Küba: Ambargo Altındaki Devrim

29 Kasım 2012 Perşembe

HAVANA - Birkaç metre ötemdeki büste uzunca bir süre baktım, hayretle...

\n

Sonra yavaşça yaklaştım, durdum... Memleketten binlerce kilometre uzakta, sevgiyle dokundum... Sonra altındaki o müthiş, o evrensel ve hiçbir zaman unutulmayacak yazıyı okudum:

\n

-Paz en el pais/ Paz el en mundo...

\n

-Yurtta barış/ Dünyada barış...

\n

Büyük devrimcinin, Mustafa Kemal Atatürkün, Havana eski şehirdeki parkın girişini süsleyen büstüne bakıyordum...

\n

-Üstelik, Atatürkün büstü Havanada tek başına da değildi!..

\n

Kentin bir başka bölgesinde, büyük şair Nâzım Hikmetle rölyef olarak buluşmuştu. Kentin dışındaki bir başka parkta da heykeli bulunuyordu.

\n

-Kendi vatanında yasaklanmaya çalışılan büyük devrimci, burada baş tacıydı!..

\n

***

\n

Küba... Hep istediğim, bir türlü gelemediğim Fidel Castronun ülkesi!..

\n

Fidel gitmeden, bir devir tamamıyla kapanmadan görülmesi, solunması gerekli bu ada ülkesine sonunda gelmeyi başardım... Kübayı size birkaç sözcükle nasıl anlatabilirim diye epey düşündüm. Belki şöyle:

\n

-Müzik ve dansa deyim yerindeyse ruhunu satmış(!), hem insan, hem kültür olarak rengârenk, 53 yıldır yanı başındaki dev emperyalistin, ABDnin ambargosu altında bunalmış ve fena halde yoksul bir güzel memleket!..

\n

Sokaklarda insanlarla hep aynı soru etrafında konuşmaya çalıştım... Çalıştım diyorum, çünkü ne ben İspanyolca biliyordum ne de insanların çoğu İngilizce!.. Soru şuydu:

\n

-Kübada devrim eskimiş miydi? Hem de sonunda Latin Amerikada yükselirken!..

\n

Gençlerin önemli bir bölümü için biraz öyle görünüyordu!.. 1959 devrimi, diktatör Batista onlar için epey gerilerde kalmıştı.. Comandante Che Guevara ise bir mit, biraz da ticari metaydı önünde sonunda!.. Orta yaş ve üstünde ise ibre tamamen tersine dönüyordu; devrim coşkuyla sonrasındaki ABD baskısı ve ambargosu ise öfkeyle anlatılıyordu.

\n

-Bilmeyenlerle unutmayanlar, hayal kırıklığıyla devrim iç içe, kucak kucağaydı!..

\n

***

\n

Hayal kırıklığını yaratan ve körükleyen yoksulluktu...

\n

Kübanın gülümseyen, dans eden, şarkı söyleyen insanları yoksullukta eşitti... Devrim, ambargoyu kıramamıştı... Paraları bile ayrıydı; biz turistler, uluslararası paralara eşitlenmiş Peso kullanıyorduk... Küba yurttaşları ise mahalli parayı... Bizim paramız her şeyi, onların parası ise ancak devlet mağazalarında satılanları alabiliyordu... Bazı özel ve diplomatik araçlar hariç, arabalar bile 1950lerde kalmıştı!..

\n

Gülümsemeyi yaratan ise müzik ve danstı...

\n

Havanada, Verdurada, Trinidadda gece ve gündüz hayat bir karnavaldı sanki. Bizlerin hayatından söz etmiyorum, onların, Küba insanının dokunmaya çalıştığım yaşamını anlatıyorum.. Her renkten Kübalı adeta yürürken bile dans ediyordu sanki.. Durum böyle olunca, Kübaya birlikte geldiğimiz Hakan Aysev, gittiğimiz yerlerde verdiği mini konserlerle Türk Pavarotti olarak geniş bir hayran kitlesi edindi. Sokaklarda durdurup sevgi gösterisi yapanlara ben tanığım...

\n

Anlatacak çok şey var bu güzelim ve sıcacık ülke hakkında ama çok etkilendiğim bir küçük anıyla bitireyim.. Devrimden daha yaşlı bir Kübalıya, Ernestoyu sordum, anlattı:

\n

-Devrimin ikinci yılıydı.. Bir sabah, çok erken, yanı başımızdaki canavar, havadan ve denizden geldi.. Tam üç gün, 72 saat yaktı, yıktı, öldürdü.. Biz, Fidel, Che, ordu ve halk birlikte karşı koyduk.. Silahı olmayan, kazmasıyla, küreğiyle koştu, geldi.. Sonunda def ettik canavarı.. Biliyor musun, bu lanet olası canavarın, Latin Amerikada aldığı ilk yenilgiydi...

\n

Yaşlı adamın anlattığı, 1961 Domuzlar Körfezi çıkartmasıydı.. Ve sözünü ettiği canavar, yani ABD gerçekten Kübadan rezil olarak çekilmişti... Ama en etkileyici bölüm arkadan geldi:

\n

-İşte bugün Latinlerin zaferi o günün üzerinde yükseliyor, 50 yıl sonra da olsa!..

\n

Doğruydu tabii!.. Küba çok büyük bedel ödemiş ama Latin Amerika kazanmıştı...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ülkemizi Geri Almak 3 Ekim 2013
Ülkemizi Geri Almak 11 Temmuz 2013
İhanet!.. 4 Temmuz 2013

Günün Köşe Yazıları