Emir ile Kaan

18 Ekim 2012 Perşembe
\n

Emir 21 yaşındaydı

\n

Bir yurtseverin, bir Atatürkçü bilim adamının oğluydu... Rektörü olduğu Malatya İnönü Üniversitesini yalnızca birkaç yıl içinde 53 devlet üniversitesi arasında ikinciliğe yükselten, dünyanın ikinci büyük karaciğer nakli merkezini kuran ve ödül olarak 3.5 yıldır Silivri tutsakhanesinde misafir(!) tutulan ve de o ağır şartlarda karaciğer kanserine yakalanan Fatih Hilmioğlunun gözünden bile sakındığı evladıydı...

\n

Emir, geçen cumartesi gecesi, arabasıyla bir halk otobüsüne arkadan çarparak oracıkta yaşamını yitirdi... Cansız bedeni, Başkent Üniversitesine kaldırıldı... Halbuki Emir, babasına ve onun gibi yüzlerce yurtsevere karşı yapılan hukuk katliamlarına karşı çıkmak için morguna kaldırıldığı Başkent Üniversitesinin Hukuk Fakültesine girmişti Fatih Hilmioğlu, yavrusunun cenazesine gidebilmek için izni sekiz saatlik bir soluk soluğa koşturmaca sonrası alabildi Ve Fatih Hocaya bir gece olsun evinde kalma izni verilmedi. Cenaze töreni öncesinde geceyi Sincan Cezaevinde tek başına geçirdiİşte bizlere anlatılan ileri demokrasibudur!..

\n

- Üzülmek, kahrolmak ne çare

\n

***

\n

Silivri zindanı, Silivri süreci çok hayatları kararttı Ölenler, kalp krizi geçirip herkesin gözleri önünde haykırarak can verenler, sevdiklerini yitirip cenazesine bile katılamayanlar, onulmaz hastalıklara yakalanıp hâlâ içeride tutulanlar

\n

- Hepsi kayıt altında, hiçbiri unutulmadı Unutulmayacak

\n

Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Sevgili Atilla Sertel yazmıştı; gözlerim dolarak, yüreğim kanayarak okumuştum:

\n

- Bir öğle üzeri ara vermişti mahkemeİki genç delikanlı yan yanaydı. Biri Fatih Hilmioğlunun, diğeri ise Yarbay Mustafa Dönmezin oğluydu. Basına ayrılmış kısmın en önünden, baba ve oğulların bağırarak yaptıkları konuşmaları ister istemez duyuyordum. Arada askerler vardı, bir de görevli yüzbaşı Bir ara delikanlıyı, yüzbaşıya yalvarırken gördüm, Hızla gideceğim yanına ve öpüp döneceğim, ne olur çok özledim diyordu. Gözlerim doldu, içim burkuldu

\n

O iki delikanlıdan biri Yarbay Mustafa Dönmezin oğlu Alp Kaan Dönmezdi O da 21 yaşındaydı Ve maalesef o da 1 Eylül 2012de staj yaptığı Azerbaycanda karşıdan karşıya geçerken bir arabanın altında kalarak yaşamını yitirmiştiAtillanın anlattığı tanıklığının son bölümünü bilmiyorum; umarım o yüzbaşı hangisi olduğunu bilemediğim o delikanlıya babasını bir kerecik öpmesi için izin vermiştir...

\n

- Çünkü artık o iki delikanlı da babalarını bir daha öpemeyecekler

\n

***

\n

Pazartesi günü Serhan Bolluk, Aydınlık gazetesindeki başyazısında şöyle diyordu:

\n

- Anadoluda zulmün artsın derler. Zalime söylenir. Zulmün artsın ki isyan olsun. İsyan olsun ki acımız hafiflesinİnsanı insan yapan her şeye, düşmanlar. Ki toplamına vatan diyoruz. Üstünde insan oluyoruz. Onlar vicdansız ve vatansızlar Bu yazı zalime değil, isyan edene. O, adı üstünde zalim. Öyle olmasa zulmeder mi?.. Ama sona geliyor. Bozgunu yakın Anayız, babayız, kızlarız, oğullarız 29 Ekimde meydanlardayız

\n

Tarih babaya bakın, binlerce örnek gösterecektir Zalim yenilecektir En yenilmez sandığı anda halkın gazabıyla yüz yüze gelmeye, gerçek adaletin ne anlam ifade ettiğini görmeye mahkûmdur, hiç kuşkunuz olmasın

\n

- Sevgili Fatih Hilmioğlunun kişiliğinde, Silivri, Hasdal ve Maltepedeki tüm kahramanların önünde sevgi ve saygıyla eğiliyorum Acıları acımız, erinçleri erincimizdir, böyle biline

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ülkemizi Geri Almak 3 Ekim 2013
Ülkemizi Geri Almak 11 Temmuz 2013
İhanet!.. 4 Temmuz 2013

Günün Köşe Yazıları