta ile gönderiyorum. 5 Eylül Pazartesi günü postaya verdiğim dergi, aynı hafta içinde İsveçte yaşayan Demir Özlüye ulaşmış, sorun yok. Ancak yurtiçindeki adreslere nedense bir türlü ulaşamıyor. 5 Eylülde Üsküdardan postaya verilen dergi aynı kentin yakın bir semtinde, Göztepede oturan Refik Durbaşa, yirmi üç gün sonra 28 Eylülde gidiyor. Derginin İstanbuldan Ankaraya, otobüslerin dört saatte gittiği uzaklığa gitmesi de yirmi günü buluyor.

\n

Yalnız gönderilen postalar için değil yakınmalarım, gelen postaların durumu da aynı. Ankaradan 13 Eylülle 25 Eylül arası postaya verilmiş mektupların hepsi birden aynı gün geliyor. Mektuplar yolda birbirlerini mi bekliyorlar, anlamak güç.

\n

Oysa Cumhurbaşkanımız geçenlerde,Avrupanın iki sağlıklı ekonomisi Almanya ve Türkiyedemişti. Sağlıklı ekonomi Almanyada, postaya verilen bir mektup, yirmi dört saat içinde ülke içinde varacağı adrese ulaşır. Çünkü gerçekten de sağlıklı bir posta sistemi vardır o ülkede.

\n

***

\n

Basınımıza son yıllarda tehlikeli bir eğilim iyice egemen oldu. İktidarın yaptığı başarılı işleri alkışlamada birbirleriyle yarışırlarken aksayan yönleri görmede toplu bir körlük söz konusu.

\n

Ankaradan Eskişehir ve Konyaya çalışan hızlı trenler ne güzel değil mi? Ya Haydarpaşadan Gebzeye gidip gelen banliyö hatlarına hiç bindiniz mi? On milyonu aşkın nüfuslu büyük bir kentin insanlarının önemli bir bölümünün sabah akşam işlerine gidiş gelişlerinde kullandıkları bu hatta çalıştırılan vagonlar neredeyse giderken yolda dağılacak durumda. İnanılmaz bir gürültü, sallantı, tangırtungurluk. O trenlerle her gün yarım saat, kırk beş dakikalık yolculuk tam bir işkence. Ama nerede bir zamanlar halkın arasında dolaşıp onların dertlerini haber yapan gazeteciler?

\n

***

\n

Birkaç yıl önce Turgut Çeviker, kısa bir süre Posta Kutusu adlı bir mektup dergisi yayımlamıştı. Bu derginin bir sayısında da Gültekin Emrenin hazırladığıPosta Şiirleriadlı kitap armağan olarak verilmişti.

\n

O kitaba bakıyorum da çağdaş şiirimizin hemen her ozanı mektup konulu şiirler yazmış. Bir mektubun çevresinde ne geniş dünyalar kurulurmuş, ozanlardan öğreniyor insan. Özdemir İnce, bu duyguyu vurgulamak için olmalı,bir mektup özgürdür her şeye benzeyebilirdemiş şiirinde.

\n

\n

Beklediğim mektup geldi, yollardan,

\n

Bana Cennetimi taşıyan mektup,

\n

Kuyumda boşalan kovalar dolup,

\n

Çiçekler döküldü altın dallardan.

\n

\t\t\t(Ceyhun Atuf Kansu)

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yüz Yıl Önce Balkanlar 26 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları