Ülkü Tamer

Şahinlerle Güvercinleri Birlikte Uçuran Şair

29 Ekim 2011 Cumartesi
\n

Eşkıya yaratmaya toplumsal başkaldırmanın en ilkel biçimi diyebiliriz. Baskıya, zulme ve yoksulluğa ilk başkaldırma bu. Güçlülerin karşısına daha güçlü bir kişiyi, zorbaların önüne daha zorbayı çıkararak onlardan öç alma. Bu başkaldırmanın yeni ve değişik bir düzen kurma diye köklü bir atılımı yok. Geleneksel düzeni, daha yaşanır, daha fukaradan yana, daha adil olarak görmek istiyor.

\n

Bu sözler İlhan Başgözün Köroğlu Düzeninden. Memet Fuat, Köroğlu kitabına almış, ben de oradan aktarıyorum.

\n

Köroğlu, çeşitli rivayetlerden edindiğimiz bilgilere bakılırsa, bu tür bir halk kahramanıydı. Yeni bir düzen kurma amacı yoktu. En önemli işlevi halka umut vermek, onun geleceğe yönelik güzel düşler kurmasını sağlamaktı.

\n

Çeşitli kaynaklar onun bir Celali reisi olduğunu belirtiyor.

\n

Anadoluda yaşamış ya da yaşadığı varsayılmış nice kahramanlar arasında ilk akla gelen ad Köroğludur. Bunu sağlayan da onun dilden dile dolaşan şiirleri olmuştur.

\n

O şiirleri yaratmasaydı, belki Köroğlu da ötekiler gibi geçmişin karanlığında yitip gidecekti.

\n

***

\n

Köroğlunu önce sinemada tanımıştım. İlkokul öğrencisiydim. Mümtaz Enerin Köroğlusu doğrusu pek fazla etkilememişti beni. Takma bıyığıyla dansözler arasında kalça kıvıran Bolubeyine ise o yaşımda bile kıkır kıkır gülmüş, “Bizim Hamal Hüseyin bile bunu perişan eder diye düşünmüştüm.

\n

Ortaokul sıralarında şiirlerini okurken Köroğlunu daha bir ciddiye aldım. Ama yaşamıyla, serüvenleriyle ilgili bilgilerim son derece sınırlı kaldı. Onu Errol Flynnin Robin Hoodunun Türkçe sözlüsü gibi gördüm.

\n

Köroğlunu anlatan çeşitli rivayetler olduğunu öğrendim zamanla. Ama bir Antep rivayeti de olduğundan, Hüseyin Bayaz Hoca elinde koca bir metinle beni ziyarete gelinceye kadar habersizdim.

\n

Yıllar önce (herhalde ben doğmamıştım bile) Antep kahvelerinde anlatılırmış Köroğlunun serüvenleri. Anlatanlardan biri çok ünlüymüş. Hüseyin Hoca o rivayetin peşine düşmüş. Anlatan adamın öldüğünü öğrenmiş. Oğlunu bulmuş. Babasından kalma yazılı bir metnin olup olmadığını sormuş.

\n

Yok, demiş oğlu. Ama ben ezbere bilirim. Babam her akşam beni de kahve kahve dolaştırırdı.”

\n

Hüseyin Hoca para verip yazdırmış rivayeti. Altı ay sonra yine gitmiş adamın oğluna. Yazdığın defterleri yitirdim. Şu rivayeti bir daha yazar mısın? demiş.

\n

Yeni defterleri altı ay önceki defterlerle karşılaştırmış. Kelimesi kelimesine aynı. Adamın rivayeti gerçekten ezbere bildiğine inanmış.

\n

***

\n

Pertev Naili Boratav, Köroğlunu anlatan çeşitli rivayetler arasında dört metnin tam olduğunu ileri sürmüştü: Tobol rivayeti (sadece altı sayfa), Özbek rivayeti, İstanbul rivayeti ve Azeri rivayeti.

\n

Bu rivayetlerden en uzunu, en kapsamlısı Azeri rivayeti. Polonya asıllı araştırmacı Alexandre Chodzko, 1934’te bu rivayeti Âşık Sadık Biz ağzından Mahmud Han Dünbülî Serhun ile Kâtip Mirza Abdülvehhaba yazdırmış, sonra da İngilizceye çevirip 1942de yayımlamış. Aslı Pariste, Ulusal Kitaplıkta bulunan yapıt, Prof. Ferhat Gulamoğlu Ferhadov tarafından yeniden düzenlenip 1975te Bakûda yayınlanmış.

\n

Kitap İsa Öztürkün özenli çabasıyla, Köroğlu Destanı adıyla dilimize de kazandırılmıştı.

\n

***

\n

Hangi rivayet olursa olsun, insan okuyunca Köroğlunun şiirine de bakışı değişiyor.

\n

Köroğlu denildiğinde çoğu kişi gibi sizin de aklınıza gelenler, cenk, kelle uçurma, kan, haraç, talan gibi şeyler mi? Bu rivayetlerden birini okuyun derim. Yeniden değerlendireceksiniz onu, yüreğinde şahinlerle güvercinlerin yan yana uçuştuğunu göreceksiniz.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Notlar... 5 Ocak 2013
Yoksul Köylü 29 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları