Veysel Ulusoy

Enflasyon raporu

30 Temmuz 2023 Pazar

Son dönem ekonomik büyüme gelişmelerine baktığımızda iki kaynağın sürekli öne çıktığını görüyoruz. Bunlardan birincisi tüketim harcamaları ve diğeri ise pandemi sonrası ülkemize yönelen dış ticaret talebidir. Ekonomideki çıkmaz şimdi bunların da olumlu etkisini yavaşlatacak veya etkisiz hale getirecek gibi gözüküyor.

Olumlu derken yanlış anlaşılmasın...

İnanılmaz derecede değişen fiyatların tetiklediği ertelenmeyen tüketim harcamalarındaki artış ile küresel arz zincirindeki kırılma nedeniyle geçici olarak ülkemize kayan ihracat talebi palyatif ve ekonomik politikalardan bağımsız gelişen bir süreçte sözde ekonomik büyümenin kaynakları olmuştu.

Şimdi bunun da sonuna geliyoruz.

Bu gerçeği Merkez Bankası’nın son enflayon raporunda da anlıyoruz.

Durun, sakın yanlış anlamayın!

Merkez Bankası raporunda ekonomik büyüme konusunda bir yorumda bulunmadı. Sadece bu da değil... İşsizlik oranı ve üretimin yapılandırılmasının enflasyonla ilişkisi hakkında tek bir kelime bile etmedi.

Onun yerine bol bol enflasyonun akademik öğelerini vurguladı, optimizasyon uygulamaları eşliğinde yapılacak mücadelede yöntemlerini açıklamaya çalıştı.

YİNE REVİZYON

Kısıtlamalar dahilinde en iyi sonucun alınmasını ifade eden optimizasyon kelimesi bu zamana kadar olan enflasyon raporlarında fazla gündeme gelmemiş, süslü bazı cümlelerle enflasyon sorununa değinilmişti.

Şimdi ise vurgulu bir tarzda akademik cümlelere yerleştirilerek tüketiciye, yatırımcıya ve en çok da yabancı fon sahiplerine güven aşılanmaya çalışılıyor. 

Gerekli aşıyı da yılsonu tahmini yüzde 22 olan enflasyon oranını yüze 58’e çıkararak, tüketim harcamalarını kısacağını belirterek, devletin faizi ile mevduat faizini birbirine yakınlaştırarak yapmayı planlıyor ekonomiye. 

Bunun için de bizden, herkesten birkaç yıl daha zaman istiyorlar.

Her durumda olduğu gibi... Zamanı da satıyorlar.

Daha bir çok açıklama mevcut raporda ama bunların ve aslında hiçbir söylemin önemi yok. 

Nedeni ise her şeyin paydası olan enflasyon oranının yanlış hesaplanması ve buna dayalı olarak bize yanlış verilen, sunulan ekonomik değerlerdir.

Uzun zamandan bu yana halkın yaşadığı, perakende sektörünün yaşattığı, yatırımcı firmların girdi maliyetlerinde tecrübe ettiği enflasyon oranının (gerçek olanın) üç basamaklı hali tüm söylemleri bir çırpıda bir kenara itiyor. 

Tasarrufun temel kaynaklarından biri olan reel faiz, reel alım gücünün göstergesi olan ekonomik büyüme oranı, ihracattaki kazanımların maliyetinin üstünde yarattığı refah etkisi ve hatta ülkenin gri listedeki konumu, yukarıda vurgusu yapılan tüm değerleri ve onların ölçümlerini gösteriyor.

Enflasyon konusunda verilen yanlış bir görünüm tüm bu değerleri derinden etkilerken, ekonomist ve finans uzmanları yeni yapılan Merkez Bankası atamalarını sadece liyakate dayalı kapsamda sanki inanılmaz birer uygulamaymış gibi yorumlamaya çalışıyor.

Liyakatın çok önemli olduğu fikri, yanlış sunulan enflasyon verisi ile ta başından yerle yeksan olmuyor mu sizce?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerel 21 Nisan 2024
Döviz kuru şoku 24 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları